Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gerçek Din Bu 1

Süleyman Ateş

Gerçek Din Bu 1 Sözleri ve Alıntıları

Gerçek Din Bu 1 sözleri ve alıntılarını, Gerçek Din Bu 1 kitap alıntılarını, Gerçek Din Bu 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Turan Dursun, Kur'ân'da kadınla ilgili âyetlerin, hep kadının zararına, kadını küçültücü doğrultuda olduğunu iddiâ ediyor (s. 240). Bunu iSpatlamak için de Bakara Süresinin 228 nci âyetini istediği biçimde tahrif ederek: "Erkeklerin, kadınların zararına, onlarından üstünlüğü vardır." şeklinde terceme ediyor. Oysa âyette hiç zarardan söz edilmez. Ayet, aynen şöyledir: "Erkeklerin, kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerindeki hakları bir derece daha fazladır. " Ayette leh ve aleyh hem erkekler, hem de kadınlar hakkındadır. Ve aleyh kelimesi, zararına değil, üzerinde demektir. Yani nasıl erkeklerin, kadınlar üzerinde hakları varsa, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır demektir.' Yani karı kocanın karşılıklı olarak birbirleri üzerinde hakları vardır. Ancak kocaların hakkı kadınların hakkından bir derece fazladır. Bu da erkeğin âile reisi sıfatıyle kadını koruması, geçimini sağlaması gibi sorumluluklarından kaynaklanır. Yoksa Allâh katında "En değerli olanınız, kötülüklerden en çok korunanınızdır." (Hucurât 13)
Sayfa 34
61-68nci sayfalarında Mısır'ı fetheden Hz. Ömer'in, iskenderiye kütüphanesini yaktırmış olduğu söylentisini kanıtlanmış bir gerçek gibi gösteriyor. Bu söylentinin bir yalan olduğu, zaten ispat edildiği için üzerinde durmak istemiyorum. Çünkü doğru olduğu varsayılsa bile, bu, insanları ilme yönelten Kuran'ın buyruğu değil, netice itibariyle bir insan olan Hz. Ömer'in uygulamasıdır. Hz. Ömer de insandır, yanıltabilir. Vahy dışında hiç kimse yanılmaz değildir.
Sayfa 119
Reklam
Bir başka kez de Muhammed'in şöyle dediği görülür. -İçinizden kim bir MÜNKER görürse, eliyle onu değiştirsin; gücü yetmiyorsa diliyle onu değiştirsin. Buna da gücü yetmiyorsa kalbiyle kinlensin... (Bkz. Müslim, es-Sahih Kitabu'l - İman/78 hadis no:49; Ebu Davud, Sünen, Kitabu's Salat/248, hadis no:1140; Tirmizi, Sünen, Kitabu'l - Fiten/11, hadis
Sayfa 131
El-fasl adlı kitabın tercümesinin linki yorumda
Birinci kitabın 97nci sayfasında şöyle övünüyor: —Daha öncelere dayanır. Klasik Arapça, Fusha Sahih Arapça deniliyor ki, asıl Arapça, bozulmamış Arapça. O bozulmamış Arapçayı çok iyi bildiğimi söyleyebilirim. Bugünkü Arapçayı da bilirim, ama o ölçüde değil. Arapçayı bilmemin önemi şurada, islam kaynakları o Arapçayla yazılıdır. Hem Kur'an, hem
Sayfa 12
Turan Dursun, hep madalyonun bir yüzüne bakmakta, ona göre hükmünü vermektedir.
Sayfa 127
Hadis rivayetlerinde olmayan şeyleri araya sokması
"Peygamber"in döneminde 'gece baskınları' düzenlenir. Peygamberin emriyle" Öldür, öldür"şiarları haykırılırdı. Sonra da yağmaya girişilirdi. (Ebu Davud, Cihad/102, hadis 2638; İbn Mace, Cihad/30, hadis 2840) Filistin'de "Übna(sonraları 'Yübna')" denen bir yere peygamber bir baskın düzenlenmişti. Baskını yapacaklara
Sayfa 86
Reklam
Turan Dursun 131-139.sayfalarda, "Muhammed'in doktorluğu" başlığı altında, tıb ve tedavi hakkında Hz. Muhammed'den rivayet edilen bazı sözleri, alaylı bir tarzda eleştirmekte, bunların bilime ters olduğunu söylemektedir. Ona göre Muhammed, her şeyi Allah'ın kaderi görmekte ve değişmeyeceğine inanmaktadır. Bunun için: "Hastalığın
Turan Dursun, yine Hz. Muhammed'in, güya şehvetperestliğinikanıtlamak hevesiyle, Gazâli nin ihyasında yer alan bir rivâyete tutunmaktadır: "O dönem Arapların da şehvet (erkeklik gücü), en başta gelen bir özellikli. Bunu, Gazâlî, Ihyâ'u Uiumi'-d dîn adiı kitabında Adâbu'n Nikâh bölümünde uzun uzun anlatır. Ve bir örnek verir: Ali'nin oğlu Hasan'ın, bir alışta "altı karı birden aldığını, sonra çok geçmeden bunları boşayıp yenilerini aldığını, bu torunu Muhammed'e anlatıldığında, Muhammed'inl 'O, yaratılışta da, huyda da bana benziyor“ dediğini" söylüyor. Yazar, Gazâlî nin ibaresini tahrif etmiş. Çünkü Peygamberin devrinde, torunu Hasan' ın, dört kadın değil,bir kadın alması da mümkün değildi. Hasan, hicretin dördüncü yılında doğmuştu. Peygamber'in vefatı sırasında o, sadece altı yaşında idi. Altı yaşında bir çocuğun dört kadın alması, sonra tez zamanda bunları boşayıp yerine başkalarını alması, bunu duyan Peygamber'in de onu dövmek için "O yaratılışta da huyda da bana benziyor" demesi mümkün müdür?
Sayfa 31
Önsözden
Tesâdüfen bir gün, elime 2000'e Doğru dergisi geçti. Orada Ayın Yarılması sorununu ele alıp Kur'ân etrafında kuşku uyandırma amacı taşıyan bir yazıyı okudum, buna cevap verme sorumluluğunu hissettim. Yazıp dergiye gönderdiğim cévap, bu yazar tarafından kırpılarak sözü edilen Dergide yayınlandı. Tabii yazar, eleştirileriyle birlikte, yazımı kırparak verdiği için cevabımız, ilmî gücünü kısmen yitirmişti; Sonra bu zât, çeşitli dergilerde yayınlamış olduğu yazılarını, "Din Bu“ adını verdiği kitapçıklar halinde yayınlamağa başladı. Bu tür yazıları onun hayatına mal oldu. Onun, düşüncesinden ötürü öldürülmesine gerçekten üzülmüştüm. Ne adla ve ne amaçla yapılırsa yapılsın teröre, korkutmaya, sindirmeğe karşıyım. Insanların aydınlanması, ilmin ilerleyebilmesi için özgürlük gerekir. Düşüncesinden ötürü bir insanı öldürmek, aczin sonucudur. Bunu, fıkre cevap verme gücünden âciz olanlar yapar. Kişiyi öldürmek, düşünceleri öldürmez. Fikir, ancak karşı fikirle geçersiz kılınabilir. Yoksa düşünce sahibini öldürmek, onun düşüncelerinin daha çok yayılmasına yardım eder. Nitekim öldürülmesinden sonra Turan Dursun'un yazılan, eserleri daha çok revaç bulmuştur. Kurşun, karanlığı aydınlatmaz. Karanlığı aydınlatmak için kibrit çakmak, lamba yakmak gerekir.
Sayfa 8
Turan Dursun, 244 ncu sayfada kız çocuğunu diri diri gömme ile ilgili olarak Ebü Dâvud'dan bir hadis meali aktarıyor: ”Vaide de mev'ude de ateştedir” (kitabu's - sunneh, bab fi zerariyyi'l - müşrikin s. 532). Ve şu yargıya varıyor: “Kız çocuğunu diri diri gömen kimsenin cehenneme gitmesini anladık ama o zavallı kız çocuğunun cehennemde işi
Sayfa 82
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.