Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.17
Ayrı Yol
André GideEn Beğenilen Ayrı Yol Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Ayrı Yol sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Ayrı Yol kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
Bu kitabın başka çevirisinde ahlaksız olarak çevrilmiş bunun sebebini çok merak ettim, ayrı yol ve ahlaksız tamamıyla çevirmenlerin mi yorumu acaba? Böyle olsa bile bir çevirmen kitap adını çevirmekte ne kadar özgür olabilir ki? Kitap evli michel’in aslında temel benliğinde eşcinselliğini bastırıp bunun sorgusunu kendi içinde yapmasıdır. Toplumdaki her insan gibi kendine kalıp uydurup sonra bu kalıpların ona olmamasından dolayı kendine savaş açanların kitabıdır. Ama burda michelin içten içe yaşadığı eşcinsellik kendisinin yaptığı bir kalıptan çok bir öz olması bireyin hep bir kendi ile dışarısı arasında kalmasına yol açmıştır. Ama dediğim gibi çevirideki kitap adı çok şaşırtıcı
Balayıni geçirmek üzere karısıyla Tunus 'a giden arkeolog Michel' in vereme yakalanması,onun iyileşmesi ve daha sonra karısının hastalanmasına devam eden bir yüzleşme.Pek beğenmedim.
Kavurucu İklimin Altında İçsel Arayış.
Gidé orijinalinde "L'Immoraliste" olarak adlandırdığı bu kitabında, ahlaki belirsizlikleri ve insan psikolojisinin karmaşık işleyişini ele alır. Kuzey Afrika'nın sıcak ve güneşli manzaralarının arka planında geçen bu eser, iklimsel unsurları, içsel çalkantılarının metaforları olarak ustaca kullanır.
Eserde Gide bizi Michel
Orijinal adı “The immoralist” yani “Ahlaksız” olan,bizdeki adıyla Ayrı Yol;eşcinselliğini keşfeden bir adamın öyküsü..Gide’in deyimiyle yerme ya da övmeye yer vermeksizin olanları tarafsız şekilde yazmaya çalıştığı bir eser..Benim içinse bu zamana kadar okurken en muallakta kaldığım altını çizdiğim yerleri tekrar tekrar okuyup yahu nerede eşcinsellik eğilimi dediğim zor bir eser..Zira Gide dönemin ahlaki şartlarını göz önünde bulundurduğundan olmalı eşcinsel öğeleri adeta birer gölge gibi belli belirsiz vermiş ve ben söz konusu öğeleri ancak ikinci okumadan sonra fark edebildim..Hatta roman kahramanımız Michel’in pedofilik eğilimlerinin olduğu hissi bende bu okumalardan sonra daha ağır bastı..Belki de yazarın yapmak istediği de tam olarak buydu;kafası karışık Michel’in kendini keşfetme macerasını biraz da okura bırakmak.
Fransız yazar ve düşünür André Gide, bu kitabında kendi evliliğinden yola çıkarak toplumun ahlak anlayışı yerine bireyin düşüncelerini ve özgürlüğünü savunmuştur. Bireyler ahlâkı bir kenara bırakırsa, insan ilişkilerinin daha anlaşılır ve bu ilişkilerdeki sorunların ise daha çözülebilir olacağını savunmuştur. İnsanların birbirinin aynısı olduğunu, herkesin kendi olmak yerine kendine bir kalıp seçip o kalıba göre hareket ettiğini ve o kalıptaki insan olmaya çalıştığını söylemiştir. Kitapta da bu düşüncelerini, evlilik öncesinde birbirlerini hiç tanımayan iki insanın evliliği üzerinden anlatmaktadır: pek çok erdemle donatılmış Marceline ile ahlak anlayışına karşı olan Michael’ın evliliği… Marceline ile Micheal, “Ayrı Yol”ların insanlarıdır. Kitap daha çok Micheal’ın değişimi üzerine yoğunlaşmış, onun bu değişiminin, kendi yaşantısı ve evliliği üzerine nasıl etkileri olduğunu anlatmaya çalışılmıştır. Micheal bir dizi olaylar yaşayarak değişmeye, git gide ahlak dışı bir yaşam sürmeye başlar ve bu ahlâk dışı yaşamdan habersiz olan eşini de peşinden sürükler. Eşi ise bunlardan habersiz olarak hala Micheal’e aşıktır. Eşi, sevdiği adamın nasıl biri olduğunu öğrenseydi onu eskisi kadar sevebilir miydi emin değilim...
Fransız yazar Andre Gide’nin kendi hayatından kesitler sunduğu, yer yer kendini yargıladığı, takdir ettiği, erkek çocuklarla çarpık ilişkilerde bulunduğunu itiraf ettiği, hastalanan karısını bozuk bir nesneye benzettiği, veremi bulaştırdığı karısına acıma ile karışık bir aşk duyduğu, ilginç bir kitap.Kitabın adına aldanarak okursanız sonunda anlayacaksınız ki; kitap içeriğiyle ters köşe ediyor insanı.Kitabın içeriğine dair bilgi vermek istemiyorum ama -bence- kitapta ahlak günümüz toplum adabına göre pozitif olarak işlenmiş. çünkü konunun temeli aşk'a dayalı. aşk varsa; saygı var, içten bağlılık var, gönül borcu var, sorumluluk var.Kitabın en iyi yanı, diğer gide romanlarında olduğu gibi, gide ile beraber doğaya aşık olmak, doğaya karşı duyulan coşkuyu hissetmek.
Muazzam bir varoluş sancısı çeken bir adamın romandaki olaylar silsilesi ile bu acıyı beslemesi ana temasıdır romanın. Yazar romanda felsefi sorunlar üzerine de eğilmiştir. Özgürlük nedir? Var olmak nedir? Aşk, sevgi ve hatıra nedir?. Sefil bir özgürlük ile roman son bulur.Sonuç olarak güzel bir kitap tavsiye ederim..
Bir yazarı takdir edebilme yetkim Nedir bilemem ama en azından kitaplarını okumaktan keyif aldığım yazarın ta kendisi Andre Gide demeye hakkımın olduğunu umut ediyorum..
Ruh çözümlemeleri, diyalog metinleri gibi kitabın içeriğini teşkil ve tahlil eden yorumlardan kaçınarak bir eleştiri yapmam gerekirse Andre'nin çok melankolik bir yazar olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim..
Ah be Andre abi hayat bu kadar mı yordu seni..
136 syf.
8/10 puan verdi
İnsanın açgözlülüğünü ne doyurur? Hiçbir şey. Bu eserdeki öncelik duygu çaresizlik ve direniş bir diğer duygu ise kendini aşma istediği yüzünden dönüşülen karaktersiz bir yaratık.
Hedonizme düşen insanoğlunun yapamacağı ahlaksızlık yoktur. O, kendisine uzatılan eli bile ayağa kalkınca itekleyen ve tekmeleyen bencil şerefsiz bir mahlukattır.
Atlattığı hastalıktan sonra yaşama sevinci ile Hedonizmi birbirine karıştıran ve nankör bir yavşağın ortaya çıkmasına sebep olan olaylar silsilesi bize çok şey anlatıyor.
Andre Gide, ahlaksız bir insanın doyumsuz bir mahlukata dönüşünü anlatırken, bunu da o kişinin sebepleri üzerinde durarak ve yaşadıklarından yola çıkarak anlatıyor.
Kendisini kurtaran insana haz için, yaşama sevinci için ve daha bir sürü güzel duygu için nankörlük ve şerefsizlik yapmak.
İşte kitabın özeti budur.
Fransada büyük bir yankı uyandıran bu kitap özellikle toplum tarafından tepkiyle karşılansa da yazar böyle bir gerçeğin varlığını insanların gözüne adeta sokup çıkarıyor.
Karşıtlık
Öncelikle kitap bu ismin yanında 'Ayrı Yol' olarakda dilimize çevrilmiş ancak iki isminde kitaba pek de yakışmadığını belirtmek isterim. Olay örgüsünu oluşturma adına yazar maalesefki zayıf kalmış ve bence yazarın bu zayıflıktan haberi olmasına karşın felsefi boyutuyla ilgilenmiş. Bir çoğumuzun kendi içimizde basaramadigimiz dönüşüm sürecini yazar kendisine,çevresine ve eşine rağmen bunu başarma peşine düşmüş. Karşıtlık ilkesinden fazlaca yararlanıp sürekli bir şekilde değişikliklerle kendini avutmaya çalışmış ancak bu durum kısa sürüp arayışına devam etmiş. Özellikle yazar kahramanın bu arayışını sonuçlandırma çabasında olmayıp sürece odaklanması beni kitaba bağlayan tarafı. Bu süreci biraz felsefik birazda psikolojik olarak ele alıp toplumca bastırılması gereken bazı duygularla da mücadeleyi ortaya koymuş. Kahramanimiz İnsanlığın sonradan kazandığı ve medeniyet diye tabir edilen bazı yanlarını reddedip hayvani yanına sarılmasından ötürü( belli ölçüde) kitaba bu ismi vermiş olabilir.
Olay örgüsünün sizi kitaba baglamasini beklemeyin aksi durumda hayal kırıklığı kaçınılmaz olur. Çok olmasada ağır ve uzun cümlelerle derin duyguları güzel işlemiş özellikle otobiyografik bir dille bu duyguları yansıtmak büyük bir yazarın yapacağı bir yazım. İnsani bir çok duyguyu sürekli bir şekilde yaşayabileceğiniz bir kitap(yazarin hayatini okudugunuzda bunu normal karsilarsiniz). Şimdiden iyi okumalar.