Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fallus'un Anlamı

Jacques Lacan

Fallus'un Anlamı Sözleri ve Alıntıları

Fallus'un Anlamı sözleri ve alıntılarını, Fallus'un Anlamı kitap alıntılarını, Fallus'un Anlamı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Talep, Öteki'ni, gereksinimleri tatmin etme ayrıcalığına zaten sahip olan, yani yalnız sayesinde tatmin olacakları şeyden gereksinimleri mahrum edebilme erkine sahip olan olarak kurar. Ötekinin bu ayrıcalığı böylece sahip olmadığı şeyi armağan etmesinin en kökten biçimini sergiler, örneğin onun aşkı denen şeyi. Bu nedenledir ki, talep arz edilebilecek her şeyin özgünlüğünü bir aşk kanıtına dönüştürerek ortadan kaldırır (auf- hebt), hatta talebin gereksinim için elde ettiği tatminler bile aşk talebinin çiğnenmesinden başka bir şey olmayacak kadar aşağılaşır. (sich erniedrigt)
Bir düşüncenin feno­monolojik varlık koşulu düşünülmesi olduğuna gö­re, düşünülmeyen düşünce ne kadar paradoksal gö­rünse de analitik deneyimin insan doğası hakkında ortaya koyduğu ilk olgudur. Eğer insan bazı düşün­celerini düşünmüyor ise ister kaygı ister ruhi çökün­tü şeklinde yaşanacak olsun, belli bir ruhi acıdan ka­çınmak içindir bu. Bir düşünceyi düşünmemenin ye­gane yolu, analizin kaydedebileceği kadarıyla, başka bir düşünceyi düşünmektir. İşte Freud’un "metapsikolojik" açıdan "bilinç" (ya da "önbilinç") alanında bir yatırım çekilmesi ve bir karşı yatırım uygulaması şek­linde ya da Lacan’ın bir imleyenin kendisiyle aynı paradigmatik düzeyde bir başka imleyenle temsil edil­mesi, yani metafor şeklinde denklemini kurduğu "bastırma" ancak dil sayesinde, yani birbirinin yerini alan öğeler sistemi sayesinde olanaklıdır. "Dil, bilinçdışının koşuludur" der Lacan.
Reklam
Arzu, "yüzük kimde oyunu"ndaki gibi imleyeni ile birlikte dolaşıma girdiğinde, anneyle kurulan karşıt eğilimlerle yüklü ilişkinin "zorlayıcı tekrarı" kabilinden türevi olan bir "iktidar" sorunsalını da başlatır ve nevrotik aşkı bir "erotik saldırganlık" ilişkisine dönüştürür. Lacan’a göre kadında cinsel gereksinim ve arzunun, arzunun imleyeni olarak fallus üzerinde toplanması beklenir. Erkekte ise cinsel gereksinim, tatminini kadın bedeninde bulurken, arzu daima fallik nesneye metaforik bir tarzda ikame edilen bakire ile fahişe arasında kutuplaşarak "öteki kadın" söylencesinde dağılır gider. Lacan bu sadakatsizlik eğiliminin erkek cinselliği için kurucu olsa da özel olmadığına işaret eder. Nihayet kadın için de erkek sadece penise sahiptir; fallus değildir.
Kadın olsun erkek olsun insan eksiktir, yani narsistik açıdan yaralıdır.
Çünkü kadın olsun erkek olsun fark etmez, insan Öteki’nin arzusunun nesnesi olacak şey değildir. Nitekim fallus penis biçimiyle erkeğin "sahip olduğu' bir şey olmakla beraber, fallus olamamanın narsistik acısını en çok yaşantılayan yine erkektir. Bu bakımdan Narcissus söylencesinin bir erkeği konu alması ilginçtir.
Öyleyse arzu ne tatmin iştahı, ne de sevgi talebidir ama ilkinin ikincisinden çıkartılmasından doğan ayrım, hatta bu ikisinin yarılması (Spaltung) fenomenidir.
Freud'cu doktrinde fallus, eğer fantezi sözcüğüyle imgesel bir etkiyi anlamak gerekiyor ise, bir fantezi değildir. Nesne sözcüğünden bir ilişkide ilginin yöneldiği gerçekliği anlamak gibi bir eğilim olduğu ölçüde, fallus bu doktrindeki haliyle bir nesne, (kısmi, içsel, iyi, kötü vs. bir nesne) hiç değildir. Simgelediği organla; penis ya da kiltoris ile ilişkisi ise çok daha azdır. Ve Freud fallus ile ilgili olarak, Antik Çağda'kiler gibi bir surete (simulacre) gönderme yaptıysa, bunun belli bir nedeni vardır.
Reklam
Fallusun bir imleyen olması, öznenin ona ancak Öteki’nin yerinde ulaşabileceğini ortaya koyar. Ama bu imleyen orada yalnızca üstü örtülü ve Öteki’nin arzusunun nedeni olarak bulunduğundan, kendi olarak Öteki’nin, yani bizzat kendi de imleyici Spaltung’un öznesi olan Öteki’nin arzusu olması haliyle özneye tanıması için dayatılmıştır.
Eğer düşünülmeyen düşünce öznenin nevrotik ıstırap pahasına belli bir ruhi acıdan kaçınmasını (nevroz teorisinde "birincil kazanç" denen şeyi) sağlı­yor ise, o zaman analitik süreç bir kefaret ödeme sü­reci oluyor. Çünkü bu süreç insanın kendi korktu­ğu, kaçındığı karşıt arzularla yüklü, saçma, sapkın, suçlu, akıldışı, gerçeklik dışı, bastırılmış yanıyla, bi­rincil süreciyle bütünleşmeye çalışma sürecidir.
Önsöz: "Olmak'ta Eksik" Lacan’da Kastrasyon ve Narsizm
Lacan'a göre dilin özneden bağımsız işleyen yapıları vardır; özne de adeta oraya "iliştirilmiştir". (Burada Lacan’ın dilbilim karşısındaki tavrı da çıkar ortaya: dil durağan bir yapı değil, işleyen bir yapıdır.) Sartre’ın "varoluşçuluk bir hümanizmadır" sloganının karşısına seminerlerinde "psikanaliz bir anti-hümanizmdir" denklemiyle çıkar.
Kadın olsun erkek olsun insan "eksik"tir, ''kastre"dir; yani narsistik açıdan yaralıdır.
198 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.