Hayatlarını belirli sınırlar içerisinde yaşayan insanların, dünyalarını kesin çizgilerle tanımlamasının ötesine çıkmak için bir bilet bu kitap. Bir insanın zihninde "en uzak" olarak tanımladığı sınırın hep daha da ötesi olabileceğini, belirlilik denen şeyin aslında insanın en büyük güdülerinden olan ümit etmekle aynı düzlemde dahi bulunamayacağını, insanın dünyanın ta kendisi gibi, zıtlıkların bir araya geldiği bir öz olduğu ve onu hem iyi, hem de kötü yapabilen şeyin aslında "insan olmak" anlamına geldiği gibi yoğun alt metinlerle boğuşmak; ama bunu yaparken de keyif almak istiyorsanız okumanız gereken bir kitap. Elbette şunu da belirtmem gerekir ki, bu derin mesajlara, alt metinlere ve felsefi saptamalara hiç dikkat etmeden kitabı bir çırpıda okuyup bitirmiş de olabilirsiniz. Zira hikayesi düz, çağrışımsız haliyle okunduğunda bile okuyucunun zamanının güzel geçmesini sağlıyor. Yerdeniz serisinde en önemli hususlardan birisi zamanın nasıl geçtiğini kavramanıza izin vermemesi.