Şövalyemiz kırık dökük zırhıyla, yarım yamalak mızrağıyla, zayıf katırıyla belki gerçek bir şövalye olamıyor, unvanlar elde edip şatolarda yaşayamıyor, girdiği mücadelelerde asla kesin bir galibiyet alamıyor fakat Cervantes onunla, Don Quijote'yle dünya tarihine damga vurmayı başarıyor.
Zira bu roman, en başta dönemin edebiyat anlayışına olmak üzere, yazarlara, okurlara, topluma, kiliseye, yöneticilere, sisteme topyekun bir saldırı ve kuşatma niteliği taşıyor. Taşları yerinden oynatıyor ve bir daha kimse eski yerine koyamıyor.
Aradan 400 yıl geçmesine rağmen bugün, 21. yüzyılda yazılmış herhangi bir edebî eseri bile Don Quijote'den bağımsız değerlendirmek mümkün değil. Bugün okunduğunda dahi taptaze, capcanlı bir lezzet vermesi, içindeki mizahın, ironinin asla yadırganmaması mucizeye yakın bir şey.
