Doğası gereği sosyal ve çok yönlü bir dünya karşısında kendisi için tutarlı bir kimliğe sahip olmaya çalışan bir adamın trajedisini anlatıyor.
Romanın kahramanı Vitangelo Moscarda, karısının masum bir gözlemi aracılığıyla, arkadaşlarının karakterine ilişkin algılarının hiç de hayal ettiği gibi olmadığını ve kendi özel anlayışıyla göze batan bir tezat oluşturduğunu keşfeder. Varsayımlarını alt üst etmek ve bir tür istikrarlı kimliği kurtarmak için, özenle hazırlanmış bir dizi sosyal deneyler başlatır.
İlk deney olarak Moscarda, kendi kişiliğini dışarıdan birinin bakış açısından deneyimlemeye çalışır. Kendini dışarıdan “canlı” izlemek niyetiyle aynanın önüne koyar; kendini en doğal eylemlerde ve ifadelerde yakalamaya çalışır. Bu ilk deney, Moscarda'nın kendi kişiliği ve kimliğine ilişkin kamusal algıyı keşfetmek için gerçekleştirdiği bir dizi "gerekli çılgınlığın" ilkidir. Bir sonraki bölüm olan "Ayna deneyi" nde çevrimiçi sosyal ağlar alanında daha ayrıntılı olarak tartışılmış ve yeniden çerçevelenmiştir.
Yazar bize şu soruyu sorar, "İnsan bir midir, hiç midir yoksa binlerce midir?"
Ben gerçekten olduğumu düşündüğüm kişi miyim? Hayır, bu, bizim bütünümüzü oluşturan "yüz bin" yönden sadece biri. Bu taraflar, sadece çevremizdeki insanlar tarafından görülebilen, kendimizin birçok versiyonudur. Yalnızca kendimizin “kendi” versiyonumuzu görebiliriz, ancak bu bizim gerçek benliğimiz mi? "Hiç kimse" gerçekten bilmiyor.