Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bilişsel Terapi ve Duygusal Bozukluklar

Aaron T. Beck

Bilişsel Terapi ve Duygusal Bozukluklar Hakkında

Bilişsel Terapi ve Duygusal Bozukluklar konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Bilişsel terapi, kişinin yaşadığı problemlerinin büyük bir çoğunluğunu, sahip olduğu yanlış kanı ve zanlarla gerçeği çarpıtması sonucu bizzat kendisinin oluşturduğunu savunmaktadır. Yanlış algılamanın temelinde, bireyin bilişsel gelişim sürecindeki hatalı öğrenmeleri bulunmaktadır. Tedavi ise gayet basittir: Yanlış algılamalara neden olan kaynak ile hastanın ilgi kurması. Bu süreçte terapistin rolü ise; hastanın düşüncesinde oluşan tahribatları çözmek, ona alternatif düşünce şekillerini öğretmek ve tecrübelerini daha gerçekçi olarak yorumlama konusunda yardımcı olmaktır. Duygusal rahatsızlıklara bu yeni yaklaşım, kişinin kendisine ve problemlerine dair bakışını değiştirmektedir. Kişi, çözemediği biyokimyasal reaksiyonlarıyla, kör dürtüleriyle ya da otomatik refleksleriyle kıskıvrak yakalanmış çaresiz bir varlık değildir; kendi hatalarını görme kabiliyetine sahip olan bir şahsiyettir. İnsanın yanlış kanılar edinme kapasitesi olduğu gibi, onları düzeltme kapasitesi de vardır. Dolayısıyla, kişi yanlış düşüncelerini görerek ve onları düzelterek hayatı kendisi için çok daha yaşanabilir bir hale getirebilme gücüne sahiptir.
Çevirmen:
Veysel Öztürk
Veysel Öztürk
Tahmini Okuma Süresi: 9 sa. 30 dk.Sayfa Sayısı: 335Basım Tarihi: 2005Yayınevi: Litera Yayıncılık
ISBN: 9789756329122Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 55.3
Erkek% 44.7
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Aaron T. Beck
Aaron T. BeckYazar · 7 kitap
Aaron Temkin Beck, 1921 yılında ABD, Rhode Island’da doğmuştur. Bilişsel Davranışçı Terapinin kurucusu olarak kabul edilmektedir. 1954 yılında geçtiği Pensilvanya Üniversitesi’nin psikiyatri bölümünde halen emekli öğretim üyesi olarak çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca Beck, dört çocuğundan birisi olan, Dr. Judith Beck tarafından yönetilen bir araştırma ve eğitim merkezi olan, Beck Enstitüsü’nün de kurucusudur. Beck, Rus göçmeni Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası güçlü sosyalist inançları olan bir matbaacı, annesi ise iki çocuğunu kaybetmiş, duygu durumu değişken, aşırı korumacı tutuma sahip bir kadındı. Ailesinin bu tutumuna rağmen Beck, birçok sosyal faaliyete katılan bir çocuktu. Erken çocukluk döneminde geçirdiği bir ameliyat basketbol veya futbol oynamak, kamp yapmak, izcilik gibi aktif faaliyetlere katılmasını engellemiş ve Beck’i kitap okumak, araştırma yapmak gibi daha sakin faaliyetlere yöneltmiştir. Beck, hayatı boyunca birtakım korkularla mücadele etmiştir. Bunlar; kan kaybına yol açan yaralanma korkusu, boğulma korkusu, tünel korkusu, sağlığıyla ilgili kaygılar ve topluluk önünde konuşma korkusudur. Beck, bu kişisel sorunlarından, başkalarını anlamada ve kuramını geliştirmede faydalanmıştır. 1942 yılında Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitiren Beck, tıp kariyerine nöroloji ihtisası ile başlamıştır. Tıp fakültesinde okurken Beck’in psikiyatri ya da psikoterapiye bir ilgisi yoktu. Çünkü nörolojinin tanı süreçlerinin oldukça disiplinli olması ve dikkatli klinik gözlemlerin ışığında sinir sisteminde sorun olan bir şeyi tam olarak tespit edebilme imkanı, Beck gibi mükemmeliyetçi kişiliğe sahip biri için oldukça cazip bir nitelik sağlıyordu. Ancak 6 aylık psikiyatri rotasyonu sırasında nörolojiden tamamıyla ayrıldı. Psikiyatrinin, özellikle psikanalizin, insan zihni üzerine yapılan çalışmaların çok ötesinde açıklamalar getirmesi Beck’i büyülemişti. Kore savaşında gönüllü olarak askeri hastanede nöropsikiyatri başasistanlığı yapan Beck, psikiyatri çalışmalarına önce Austen Riggs Center’da sonra Massachusetts’de ve sonra da Philadelphia Psikanaliz Birliği’nde devam etmiştir. İlk psikiyatri makalesini 1952 yılında şizofrenide delüzyonların tedavisi ile ilgili bir vaka örneği hakkında yayınlayan Beck, 1953’te psikiyatri uzmanı olmuştur. 1954’te Pennsylvania Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girmiş ve emekli oluncaya dek burada çalışmıştır. 1956’da psikanalist olmuştur. 1959’da Hurvich ile yayınladığı çalışma, Beck’in psikanaliz kariyerini bitiren çalışmadır.