Selamun Aleyküm;
Altı serilik Çerçevelerin içerisine dalmış olmak münasebetiyle adeta bir zaman tünelindeymişcesine adım adım o yılların sokaklarında dolaşmış gibiyim. Uzun bir seyahatten milenyum Türkiyesi manzaralarına geri dönüş yapmak hissi mevcut.
Elbette subjektif'lik mevzu bahistir fakat çerçevelerin kıymeti kalem sahibinin bir ayağının Osmanlı, bir ayağının Türkiye olmasından ileri gelmekte. Ve eğilip bükülmez dimdik pazarlıksız Allah ve Resûlüne hizmete vâkfedilmiş bir kalem olması ve Türk siyasi tarihine İslam nazarı ve Müslümanca bir bakış ile bakabilmek adına çekmediği çile kalmamış olan bir kalem. Paylaşımları yeterince beğeni ve teveccüh almamış olsa bile nazarımızda bu bir kıymet ölçüsü değildir. Niyetimiz Allah'ın beğenisi için didinmek - diyebilsek daha ne isteriz. Elhamdülillah..
Tavsiye eder miyiz ? Ederiz hem de şiddet ile. Zirâ Türkiye'nin dününü bilmek hususunda deniz seviyesinin altına düşmüş her yaş ve kuşaktan bir insan varlığına sahibiz. Dünü bilmeyip, şuan memleketin son nefeslerini veriyormuş gibi zannetmek vehmine düşmüş büyük kalabalıklara sahibiz..
Reçetesi bu zaman makinesine adım atmak ve her satırını bir adım farz ederek ve her adımda bizden daha dikkatli yürümek şuur ve borcuyla okumak okumak okumak...
Rabbimden bu zaman makinesine binenlere feraset, basiret, kolaylık, çıkarılacak dersler anlamında bereket dilerim.
Âmin Âmin Âmin..