Hakîkat-i vücûd bir mefhûm-i küllî-i nûrânî olduğundan o kadar latîftir ki, onu akıl, fehim, vehim, havâs ve kıyâs ile anlamak mümkin değildir. Zîrâ âlât-ı idrâk olan bu vesâit-i ma’dûde, o eltaf-ı latîfin muvâcehesinde eksef-i kesîftir. Kesîfin mertebe-i kesâfette kaldıkça kendi aslı olan latîfi idrâk etmesi mümkin değildir. [m/7]
Sayfa 7 - Yazma eserler kurumu