En Beğenilen Felsefe - Din İlişkileri kitaplarını, en beğenilen Felsefe - Din İlişkileri sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Felsefe - Din İlişkileri yazarlarını, en beğenilen Felsefe - Din İlişkileri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğu insanı inançlıdır, kalbe ve kalbin mahsulu olan her şeye bayılır, bütünü ile kendini verir, varlığını teslim eder. Gönül deyince kendinden geçer, Kalbe büyük önem verdiği için hisli ve heyecanlıdır. His ve heyecanı her daim akla ve mantığa tercih eder. Hislenince düşünmez olur, galeyana gelince en makul olan şeyleri bile terk eder. Uzağı görmez, plan, program ve proje fikrine fazla değer vermez. Hesabı ve düzeni duygularına feda etmekten çekinmez işin sonunu görmediği için bu durumun ilerde açacağı zararlar umrunda değildir. Zaten hisler düşünce gibi ileriye dönül değil hale dönük olduğundan ondan gelecek düşünceler de kuvvetli değildir. Ona göre vaki olan, vaki olacak olandan daha iyidir. İlerisi için hesabı ve planı yok hayali vardır.
Ortaçağda felsefenin akibetini en genel anlamda Batı için karanlık, Doğu için altın çağı olarak nitelendirmek yerinde bir değerlendirme olacaktır. İslam dünyası Batı’ da durma noktasına gelen felsefenin yeniden bir ilerleme katettiği ve Antik Yunan felsefesinin mirasını da alarak üzerine yenilerini eklediği bir dönem olarak karakterize olur. Tabi islam dünyasında başta Gazali olmak üzere felsefeye tenkitler yöneten taraflar da varolmuştur. İşte bu noktada İbn Rüşd’ ün konumu felsefe lehinde olması bakımından oldukça önemlidir. Zira Rüşd felsefe ile dini, akıl ile vahiyi uzlaştırma çabası içerisine girmiştir. Bu nokta da onun akılcı yönü üzerinde Aristoteles üzerine yapmış olduğu şerhlerin etkisi de oldukça fazladır. O uzlaştırmacı tavrını bir neticesi olarak uç noktalarda sadece dinin veya sadece felsefenin savunulmasını eleştirmiş ve ortayolcu bir tavır takınmıştır diyebiliriz. Sonraki süreçlerde de Rüşd’ ün rönesans ve reformun başlamasında etkisi olduğu batılı kaynaklarda ifade edilir. Bu eser Rüşd’ ün din ile felsefeyi uzlaştırmacı tavrını ve dinin yanlış anlaşılmasına neden olan te’ vil sorununu konu alan bir eserdir.