Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Demokritos ile Epikouros'un Doğa Felsefelerindeki Ayırım

Karl Marx

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu ahlaksal tutumun tüm kuramsal ve uygulamalı özgeciliği nasıl yok ettiği konusunda Ploutarkhos, Marius'un Yaşamöyküsü'nde (Paralel Yaşamlar, 21, 7-8) korkunç bir tarihsel belge aktarıyor. Kimberlerin tüyler ürpertici yok oluşu anlatıldıktan sonra, Marsilyalıların asma bahçelerini onlarla gübreleyebilecekleri kadar çok ceset biriktiği söylenir. Buna elverişli yağış eklenmiş ve o yıl en verimli üzüm ve şarap yılı olmuş. İmdi "Sayın Tarihçi" halkın bu trajik yok oluşunu hangi yorumla vermektedir? Ploutarkhos, tanrının, koca, soylu bir halkın tümünü Marsilyalı philisterlere (eski İsraillilerin, Yahudi olmayan komşularına verdiği ad) verimli bir ürün hasatı sağlamak için öldürüp çürütmesini 'ahlaklı' buluyor. Dolayısıyla bir halkın dışkı yığını haline gelmesi bile ahlak bağnazlığı coşkusu için beklenen bir fırsat yaratmış oluyor!
Kitabın zirve yaptığı yer
İmdi, iki adamın (demokritos ile epiküros) adım adım karşıt olduğu görünüyor: biri kuşkucu, öteki inakçı (dogmacı); biri duyusal dünyayı öznel görünüş olarak alıyor, öteki nesnel ortaya çıkışı. Duyusal dünyayı öznel görünüş olarak anlayan, deneysel doğa biliminin, pozitif bilimin içine dalıyor ve deney yapan, her yerde öğrenen, uzaklarda gezinen kişinin huzursuzluğunu ortaya koyuyor. Görünen dünyayı gerçeklik olarak anlayan ötekisi ise deneye metelik vermiyor. Kendi içinde doyum bulan düşünürün dinginliği, ex principio interno (içsel bir ilkeye dayanan) bilgisini yaratan bağımsızlık onda bütünleşiyor. Ama çelişki gittikçe artıyor: duyulur doğayı öznel görünüş diye anlayan kuşkucu ve deneyci kişi, duyulur doğayı zorunluluk anlayışına bağlı olarak inceliyor ve nesnenin gerçek varoluşunu açıklamaya, kavramaya çalışıyor. Oysa görünüşü gerçek olarak gören felsefeci ve inakçı kişi her yerde sadece rastlantı görüyor ve açıklama biçimi daha çok doğadaki tüm nesnel gerçekliği ortadan kaldırmaya yarıyor. Öyle görünüyor ki, bu karşıtlıklarda belli bir terslik yatıyor.
Reklam
Epiküros, hiç bir öğretmeni olmadığı için, kendi kendini yetiştirdiği için övünür. Seneca'ya göre o, birilerinin yardımı olmadan hakikat için mücadele ettiğini söylermiş.
Sayfa 30 - Bilgesu YayıneviKitabı okudu
Kahramanların ölümü, kendini şişirmiş bir kurbağanın patlamasına değil, gün batımına benzer.
Sayfa 15 - BilgeSu YayıncılıkKitabı okudu
Bir kan damlası, dünyayı alt eden özgür yüreği içinde aktığı sürece, felsefe rakiplerine karşı Epikourosla birlikte şöyle haykıracaktır: Dinsiz kişi, çoğunluğun tanrısını ortadan kaldıran değil, çoğunluğun inandıklarını tanrılara yükleyen kişidir.
Sayfa 12 - BilgeSu YayıncılıkKitabı okudu
Prometheus versus Hermes
Prometheus'un tanrilarin uşağı Hermes'e verdiği karşılık: Şunu bil ki şu kötü kaderimi senin köleliğine değişmem dünyada. Zeus Babaya sadık uşak olmaktan şu kayanın kulu olmak yeğdir bana..
Sayfa 12
Reklam
Gelişmenin sonu ölüm..
Ne var ki,kahramanlarin ölümü şişmiş bir kurbağanın çatlamasına değil, bir güneşin batışına benzer..
Sayfa 16
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.