Anne-baba olmak demek ömrün boyunca çocuğunla beraber gelişmek demek. Bu süreç bir ömrü kapsıyor. Dolayısıyla insanı araştırmaya, okumaya, dinlemeye sevk ediyor.
Bağırıp çağırmadan yada dövmeden çocuk terbiyesi kitabında okul öncesi dönemdeki çocuğun davranışlarını öğrenmek ve yönetmek adına ipuçları, taktikler yer alıyor.
4 yaşını doldurmuş olsa da oğlum adına neleri geliştirebilirim düşüncesiyle okudum bu kitabı. Okul öncesi süreç bizde de aynı işledi; öfke nöbetleri, agresif davranışlar, hayırlarla dolu cevaplar, yemek yemeyi reddetmeler, aşırı hareket... Keşke daha evvel okusaydım dediğim taktiklerle karşılaştım ama durum çok da vahim değildi. Bitirdikten sonra bir memnuniyet ifadesi yayıldı yüzüme. Eğer 2-4 yaş aralığında bir çocuğunuz varsa işinize yarayacak taktikler var bu kitapta.
Bilinçlenmek adına okumak şart ki bunu her konuda uygulayan biriyim ben. Yalnız çocuk yetiştirme konusunda iç sesimizi dinlemenin esas olduğunu düşünüyorum. Çünkü her çocuk şahsına münhasır ve biricik. Biriciğimizi en iyi bizler tanıyoruz, anlıyoruz, hissediyoruz. Kuralları takip etmek kolay ama taklit her çocukta işe yaramıyor.
Velhasıl, empati kurabilen, kendine yetebilen, sorumluluk sahibi çocuklar yetiştirmenin en etkili yolu toplumu takip etmekten çok kalbimizi izlemekten geçiyor.