Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güz Yarası 1

Aşk Mavidir

Kemal Gündüzalp

Aşk Mavidir Gönderileri

Aşk Mavidir kitaplarını, Aşk Mavidir sözleri ve alıntılarını, Aşk Mavidir yazarlarını, Aşk Mavidir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir düşün yıkılışını kendisinden başka kimse bilmiyor ve anlamıyordu. Düşle birlikte kendisi de yıkılıyordu işte. Dağlar devrilmiş ve altında kalmıştı...
Reklam
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk Mavidir, çocukluk ise rengârenk...
Kırıldıkça büyüyoruz… Bu denli kırılmasak çocukluk sonsuza dek sürer miydi? “Bir düşün yıkılışını kendisinden başka kimse bilmiyor ve anlamıyordu. Düşle birlikte kendisi de yıkılıyordu işte.” Böyle hissettiriyor hayat romanın kahramanı Mustafa’ya. Ve okur olarak kitabın dünyasına sızmanın bir yolunu bulup kahramana sımsıkı sarılmak istiyorsunuz. Benzer bir duyguyu Pal Sokağı Çocukları’nı okurken de yaşamıştım. Romanların, hikayeleri kendilerinden büyük çocuk karakterlerine sarılırken kendi kırık dökük çocukluğunu da tamir etmek istiyor insan belki de… Aşk Mavidir romanını okurken, Mustafa’yla birlikte okur da kendi çocukluğuna gidiyor, ilk okul sıralarına, ilk aşk heyecanlarına, büyük bir merakla okunan ilk romanlara, öykülere, çizgi romanlara, ilk hayal kırıklıklarına, ilk isyanlara… Yani her şeyin başladığı yere dönüyorsunuz. Çocukluğunuza… Kitabı okurken içimde hala kimsenin öldürmeyi başaramadığı, herkesten köşe bucak sakladığım küçük kıza döndüm ve şöyle dedim: “Teşekkür ederim pes etmediğin için…” Ve buna vesile olduğun için sana da teşekkür ederim Mustafa! Romanın hikâye evrenini aşıp mutfağıma kadar geldin. Hadi gel seninle mavi güller yetiştirelim, buzdolabından soğuk su içelim kana kana…
Aşk Mavidir
Aşk MavidirKemal Gündüzalp · Alkali Kitap · 20218 okunma
Yaz, yalnızca yorucu ve sıkıcı işlerle geçmezdi. Bazen eğlenceli şeyler de olurdu. Salça işlerine pek karıştırılmazdı erkek çocuklar. Onlara domatesleri taşımak düşüyordu bir tek. Ondan sonra uzaklaşırlardı, belki bir de tepsilere dökülen kaynamış domateslerin dama taşınmasında yardımcı olurlardı. Ama bulgur elde etmek için kazanlarca buğday kaynatmak, arada bir karıştırmak, hedik yapmak, onlardan tuzlayarak doyasıya yemek, sonra kilimlere sermek, damlarda kuruduktan sonra toplamak, hatta sokularda dövmek hem güzel, hem eğlenceli, hem de hoşça şeylerdi. Bazen kara taştan yapılma el değirmenlerinde öğütmek onlara düşerdi. Sonradan makineler çıktı ve o iş de ortadan kalktı. Günler geçiyor, ne okuyorsun diye soruyorlar; Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu diyordu.
Sayfa 54 - Alkali KitapKitabı okudu
Bir düşün yıkılışını kendisinden başka kimse bilmiyor ve anlamıyordu. Düşle birlikte kendisi de yıkılıyordu işte. Dağlar devrilmiş ve altında kalmıştı...
Sayfa 155
Sanki Aygül'ü o kargaşada yitirdi ve "elveda" bile diyemeden ayrıldılar.
Sayfa 121
Reklam
"Romanın adını buldum,"dedi. "Hangi romanın?" diye sordu Ahmet. "Benim yazacağım ilk aşkın romanı." "Ne olacak?" "Taze Aşkın Sonu" dedi.
Sayfa 121
Başka soru sormasa.Annesinin olmadığını,öldüğünü,onu çok özlediğini söyleyemiyordu nedense.Sanki annesiz olmak bir eksiklikti.Belki yoksulluktan daha çok büyük bir noksanlıktı.
Sayfa 29 - Alkali KitapKitabı okudu
12 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.