Fransız yazar Andre Gide’nin kendi hayatından kesitler sunduğu, yer yer kendini yargıladığı, takdir ettiği, erkek çocuklarla çarpık ilişkilerde bulunduğunu itiraf ettiği, hastalanan karısını bozuk bir nesneye benzettiği, veremi bulaştırdığı karısına acıma ile karışık bir aşk duyduğu, ilginç bir kitap.Kitabın adına aldanarak okursanız sonunda anlayacaksınız ki; kitap içeriğiyle ters köşe ediyor insanı.Kitabın içeriğine dair bilgi vermek istemiyorum ama -bence- kitapta ahlak günümüz toplum adabına göre pozitif olarak işlenmiş. çünkü konunun temeli aşk'a dayalı. aşk varsa; saygı var, içten bağlılık var, gönül borcu var, sorumluluk var.Kitabın en iyi yanı, diğer gide romanlarında olduğu gibi, gide ile beraber doğaya aşık olmak, doğaya karşı duyulan coşkuyu hissetmek.
Muazzam bir varoluş sancısı çeken bir adamın romandaki olaylar silsilesi ile bu acıyı beslemesi ana temasıdır romanın. Yazar romanda felsefi sorunlar üzerine de eğilmiştir. Özgürlük nedir? Var olmak nedir? Aşk, sevgi ve hatıra nedir?. Sefil bir özgürlük ile roman son bulur.Sonuç olarak güzel bir kitap tavsiye ederim..