Yunan tragedyasının 3 büyüğünden biri olan Sophokles tarafından kaleme alınan "Elektra", yazarın "Kral Oidipus" ve "Antigone" adlı tragedyalarının gölgesinde kalmış olsa da, yine de çok önemli bir eserdir. Diğer tragedya yazarlarına da kaynak olan efsaneye dayanan bu tragedyada, "Elektra"nın adalet arayışına tanık oluruz. Elektra’nın babası (Agamemnon) bir entrika sonucu, aralarında sorun olduğu kuzeninin çocuğu, ve kendi eşi tarafından öldürülür ve bu ikisi yönetimi ele geçirir. Elektra ise bu ihanete dayanamaz ve son anda kardeşi "Orestes"i sadık bir adamına vererek saraydan kaçırtır ve onun dönüp intikamlarını alması için beklemeye başlar. Orestes’in gelip babasının intikamını alana kadar Elektra’nın yaşadığı hezeyanlara, iç çekişlere, haykırışlara tanık oluruz ve yazar bunu usta bir şekilde aktarmıştır. Zaten Sophokles çağdaşlarından ve diğer tragedya yazarlarından, kişilerin duygularına ve iç hesaplaşmalarına odaklanma suretiyle ayrılır ve bunu yaparken de kendimizi adeta karakterin yerine koyarız. Sarayda bir nevi hapis hayatı yaşayan, babasının katlini bir dakika olsun unutmayan, her dakika intikam aşkıyla yanan Elektra kardeşi Orestes’in annesini ve babasının kuzeninin oğlunu öldürmesiyle iç huzura kavuşur. (Yazar kardeşinin öldüğünü sandığı zamandaki Elektra’nın duygularını muhteşem yansıtmıştır.) Sonuç olarak muhteşem bir tragedya olduğunu içtenlikle söyleyebilirim. Bu türe ilgi duyanlar kesinlikle okumalıdır. Çok keyifli dakikalar geçireceksiniz.