Feneryolu Cinayetleri, polisiye edebiyat seven hiç bir okurun kesinlikle ıskalamaması gereken çok iyi bir polisiye örneği, belki de ileride bir klasik olarak anılacak denli iyi bir eser.
Gencoy Sümer'i ilk kez okuyorum, ama şunu söylemem gerekir; bu kadar sade, süssüz bir dille bu kadar ilgi çekici ve son sayfaya dek merak duygusunu gerçekten çok iyi bir şekilde ayakta tutabilen bir yazarın eserlerini takip etmek gerekir. Bence maharet budur: kitabı ilmek ilmek örüp okuraalan bırakıp onu da düşünmeye sevketmek, olayı salt heyecan duymanın ötesine taşımak ve ona gerçekten bir dedektif olma fırsatı vermek. Yazar, 21 karakterin ağzından olayı ve olayları aktarırken bizi de dedektif olmaya zorluyor, birilerinin başına gelmiş olayları okumak değil, o olayları çözmesi beklenen dedektiflerden birisi olmaya çağrıldığımızı hissetmeden edemiyoruz. İşin güzel tarafı, Kerim Ülkü ve Faruk Arman'la beraber ara ara ipuçlarını değerlendirirken yazar bütün düşünme süreçlerini, bütün adımları bize göstermiş oluyor. Ben bile kitabı okumadığım zamanlarda olayı düşünürken yakaladım kendimi. Kitabı hemen bitirmemek için özellikle ağırdan aldım, meraktan kıvrandım, ben de çözmek için uğraştım, ama olmadı, çözemedim kitabın sırrını. Final ise, hem çok şıktı, hem de çok, çok güzeldi.
Feneryolu Cinayetleri'ni okumayan herkese şunu söyleyebilirim: Çok şey kaçırıyorsunuz. Kesinlikle okumalısınız.