Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Genel Kamu Hukuku

Bihterin Vural Dinçkol

Genel Kamu Hukuku Gönderileri

Genel Kamu Hukuku kitaplarını, Genel Kamu Hukuku sözleri ve alıntılarını, Genel Kamu Hukuku yazarlarını, Genel Kamu Hukuku yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sekülerleşme
Jean bodın tanrıyı devletten uzak tutmuyor Ama onun düzeni içinde değişik inançların bir arada bulunmasına da ses çıkarmıyor.Kralin kendisi de Tanrı'nın vekilidir. O'na yönelmiş değişik inançlara karışamaz aynı kaynaktan çıkmış sonra değişikliğe uğramış dinsel inançlar Bu yüzden Bodin'i rahatsız etmiyor. Kiliseyi devlet işlerine karıştırmadığı gibi iktidarın da halkın üzerine şu ya da bu yönde baskı yapmasına olanak tanımıyor.
Genel Kamu Hukuku
Genel Kamu Hukuku
Platon'un gözünde halk meclisinin devlet yönetimine ilişkin önemli bir rolü yoktur. Çünkü kalabalıklar sağlıklı doğru karar alma yeteneğine sahip değildir. Bu nedenle Senato'yu kalabalık bularak 12 gruba bölmüştür. Halk meclisi herşeyden önce bütün vatandaslara yönetime katıldıkları duygusunu aşılayan böylece konsensus sağlanmasında etkili olan ideolojik bir kurumdur.
Reklam
demokrasi ve seçmen üzerine bir değerlendirme
John Stuart Mill, iktidarı kullanacak olan hükümeti belirlemede halkın tüm üyelerinin eşit oya sahip olmasını, toplumun kaderinin "cehaletin" ellerine bırakılması olarak görmüş ve eğitimli kişiler için çoğul oy sistemini önermiştir.
Sayfa 180Kitabı okudu
Voltaire bir sınıfın (burjuva) idealini şöyle açıklıyordu: “Zenginliğin nedeni ticaret, özgürlüğün nedeni zenginliktir..”
Sayfa 129Kitabı okudu
Karar mekanizmasını elinde tutan siyasal iktidar ve onun ana örgütü Devlet, kendisine tanınan yeni rolün etkisinde kalarak her alana el atmaya başlayacaktır. Yurttaşların tüm uğraşı alanları, işlerini, ticaretlerini, günlük faaliyetlerini, eğlencelerini ayarlamayı üstlenince, sorumluluk duygusundan uzaklaşan insan kişiliğini kaybederek, sürü haline gelecektir.
Sayfa 171Kitabı okudu
"Tiranlık tek yöneticinin çıkarı için tek'in yönetimidir, oligarşi varlıklı adamların çıkarı için, demokrasi yoksulların çıkarı için." - Aristoteles
Sayfa 26 - 15. Basım Der Yayınları
Reklam
"Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına da uygun görme"
Sayfa 107
"Özgürlük sözü kadar çeşitli anlam verilmiş, onun kadar insan kafasında çeşitli izlenimler bırakmış başka bir kelime yoktur. Kimi kişiler özgürlüğü, önceden kendisine sınırsız bir istibdat yetkisi verilmiş kimseyi düşürmekteki kolaylık anlamına almışlar; başkaları, kendisine boyun eğecekleri kimseyi seçmek yetkisi olarak kabul etmişler; daha başkaları da silahlanmak ve şiddet kullanmak hakkı olarak benimsemişler; bazıları ise, kendi ulusundan biri ya da bizzat yapacakları yasalar tarafından yönetilmek ayrıcalığı sanmışlardır. Bir ulus da, uzun zaman özgürlüğü, sakal bırakmak geleneği olarak kabul etmiş. Kimi kişiler bu adı, bir hükümet şekline vermişler, öteki şekillerini bundan yoksun etmişler. Cumhuriyet hükümetinin tadını alanlar, özgürlüğü bu hükümet şekline, krallık hükümetini beğenenler ise onu monarşiye maletmişler.Sözün kısası herkes, kendi geleneklerine ya da eğilimlerine uygun düşen hükümete bu adı verip çıkmış işin içinden.
Ockham’lı William’ın, papalığın iktidarına yaptığı hücum ve eleştiriler, reform hareketine başlangıç oluşturmuş ve onun düşünceleri; gerek papalık egemenliği karşıtları, gerekse halk egemenliği yanlıları arasında her zaman anılan fikirler olmuşlardır. (1300'ler İngiltere)
...kutsal kitabın açıkladığı doğaüstü varlıkları akıl ilkelerine göre açıklamak olanaksızdır. Dolayısıyla insan aklı Tanrı aklının bir benzeri de olamayacağından, akıl yolu ile Tanrı'ya varılamaz. Tanrı, bize akıl vererek yeryüzündeki işlerimizde akıl ve mantık yolu ile çözümlemeye gitmemizi istemiştir. Buna karşılık Tanrı'nın birliği, varlığı, yalnızca inanç konusu olabilir, çünkü bu hususlarda deney metodunu uygulamak olanaklı değildir. Kanıtlanamadığı için Tanrı ve diğer doğaüstü varlıklar bu dünyadaki sorunların çözümlenmesinde bir ölçü olarak kullanılamaz. Ockham’lı William (1280'ler-1350'ler)
Reklam
Hıristiyanlığın devlet dinî olmasından sonra, Orta Çağ’ın karanlıklar çağı olarak nitelendirilmesinin nedeni, kilise örgütlenmesinin dünyevîlik iddiasıdır. Kilise nüfuzunu artırırken, dünyevî iktidara üstünlüğünü ileri sürmekteydi. Orta Çağ'ı bu karanlıktan kurtarmak için papalığa karşı düşünceler ortaya atılmıştır. Bu düşünceler seküler reaksiyon olarak adlandırılmaktadır. Seküler düşüncede dünyevî alanın kiliseden ayrılması karanın okyanustan ayrılması gibi düşünülür
Dante’nin içinde bulunduğu dönemin en geçerli iddialarından biri; imparatoru papaya tabî kılma yani dünyevî iktidarı ruhanî iktidara bağlama düşüncesidir. Dante kilisenin dünyevî iktidarı gasbetmek istediğini düşünür. Ruhanî ve dünyevî iktidarların papanın elinde birleştirilmesini, insanlığı perişan eden fenalıkların başlıca kaynağı olarak görür
... papalık yanlılarınca güneş papalığa, ay da imparatora benzetiliyor ve ayın ışığını güneşten aldığı vurgulanarak, buradan da hareketle imparatorun iktidarını papa aracılığı ile aldığı iddia ediliyordu. Dante bu iddialara karşın güneş aya sadece ışık verir, ayın yaratılması ve hareket etmesi ise Tanrı'nın eseridir diyerek, imparatorun da iktidarını papadan almadığını ileri sürer
Epiküros, insanın huzurlu bir yaşamı olsa bile, ölüm korkusunun bu huzuru bozduğunu ve acı verdiğini söyler. Oysa ki, ölüm geldiğinde insan için haz ve acı sona ereceğinden, bir yokluk süreci olduğundan, ölümden korkmamak gerekir. Epiküros d. M.Ö. 342
123 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.