Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kanunname-i Al-i Osman

Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman

Fâtih Sultan Mehmed

Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman Gönderileri

Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman kitaplarını, Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman sözleri ve alıntılarını, Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman yazarlarını, Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Kanunname-i Al-i Osman
Her kimesneye ki evlâdumdan saltanat müyesser ol, karındaşlarun nizâm-ı âlem içün katl itmek münâsibdür.
Sayfa 19 - Kronik KitapKitabı okudu
Fatih Sultan Mehmed'in ağzından dönemin nişancısı tarafından bir hatt-ı hümayun yani padişah emri olarak hazırlanan Kanunnâme-i Âl-i Osman'ın kaynakları, bizzat Sultan Mehmed tarafından "Atam Dedem Kanunu" olarak nitelenmesinden de anlaşılacağı üzere, devletin kuruluşundan beri yürürlükte olan örfi kural ve kaidelerdir. Ancak bazı kısımları, bu padişah tarafından eklenmiştir. Koca Müverrih Bosnalı Hüseyin Efendi'nin de belirttiği gibi, başta Celâlzâde Mustafa Çelebi tarafından olmak üzere XVI. asrın ikinci yarısından itibaren de başta elkab kalıplarında olmak üzere, bazı değişiklikler yapıldığı ve o sıralarda bunların kullanıldığı doğrudur. Ancak Kanunnâme'deki elkab örnekleri Fatih devrine aittir.
Sayfa 49 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Orta-Asya Türk ve Moğol devletlerinde de saltanatın intikali hususunda kesin bir kaide olmamakla beraber, ağır suç işleme gibi istisnaî haller dışında kardeş veya hanedan üyelerinin katli yoluna pek gidilmezdi. Ancak, kardeş katli Anadolu Selçukluları'nda geniş ölçüde uygulanmış, yukarıda belirtildiği üzere Fatih Sultan Mehmed'e kadar Osmanlı Devleti'nde de benzeri olaylar vukua gelmiş, bu hükümdar ise tamamen mecburiyet altında, devletin bekası için bu fiili kanunlaştırmıştır. Zaten "nizâm-ı âlem" şartından da bu anlaşılmaktadır.
Sayfa 40 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlı padişahlarının, bilhassa Fatih Sultan Mehmed'in, bu hususta tatbiki çok zor olan adâlet-i mahzâ yerine, adâlet-i izafiyeyi tercih ettikleri düşünülebilirse de Kanunnâme'deki maddenin, hiç suçu bulunmayana tatbikini İslâm ceza hukuku ile telif etmek zordur. Ancak bunun, Fatih'in hâkimiyetin bölünmezliği ilkesi ile saltanatın intikali usûlünü bağdaştırma düşüncesinden doğmuş olabileceği söylenebilir. Kardeş katli meselesinin, İslâmî değil örfi hukuk çerçevesinde ele alınması daha uygundur.
Sayfa 40 - Kronik KitapKitabı okudu
Büyük dedesi Yıldırım Bayezid'den sonraki taht kavgalarıyla ülkenin ne kadar feci bir fetret içinde kaldığını göz önüne alan Fatih Sultan Mehmed, nizâm-ı âlem için evvelâ kendi küçük kardeşi Ahmed'i boğdurtmuş ve bu usulü Kanunnâme'sine koyarak seleflerine intikal ettirmiştir.
Sayfa 35 - Kronik KitapKitabı okudu
Anadolu Selçuklu Devleti'nin idari teşkilatının varisi olup, kısmen İlhanlı ve Memlükler'in tesirinde de kalmış olan Osmanlı Devleti'nin Fatih Sultan Mehmed'e kadar gelen müesseselerinin teşkilatını veren Kanûnnâme-i Âl-i Osman'ın, aynı zamanda bu ülkelerin devlet geleneğini aksettirdiği de söylenebilir.
Sayfa 27 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman
Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman
Fâtih Sultan Mehmed
Fâtih Sultan Mehmed
Atam Dedem Kanunu ya da Kanunname-i Alî Osman,
Fâtih Sultan Mehmed
Fâtih Sultan Mehmed
döneminde, kendi tarafından yazdırılan kanunlar ve yasalardır. Ancak
Fâtih Sultan Mehmed
Fâtih Sultan Mehmed
Han'ın Atam Dedem Kanunu demesinden anlıyoruz ki bu kanunların genel olarak Osmanlı padişahlarının kanunları, örf ve adetleri olduğunu ama Fatih Sultan Mehmed'in yazıya geçirdiğini ve kendinden bazı maddeler eklediğini görüyoruz. Uzun zamandır okumayı düşünüyordum, tarihe ilgi duyanlar okumalı devrinin ötesinde bir yasa kitabı olduğunu düşünüyorum...
Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i Osman
Atam Dedem Kanunu Kanunname-i Al-i OsmanFâtih Sultan Mehmed · Kronik Kitap · 201787 okunma
Ve bayramlarda meydân-ı Dîvân’a taht kurulup çıkmak emrüm olmuşdur. Ve çavuşlar el öpmek kânûnumdur.
29 Mayıs 1453 tarihinde Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'nun merkezi İstanbul'u almasıyla Osmanlı kroniklerinde "Ebü'l-feth", fakat daha yaygın olarak "Fatih" unvanlarıyla anılan II.Mehmed, Osmanlı Devleti'ni çok uluslu bir imparatorluk ve saltanat haline getirmekle kalmamış, bu cihan devletinin teşkilat ve teşrifat kaidelerini ilk defa bir mecmuada toplatmakla, bir kanun adamı olarak da tarihlere geçmiştir.
Zira oğlu Şehzade Ahmed'i yerine halef seçen II. Bayezid, "örf ve adet mucebince ve ma'hud kanuna göre hareket ederek veli'ahd nasb itdüm" derken, kötü şeyler için kullanılan "ma'hud" kelimesiyle babasının kanununa imada bulunmaktadır.
Zamanındaki ilmiye tarîkının bozulduğunu gören III. Murad, 1577 yılında devrin veziriazamı Sokullu Mehmed Paşa'ya gönderdiği bir fermanda, "Halen tarîk-ı ulemaya hayli ihtilal "zrız olup, kanun-ı kadim Sultan Mehemmed-i Gazi zamanındaki gibi gözedilüp zamanımızda dahi ahsen olmak muradımdur..." derken, yine Fatih devrinin kanunlaştırma hareketlerine ışık tutmaktadır.
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.