Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Cezanne Üzerine Mektuplar

Rainer Maria Rilke

Cezanne Üzerine Mektuplar Gönderileri

Cezanne Üzerine Mektuplar kitaplarını, Cezanne Üzerine Mektuplar sözleri ve alıntılarını, Cezanne Üzerine Mektuplar yazarlarını, Cezanne Üzerine Mektuplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Görüyorsun, insan olguların yanına yaklaşmak istedi mi işler ne kadar da zorlaşıyor...
Nasıl da her şeyle oynuyorlar, şu insanlar. Hiç görülmemiş, hiç tecrübe edilmemiş olan'ı nasıl da körü körüne kötüye kullanıyorlar; yerini değiştirdikleri o sonsuz ölçüde toplanmış şeyle nasıl da oyalanıyorlar.
Reklam
Ça va mal... C'est effrayante la vie! (Vaziyet kötü... Yaşam korkutucu!)
Yaşamın artık dirlik vermediği o ânı sen de biliyorsun; birlikte çok defa yaşadık onu.
Ama insan zaten bütün bunları önceleri de ne kadar da fazla taşımakta içinde, gözlerini kendi kendisine karşı ne kadar fazla ve sıkı kapatırsa o kadar fazla.....
Reklam
Sanat nesneleri tehlike içinde olmuş olmanın, bir deneyimde en sona, kimsenin daha fazla gidemeyeceği yere kadar gitmiş olmanın sonuçlarıdır. Bilindiği gibi bir yaşam ne kadar ilerlenirse, o kadar kendine has, o kadar kişisel, biricik olur ve sanat nesnesi nihayetinde bu biricikliğin zorunlu, bastırılamaz, mümkün olduğunca nihai dile getirilişidir..
Ah, yılları sayıyor, orada burada parçalara ayırıyor, bir duruyor bir başlıyor ve ikisi arasında duraksıyoruz. Ama karşımıza çıkan şey ne kadar da tek parçadan ibarettir, nasıl bir akranalık ilişkisi içindedir bir şey ötekiyle, kendisini doğurmuştur ve büyür ve kendisine doğru yetiştirilir, ve esasen, yapmamız gereken tek şey var olmaktır, ama sadelik içinde, ama yeryüzünün var olduğu gibi ısrarla, mevsimlerle hemfikir olarak, aydınlık, karanlık ve tümden mekan içinde, yıldızların kendilerini güvende hissettikleri o etkiler ve güçler ağından başka bir yerde olmayı istemeden.
Rodin kendini iyi hissetmediği zamanlar çalışmaya çok yakın olur, sayısız kağıda güzel şeyler yazar, Platon okur ve onun satırları üzerine düşünür. Fakat insanın işiyle böyle bir bağı olmasının salt eğitim ve kendini zorlamadan kaynaklanmadığını seziyorum, düpedüz bir neşe bu. Başka hiçbir şeyin yanına yaklaşamadığı bu tek bir iş içinde insanın kendini doğal biçimde iyi hissetmesidir. İnsanın, sahip olduğu “görevi” daha da belirgin kavraması gerekiyor belki de, yüzlerce ayrıntı içinde görüp seçilebilir şekilde daha somut kavraması gerekiyor. Van Gogh’un belli bir noktada ne hissetmiş olması gerektiğini gayet iyi hissediyorum, ve şunu kuvvetle ve muazzam biçimde hissediyorum: daha her şeyin yapılması gerek, her şeyin. Ama en yakınımda olan’a yönelmeyi beceremiyorum, veya sadece en iyi anlarımda yapabiliyorum bunu, oysa insan ona en çok tam da en kötü anlarında ihtiyaç duyuyor.
… ve düşünceler, içlerine birkaç adım atılmayagörsün her tarafından ısırıyorlar insanı.
Reklam
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.