Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bir Ateşpare Bin Yangın

Beşir Ayvazoğlu

En Yeni Bir Ateşpare Bin Yangın Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Bir Ateşpare Bin Yangın sözleri ve alıntılarını, en yeni Bir Ateşpare Bin Yangın kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bunların İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesinden çıkmadığı kesinlik kazanmıştır, çünkü kütüphanenin restorasyon sonrası yapılan sayımlarında herhangi bir kayıp tespit edilmemiştir. Burada sıkça karıştırılan bir hususun aydınlatılmasında yarar olacaktır: Bugün piyasalarda satılan Darülfünun damgalı kitapların hemen tamamı İ.Ü. Merkez Kütüphanesi veya İ.Ü. Nadir Eserler Kütüphanesinden değil muhtelif fakülte kütüphanelerinden çıkmadır. Ayrıca bu kitapların sahaflara düşmesi 1999 depremi sonrasında değil daha önceleri başlamıştır. Zira bugün muhtelif şahıs ve kurum kütüphanesine 1999 depremi öncesi intikal etmiş pek çok kitap bulunmaktadır.
17 Ağustos 1999 depremi sonrasında başta İstanbul ve Ankara olmak üzere sahaflarda “Darülfünun Kütüphanesi” mühürlü pek çok kitap satılmıştır. Ancak bunların hangi tarihte ve ne şekilde sahaflara düştüğü tespit edilememiştir.
Reklam
"Surların üstünde çok eski bir sabah ezanının oracığa takılmış kırık parçasına benzeyen küçük bir camiin ,Manavkadı Câmii'nin yıkık duvarları arasında tek başına fırlamış bir erguvan ağacı vardır ki bana gösterdikleri günden beri her bahardır kerecik olsun ziyaretine gider,bu şehrin sabahlarında toplanmış hissini veren mahmur bakışlı kandillerini seyrederim. Harap ve bakımsız mâzi yadigârları ve etrafında uyuyan ölüler arasında bu erguvan ağacı...
Sayfa 268
Fakat İstanbul ,Paris değildi;dolayısıyla Baudelaire'in Paris'in karanlık yüzüne bakarken hissettikleri hissedilemezdi.(Yahya Kemal 'e ithafen)
Sayfa 22
Ahmed Râsim ,İstanbul'da yaşanan hayatı, hem edebiyatçı, hem gazeteci hem de sıradan bir insan gözüyle görüp günlük izlenimler hâlinde anlatmıştır. Malumat gazetesinde yazdığı ve daha sonra kitaplaştırdığı Şehir Mektupları ,belki de dünya edebiyatında benzeri bulunmayan bir eserdir.
Sayfa 22
Reklam
'Ağlarım hatırıma geldikçe gülüştüklerimiz' ‐--Sâmî
Sayfa 14
'Kurbanın olduğum seni sevmek hatâ mıdır' ---Nahifî
Sayfa 13
Nihad Sâmi Banarlı
İstanbul alan ve baştan başa milli bir abide gibi işleyip öyle kuran atalarımızdan ne kadar geriyiz. İstanbul bugün adeta atalarının çocukları elinde değil de hoyrat bir kavmin elindeymiş gibi öldürülüyor.
Sayfa 172Kitabı okudu
Verdim âteş dillere sûz-ı dil-i âvâreden Eyledim îcad bin yangın bir ateşpâreden Muallim Nâci
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
Pencerelerimizi kirli havaya maruz kalmamak için sıkı sıkı kapatmak zorundayız. Ve sadece kazanacağı parayı düşünen cahil bir müteahhidin belki de asırlık ağaçlar kesilerek elde edilmiş bir arsanın üzerine inşa ettiği apartman bloku sonsuz mekânla irtibatımızı kestiği gibi, güneşimize de kalın kara bir perde çekmiştir.
Eski Türk şehirlerinde planın esası arazinin topoğrafik yapısına göre belirlenirdi. Makbul olan, tabiata tecavüz etmek değil, onu tamamlamak, onun bir parçası olarak doğup gelişmekti. Şehir, geleneğin şaşmaz ölçüleri kullanılarak tespit edilen mevkilere kurulan külliyelerin etrafında irticalî bir biçimde teşekkül ederdi.
Sayfa 251Kitabı okudu
Şair Nedim bir beytinde ‘Bir elinde gül, birinde mey geldin ey saki’ diyor, ‘Şaşırdım kaldım acaba hangisini alsam; gülü mü, meyi mi, yoksa seni mi?’ Şimdi biz Emirgân’a erguvan seyrine mi çıkalım önce, yoksa baharı tepeden temaşa için Çamlıca’ya veya Yuşâ’ya mı uzanalım.
“Siz şehre kalbinizi açarsanız, ona yaklaşırsanız, o da size kendisini açar, size bağlanır. Şehirle insan arasında işte o zaman bir iletişim kurulacaktır.”
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.