İki yazar ve filozofun, William Godwin ile Mary Wollstonecraft'ın kızı olan Mary Shelley, bu romanı henüz 19-20 yaşındayken yazmış. Londra'daki küçük bir yayıncı olan Harding, Mavor&Jones'un yaptığı üç ciltlik, sadece 500 adetlik ilk baskıda, yazarın ismi yer almamış. Bunun sebebini hikayenin o döneme göre çok sıradışı, irkiltici olan içeriğin de aramak lazım. Yazarlığa kadınlar için geçerli bir meslek gözüyle bakılmadığı bir çağda, Mary Shelley bu romanın bir kadının zihninden çıktığının bilinmesinden çekinmiş olsa gerek.
Kitabın ismi: Frankenstein (Almancada yaygın bir soyadı) kitaptaki bilim adamının ismi olmasına rağmen, çoğu zaman, onun can verdiği yaratığın ismiyle karıştırılır. O kadar ki bu sözcük mecazi bir anlam kazanarak, bizim deyişimizle galatımeşhur haline gelmiş ve "yaratıcısını dehşete düşürüp yok eden şey" tanımıyla, İngilizce sözlüklere kadar girmiştir.
Roman, adını Victor Frankenstein isimli kurmaca karakterden alır; Victor'ın yarattığı varlığın ise verilmiş bir ismi yoktur. Frankenstein hikaye boyunca kendi yaratığını türlü türlü kötüleyici sıfatla -canavar, şeytan, sefil, iblis, ifrit- anar, fakat ona bir "isim" koymaz. Bu manada belki yaratığa "Frankenstein" demek hakkaniyetli bir dürtünün sonucudur, çünkü yaratık Victor'ın çocuğu, onun eseridir...
Romanın alt başlığı olarak seçilen "Modern Prometheus" da, Shelley'nin 1820 tarihli "Zincirden Kurtulan Prometheus" adlı lirik dramasını akla getirir.*
*Sunuş kısmından alıntı...