Padişah III. Ahmet ve Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın hüküm sürdüğü 1700'lerin sonu, görkemli Lale Devri'ni konu alıyor roman. Aslında İbrahim Paşa'ya esirler sunan genç esircibaşı Mustafa Çelebi'nin hikayesi de denilebilir.
Gerçekçi tarihselcilikle kurgunun harmanlandığı bir romandan ziyade dönemi gerçek karakterleriyle, ihtişamlı mekanlarıyla oldukça ayrıntılı anlatan, bilgilendirici bir eser.
Toplumda önemli bir yere sahip olduğu anlaşılan görkemli açılışlarındaķi kahvehanelerde peştemal kuşanmadan külhanbeylerine, remilcilerden köle tüccarlarına varıncaya dek birçok ilginç kavram, olay ve kişilerle ilgili betimlemeler var.
Yazarın yılların akademik birikiminin kaleminden sayfalara kendiliğinden aktığı o kadar belli ki... Kitap, her ne kadar romanın alt başlığına adını veren Esircibaşı Muhsin Çelebi ile Çingene Kızı Bal'ın aşkını konu alıyor gibi görünse de bir isyanla dengelerin bir anda değişip mümkün olmayacak gibi düşünülen bir aşkın gerçekleşmesine, zaman ve mekan değiştirmesine şahit oluyoruz.
Kısacası, yazarın okuduğum ilk eseri olduğundan mıdır bilmem ama sonu tahmin edemediğim, akışı kestiremediğim, beni her anlamda ters köşe eden bir eser oldu. Ancak dönemi çok güzel yansıttığını düşünüyorum.