Bir Osmanlı Askerinin Hatıratı
Temeşvarlı Osman AğaBir Osmanlı Askerinin Hatıratı Gönderileri
Bir Osmanlı Askerinin Hatıratı kitaplarını, Bir Osmanlı Askerinin Hatıratı sözleri ve alıntılarını, Bir Osmanlı Askerinin Hatıratı yazarlarını, Bir Osmanlı Askerinin Hatıratı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu alanda yazılmış ender kitaplardan biridir 
Bir Osmanlı Askerinin Sıradışı Anıları 1688-1700 genç yaşta esir düşen, esir olduğu dönemde defalarca ölümden dönen, aklından kaçma fikrini hiç çıkarmayan bir askerin esir olduktan sonraki yaşamı.
Kitap oldukça sürükleyici, elden bırakmak mümkün değil. Okurken "Neler yaşanmış, insanlar nelere katlanmış" demek içimden defalarca geçti.
Osman Ağa'nın yaşamı dönemi yansıtması, Balkan topraklarında yaşayan insanların hayata bakış açısını vermesi, batılıların yaşamı aktarması yönüyle önemli bir kaynak.
Bu konularda Osman Ağa'nın eseri dışında bir kaynak kitap yok, bu sebeple özellikle tarih severler için, geçmişini öğrenmek isteyenler için bir başvuru kaynağı.
Ben diz çökmüş bir halde ölümünü beklerken celladım da başımda yalın kılıç, gemiden kendisine çığlıklarla alkış tutan seyircilerine gösteri yapıyordu. Zaman zaman çevremde dönüyor, elindeki kılıcı havada daireler çizdirecek şekilde sallıyordu.
Sayfa 39Kitabı okudu
Artık iyice anladım ki bu adam beni bırakmayacak. Viyana'ya götürünce belki beni zorla dinine de döndürecekti. Özellikle bu son ihtimal aklıma geldikçe öfkeden kontrolümü kaybediyordum.
Sayfa 83Kitabı okudu
Benden çok hoşlanmışlardı. Köylerine bir "Türk gelmiş " diye gururlanıyorlar, erkeği ve karısı beni konuk etmek, sohbet etmek için birbirleriyle yarışıyorlardı.
Sayfa 79Kitabı okudu
Kişinin başına gelen belalar, hep yanlış ve yaramaz arkadaşlar yüzündendir. Meşhur bir atasözü vardır; "İnsan, insanın şeytanıdır. "diye. İnsan dünya gözüyle şeytanı göremez ama yaramaz kimse insanı saptırır, yanlış yollara düşürür.
Yandaşlarına hainlik etmemek ve sözünde durmak Türklüğün şanındandır.
Yeniden büyük bir üzüntüye kapıldım. Yine çaresiz, yine bir başıma, ne yapacağını bilemez hâldeyim.
Akrabalardan saklanıyorumdur:
Her an birisi beni tanıyabilirdi. Yüzümü gözümü de biraz daha çamur ve toza bulayarak iyice tanınmaz hâle gelmiştim.