Atatürk Dönemi Maliye Politikaları

Kolektif

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları Sözleri ve Alıntıları

Atatürk Dönemi Maliye Politikaları sözleri ve alıntılarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları kitap alıntılarını, Atatürk Dönemi Maliye Politikaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı'dan devir aldığımız Maliye Politikası'nın esası ise; Fuat Paşa'ya atfedilen "Devlet-i Aliye borçsuz yaşayamaz" veya Cemal Paşa'nın "Harbi Umumiyeye -borçla- asker maaşlarını ödeyebilmek için girdik" sözleri ile ifade edilen gelir yetersizliği dolayısıyla sürekli borçlanma yaklaşımıdır. Ancak açık bütçe ve dış borcun; malı bağımsızlığın kaybı olduğu ve bunun örneğinin de Osmanlı Devleti bulunduğu artık literatüre, dolayısıyla hafızalara girmişti. Dahası Osmanlı Maliyesi, Düyun-u Umumiye İdaresi'nin gözetimine verilmiş ve bazı gelirleri rehnedilmiş idi. Bunun da ötesinde Düyun-u Umumiye kendisine bağlı Reji İdaresi ile tütün gelirini toplamak için bir zabıta/kolcu gücü oluşturmuş ve çatışmalarda 20.000 hayat kaybedilmişti.
Sayfa 12 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Yerli endüstrilerin dahildeki yabancı sermayenin rekabetinden korunması, bağımsız ekonomik kalkınma modelinin inşası, yabancı şirketlerin çıkar sağlayarak siyasal mekanizmayı çürütmesinin önlenmesi, iç piyasanın ele geçirilmesi ve iç piyasada yaratılan kârın sermaye birikimine dönüştürülebilmesidir. Örneğin Maliye Bakanlığı, Meşrutiyet döneminde sadece yabancı sermaye elinde olan demiryolları için hat teminatı olarak ödenen altın paranın 1937 yılı itibariyle karşılığı 6,64 milyon TL iken, Cumhuriyet'in devir aldığı demir yolları ve limanlar için yıllık ödediği amortisman ve faiz tutarının (borç servisi toplamı) 4 milyon TL olduğunu iddia etmektedir. Aradaki 2,4 milyon TL millileştirmelerden dolayı borç ödenirken lehdeki fark olup; borç bittikten sonra bunun 6,64 milyon TL'ye çıkması beklenmelidir. Nitekim Başvekil İnönü de "Bilirsiniz ki Türkiye'de inhisar meselesi hususi bir kanunla bir kaç yıldır tecrübe devrindedir. Tecrübe inhisar usulünün bu memleket için en doğru olduğunu ispat etti. Beş sene evvel Hazineye 4-5 milyon bırakan Reji, devlet elinde içinde bulunduğumuz senenin geliri 22 milyona bağlanmak yolundadır" diyerek yararlı bulduğunu eklemektedir.
Sayfa 114 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Reklam
1949 yılında Marshall yardımları için II. Dünya Savaşı sonrasında ekonomimiz ile ilgili raporlar hazırlayanların Thornburgh'un ve Baker'in bu dönemin performansı ile ilgili değerlendirmelerinin de olumlu olmadığına işaret edelim: Örneğin M. Thornburgh 1949'da şöyle demektedir: "Cumhuriyetin ilk yirmi altı yılı süresince insanların büyük çoğunluğunun hayat standartları hiç değilse bile çok az artmıştır." Thornburgh bu kalkınma hamlesindeki yavaşlığın nedenini şöyle tespit etmektedir. Türkler'in sanayileşmek gibi insanlığın en çileli sürecini memurlar yani plancılar ve KİT yöneticileri eliyle yürütmeye çalışması sermaye israfından başka bir şey doğurmamaktadır. İtiraf etmek lazımdır ki, yerli veya çağırılan yabancı uzmanlardan çok daha değerli olanı ve ileride Alman Mucizesi'nin mimarı olacak Prof. W. Röpke ve arkadaşları ülkemizde idi: Hitler kaçırdı, biz ise farkına varamadık veya itimat edemedik ve Amerikalılar ülkelerine götürdüler. II. Dünya Savaş'ından sonra K. Adenauer ile sosyal piyasa ekonomisi modelini Almanya'da başarı ile uyguladılar. Oysa Batı'da aydınlanma çağını başlatanlar Descartes gibi gezginci bilginler olmuştur.
Sayfa 191 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Devletçiliğe geçişte; muhtemelen millileştirmeler ve inhisarlar yanında; K. Bütçeler de köprü görevi görmüşlerdir. İsmet Paşa K.Bütçeler ve devletçilik ilişkisini şu cümlelerle anlatır: "Devletçiliğimiz kendiliğinden doğdu: demir yolu inşasına başladıktan sonra bu sefer her sene, bütçe bağlanırken, tabii olan devlet hizmetlerinin dışında,
Sayfa 168 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Ankara hükümetinin, İzmir İktisat Kongresi ile ekonomik konuda insiyatifi ele alması; Ankara'nın siyasi ve İstanbul'un ekonomik merkez olacağı şeklindeki; Serbest Piyasa ekonomisi/Liberal bir görüşün, artık geçerli olmadığını ortaya koymaktadır. Ekonomi'nin yönetimi de Ankara'nın ve devletin güdümünde olacaktır.
Sayfa 26 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
John Stuart Mill, devletin ilk işlevinin mali fonksiyonu olduğunu ifade eder. Dolayısıyla çekirdek devlet, Maliye İdaresi olup; genç Cumhuriyet bu temel üzerinde yükselecektir. Nitekim Cumhuriyet'in, kuruluşundan önceki belgelerden (İzmir İktisat Kongresi Kararları ve Lozan'ın Malî hükümleri) başlayarak; Maliye İdaresi konusunda hazırlıklar yapması, tesadüfi sayılamaz. Zira mali bağımsızlık hedefi ile Kapitülasyonlar ve Düyun-u Umumiye bağdaşmıyordu. Dolayısıyla Cumhuriyet Yönetimi'nin, işe Maliye İdaresinden başlaması doğaldır.
Sayfa 12 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Geri115
156 öğeden 151 ile 156 arasındakiler gösteriliyor.