... göz Allah'ın cemâlini temâşa etmek için verilmiştir. Allah'ın cemâlini seyretmekten daha büyük bir ni'met olabilir mi? O halde gözünü o gün için koru!
SUAL: Birisi, gördüğü lüzum üzerine mürşidler - müridler topluluğundan ayrılmak istese ayrılabilir mi?
CEVAP: Mürşidler - müridler topluluğu bir arada olunca, tahkim edilmiş bir kalede gibidirler. İçlerinde hırsızlara ve yol kesicilere karşı koyacak, yâni imansızları susturacak mücahidler vardır. Topluluk dışı ise bölük bölük şeytan süvarilerinin gezindiği, adam soyup esir ettiği dağ ve sahrâ mesâbesindedir. Topluluktan ayrılan, dinî bağları zayıf bir kimse îmansızlara karşı koyamaz. Basiretli ve kuvvetli îtikada sahip bir kimse için ise kalenin içi de dışı da birdir. Dalâlet ehli ve îmansızlar onu yenemez. Bununla beraber imanlılar topluluğu içinde bulunması daha emniyetlidir. Bu açıklamalara göre hiç kimse îmanlılar zümresinden ayrılamaz.
“Öncelikle kul, zayıf bir varlıktır. Zaman çok zor bir zamandır. Din işi, inişli ve çıkışlıdır. Boş zaman neredeyse hiç yok gibidir. Meşguliyet ise, sayıya gelmeyecek derecede çoktur. Ömür kısadır. Amel ise, hatalarla doludur. Bütün bunların hesabını görecek olan zâtın gözünden hiçbir şey kaçacak değildir. Sonunda gidiş Allah’a dır. Ecel yakındır, yolculuk çok uzundur.”
Âzâna şöyle bir göz at. Niçin ve nerede kullanılmak üzere yaratılmışlar, sana verilmişlerse, orada kullanmak üzere muhafaza et. Mahallinin gayrinde onları yıpratıp harcama ki, sonra kullanmağa yüzün olsun. Meselâ ayaklar cennet bahçelerinde ve köşklerinde ve köşklerinde dolaşmak; el cennet şerbetlerini tutmak, meyvelerini koparmak; göz Allah'ın cemâlini temâşa etmek için verilmiştir. Allah'ın cemâlini seyretmekten daha büyük bir ni'met olabilir mi? O halde gözünü o gün için koru!