Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dağların Sırrı

İhsan Süreyya Sırma

Dağların Sırrı Sözleri ve Alıntıları

Dağların Sırrı sözleri ve alıntılarını, Dağların Sırrı kitap alıntılarını, Dağların Sırrı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsan fıtratına en aykırı olan homoseksüelliği ve lezbiyenliği, evli oldukları hâlde metres hayatı yaşayanları hoş görüyor, hatta teşvik ediyorlar da, kazara iki defa evlenmiş olan Müslümanlara, ekine dalan domuzlar gibi saldırıyorlar.
Uludağ
Allah, son peygamberinin şahsında okumayı emretmemiş miydi bütün insanlara?.. Onun için okumalıydı... Bu okuma, arının, bir gram bal için sayısız çiçekleri koklaması, öpmesi ve benliğindeki dağarcığına bir katre bal koyması için, ulaşabildiği en nadide nergislerden, menekşelerden, güllerden, şebboylardan, lalelerden, gevenlerin, kendisi gibi küçük tomurcuklarından; pınarların en derinlerindeki sularından bal özü devşiren arının, cehdi gibi olmalıydı... Okumak, böylesi bir sevda olmalı... Yoksa cümleler gözümüzün önünden kayıp geçerken, bu sevda dolaşmıyorsa beynimizde, hem dimağımızı, hem gözlerimizi, hem de altından da değerli olan zamanımızı okyanus dalgaları arasında kaybetmiş oluruz. Sahifeler bitmiş, dimağımız yorgun, hayaller gerçeklere karışıp benliğimizi Dicle şelalerinde taşlara çarparken görürüz.
Sayfa 190Kitabı okudu
Reklam
Allah şöyle buyuruyor: "Bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah o toplumu değiştirmez!"
Sayfa 146 - Kur'an-ı Kerim Er-Ra'd Sûresi 11. AyetKitabı okudu
Kendine gel! Dünyalık için kul olduğun makamını, Allah'ın emrine ver. Bağî ve isyandan kurtularak hür ol hür!... Davranışlarında, amirinin ne diyeceğini değil, Allah'ın rızasını gözet!
Kölelik, eski zamanlardan beri varola gelmiş bir sınıftır. Köle sınıfı, savaşlarda elde edilen esirlerden oluşuyordu. Bunlar, o dönemlerin bütün ülkelerinde olduğu gibi, insanların en çok ezilen sınıfını teşkil ediyorlardı. Hattızatında onları bir "sınıf" olarak tanımlamak bile doğru değil. Çünkü onlar, insan değil, doğrudan doğruya eşya olarak kabul ediliyor; kendilerine ona göre muamele ediliyordu. O günkü dünya şartlarına göre köle, devletlerin, hatta aşiretlerin en büyük gelir kaynaklarından birini teşkil ediyordu. Çok köle sahibi olmak, aynı zamanda zenginlik alametiydi. Ne zaman, ve nasıl konduğu kesin olarak bilinmeyen "Uluslararası kölelik kanunu'na göre köle, insan değil, evin sıradan eşyaları arasında addedilen bir nesneydi!..
Sayfa 112Kitabı okudu
Nur Dağı
Bütün dünya, bilgi açısından değil, yaşam açısından korkunç bir cehalet içerisinde yüzüyordu!..
Reklam
Onun kalbine hakkedilen, işlenen ilk ilâhî mesaj, okumaktan, öğrenmekten, kalemden söz ediyor... Bu, oldukça mânidardır. Ümmi, yani okuması, yazması olmayan Hz. Muhammed(s.a.s)'e kalemden söz ediliyor, okumaktan sözediliyor, öğrenmekten, öğretmekten söze diliyor... Bu ilâhî emirler şuna işaret ediyordu: Yâni insanların kuruluşu, kaleme, okumaya, öğrenmeye bağlıdır... Müslümanlar bu mesajı almalılar. Bir zamanlar okuma kuralını başlarına taç ettiklerindendir ki, kısa bir zaman dilimi içerisinde bir ucu Çin'e, öbür ucu Atlas Okyanusu'na dayanan bir devlet kurabildiler. Öyle bir devlet ki, her dinden, her ırktan insanlar, orada hür yaşıyor, ibadetlerini yapabiliyorlardı.
Tarihçi bir an durdu, sonra da gelen son Peygambere hitaben şu mısraları söyledi: Yaradan unutulmuş, "Tevhid" terk edilmişti, Ummul-Kurâ Mekke'de, ihyâ için sen geldin. Kız bebekler hunharca, gömülürken toprağa, Biçare "mev'ûde" yi, kurtarmaya sen geldin. Zind her yanı sarmış, rezalet mi rezalet Örnek ahlâk
ALLAHU EKBER DAĞLARI
Bir zamanlar sorumsuz birileri dünyamızın şurasında burasında cinayetler işlemişlerse, bu cinayetlerin işlendiği coğrafyaların neden günahı olsun ki? Bir zamanlar Kerbela'da akan kandan, Kerbela mı sorumlu, Peygamber'in çocuklarını doğramaları için oraya askerini yollamış olan Yezid mi? Amerika kıtasının her yerinde katliama tabi tutulmuş olan Kızılderili insanların katlinden, o kıtanın ovaları, dağları, ormanları mu sorumlu, ateşli silahlarıyla orada yaşayan insan bırakmamak için yakan, öldüren, soykırım uygulayan Amerikalılar mı? İçinde genç-ihtiyar, çoluk-çocuk beş bin kişinin kimyasal bombalarla katledildiği Halepçe ovası mı suçlu, Amerika'dan satın aldığı zehirli gazlarla orayı cehenneme çeviren Saddam mı? Aynı günde binlerce Filistinlinin şehid edildiği Beyrut'taki Şabra-Şatilla kampı mı suçlu, çağımızın en büyük soykırımcısı olan Siyonist-Yahudi Şaron mu? Hâlâ her gün binlerce insanın öldürüldüğü Afrika'da, suçlu olan Afrika toprakları mı, o toprakları işgal edip sömüren İngiliz, Fransız, Hollanda devletleri ve onlarin yerel işbirlikçileri mi? Her gün yüzlerce Müslüman'ın şehid edildiği Afganistan'da, suçlu olan Hindukuş Dağları mı, yoksa orayı işgal etmiş olan, başta Amerika olmak üzere ve içlerinde maalesef Müslümanların da bulunduğu Batılı güçler mi???
Sayfa 117Kitabı okudu
Nemrut Dağı
İnsanlar o denli benliklerinden ve de şahsiyetlerinden arındırılmışlardı ki, hiç kimse ortaya çıkıp, "neden bu heykellere bu kadar paramız gidiyor, bu kadar iş gücümüz harcanıyor?" diye soramıyordu. Tıpkı günümüzde olduğu gibi; ekmeklerine katık bulamayan milyonlar varken, biz hâlâ heykel yaptırıp, kandırmaya çalışıyoruz birilerini; ve dokunulmazlıkları olduğundan, hiç kimse çıkıp konuşamıyor heykeller aleyhine.
Reklam
Ey insanlıkta benimle ve herkesle bir olan Yerli! Asırlar önce buraları işgal edip ocağını batıran; evini içindekilerle birlikte ateşe veren, ayinlerinizde oynayan genç kızlarınızı, delikanlılarınızı, eğlence olsun diye yayılım ateşine tutan, tavuklara varıncaya dek bütün hayvanlarınızı yağmalayan, ekili tarlanı talan eden, kız kardeşini askerlerine peşkeş çeken Amerikalıları, onun yardımcılarını, yardakçılarını ben de, hatta senden daha çok biliyor, tanıyorum. Çünkü atalarına o muameleleri revâ gören Amerikalının torunları, bugün hâlâ aynı cinayetleri işliyorlar dünyamızın şurasında, burasında... Sen, Amerikalının Hiroşima'da, Vietnam'da, Somali'de, Afganistan'da, Guantanamo'da, Irak'ta, kısaca dünyanın her köşesinde işlediği Cinayetleri bilir misin? Bu cinayetlerinde ona kul-köle olup yardım etmek için yaltaklanan işbirlikçilerini tanıyor musun benim gibi? Nereden bilecek, nereden tanıyacaksın ki? Zaten bilmeyesin, duymayasın, öğrenmeyesin diye seni bu hâle sokmadılar mı? Senin, bu sarhoş hâlinle bütün bu anlatmaya çalıştıklarımı anlamaman mazur karşılanabilir! Ya "La îlahê İllallah" deyip, Allah'tan başkasına kul olmayacaklarına dair söz vermiş, ve bunu günde beş defa kıyamlarında, rükularında, secdelerinde tekrar ettikten sonra, iki günlük dünya menfatleri uğruna Amerikalıların yanında yer alan, emirlerine giren Müslümanlara ne demeli?
Nedir Peygamberlik?
Peygamberlik, insanlara, 'Sadece Allah'a kulluk etmek üzere yaratıldıklarını bildirmekti. Peygamberlik; insanlara, putlara, resimlere, heykellere, paraya kul olmamayı tebliğ etmekti. Peygamberlik, Vahîd, yâni Tek olan Allah inancının müjdesiydi. Peygamberlik, Allah'ın yanında, başkasına tapmamak umdesinin öğretisiydi. Bu öğreti, Hz. Adem(a.s)'dan Hz. Muhammed(s.a.s)'e kadar devam eden; insanlığın yaşam programı, ölüm sonrası dünyada ki hiç bir canlı, hiç bir insan bundan müstağni değildir. Giden en emniyetli yol, saadetin en güzeli, mücadele azminin gıdası, adalet kavramının nüvesi olan İslâm'ın tevhit inancıydı. İşte, Hira mağarasında, Hz. Muhammed(s.a.s)'e vahyedilen büyük dava budur. O, bu davayı tebliğle, insanlara ulaştırmakla mükellefti ki bu, peygamberlikti... İlâhî inkılâb müessesesiydi bu!.."
Cudi Dağı
Ey insanlar! Atamız olan Nuh'un, ve kavminin başına gelenlerin haberi size ulaşmadı mı? Ulaşmadı mı ki hâlâ birbirinizi yiyip duruyorsunuz... Size ait olmayan Allah'ın Arzında, Nuh kavminin yaptığı gibi isyan ve tuğyan peşindesiniz! Babalarınızı, annelerinizi, kavimlerinizi siz mi seçtiniz ki, birbirinize üstünlük taslayıp duruyorsunuz? Nuh kavminin yaptığı gibi, neden ıslahınız için felâket beklersiniz? İnsan hakkı nedir bilmeyen, zalimlerin önünde yaltaklanan, mazlumun âh'ını duymayanlara kölelikle tükettiğiniz seneler, size şahit olacaktır. Büyük Hesap'ta... Allah düşmanlarının inananları yok etmek için  seferber oldukları şu günlerde, bir tufan mı bekliyorsunuz ki, hâlâ uyanmıyor, sizi sömürenlere hizmette devam ediyorsunuz! İki günlük dünya nasıl da büyülemiş sizleri... Unutmayın ki artık bizleri uyarmak için Peygamberler gelmeyecektir! Son gününüz gelmeden Kur'an'a dönün, Peygamber'e dönün, ve onların emrettikleri gibi tüketin son günlerinizi!!!
Milliyetçilik vebasına yakalanmış bu Müslümanların coğrafyalarında kanlar sel gibi akıyor; onlar hâlâ Arap diyor, Türk diyor, Kürt diyorlar... Ve onların bu zaaflarını yakalamış olan emperyalist dünya, onları sömürüp duruyor...
Dağlar… Bütün sevdiklerini yitirmişlerin, kara sevdadan bağrı yanmışların, kahrolası modern dünya içerisinde kaybolmuş çaresizlerin, derdini anlatacak birilerini bulamayan dertlilerin, yaşadıkları topraklardan cebren hiç sevmedikleri “yapay vatanlar”a sürülmüşlerin, soysuz politikaların iğrenç metotlarıyla köleleştirilerek kimliklerinden arındırılmışların tek barınağı dağlar…
Sayfa 7 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
235 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.