Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Güzeli Kurtarmak

Byung-Chul Han

Güzeli Kurtarmak Gönderileri

Güzeli Kurtarmak kitaplarını, Güzeli Kurtarmak sözleri ve alıntılarını, Güzeli Kurtarmak yazarlarını, Güzeli Kurtarmak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
93 syf.
·
Puan vermedi
Güzel Kadınlar Gözlerin Acısıdır (Kitaba dair spoiler içerir)
Byung Chul Hang'ın "Güzeli Kurtarmak" adlı eseri, güzellik kavramını farklı filozofların gözünden ele alarak, okuyucuya derin bir düşünce yolculuğu sunuyor. Kitap, güzelliğin tek bir anlamı olmadığını, sanatta, kadında ve daha birçok alanda farklı hazlar uyandırdığını vurguluyor. Özellikle Longinos'un "Güzel kadınlar
Güzeli Kurtarmak
Güzeli KurtarmakByung-Chul Han · İnsan Yayınları · 2018636 okunma
Güzel olan " beni beğen -like la-" da tükenmiştir. Estetikleştirme, estetik kılmamaya dönmüştür.
Sayfa 8 - İnsan sanatKitabı okuyor
Reklam
İki şey sürekli artan bir hayranlık ile zihnimi doldurur: Üzerimdeki yıldızlı gökyüzü ve içimde ki ahlak yasası. (Kant)
Sayfa 43 - Insan sanatKitabı okudu
Öyle midir?
Sanat "güzellik", "haz" ve "iletişim"den başka bir şey değildir.
Sayfa 5 - Insan sanatKitabı okudu
Reklam
Sadakat ve bağlayıcı olan birbirlerini koşullar ve bağlar. Bağlayıcılık, sadakati talep eder. Sadakat de bağlayıcılığı varsayar. Sadakat koşulsuzdur. Burada sadakatin metafiziği, hatta aşkınlığı vardır. Günlük hayatın artarak estetikleşmesi, bağlayıcı olanın tecrübesi olarak güzelin tecrübesini imkânsız kılmaktadır. Bu estetikleşme sadece objelerin yüzeysel beğenisini üretmektedir. Artan havailik sadece finans marketlerini etkilememektedir. Bu durum bütün bir topluma sirayet etmektedir. Hiçbir şey ne sürmekte ne de kalmaktadır. Radikal olumsallığın karşısında, bağlayıcı olana özlem duymak gündelik olanın ötesine uyanmaktır. Bu gün güzelin pürüzsüzleşerek beğeni, Like objelerine, keyfi ve rahatlatıcı şeylere dönüşmesi sonucunda güzelin krizi ile karşı karşıyayız. Güzeli kurtarmak bağlayıcı olanı kurtarmaktır.
Günümüzde sanat eserleri temel olarak pazarda ve borsa sokağında işlem görmektedir. Ne kült değerleri ne de sergi değerleri vardır. Sahip oldukları, onları sermayeye maruz bırakan saf spekülatif değerleridir. Bugün spekülatif değer en yüksek değer olarak görülmektedir. Borsa günümüzün kült mekânı, ibadethanesi haline gelmiştir. Toplam gelir, mutlak kurtuluşun yerine geçmiştir.
Güzel istemedir, ilgidir, hatta zamanın geçmesini sağlayan conatustur (çabadır). İradenin geri çekildiği ve kendiliğin geri alındığı güzelin içine düşünce dolu bir şekilde batmak, zamanın adeta sakin, durağan kaldığı bir hâl yaratır. İstemenin ve ilginin yokluğu zamanı sakin bırakır, hatta zamanı sakinleştirir. Bu sakinlik estetik görüyü, salt hissi algıdan ayırır. Güzelin karşısında bakış kendisine gelir. Artık uzaklaşmaz, alıp götürmez. Bu kendine varış güzel için asli bir şeydir.
Faust'un yakarışı "Çok güzelsin, gitme kal." [Verweile doch, du bist so schön.) güzelin önemli bir yönünü ortaya çıkarmakta dır. Çünkü güzel, durup kalmaya [verweilen] davet etmektedir. Güzelin bu yönü, düşünsel durup kalmanın yolunda bulunan bir iradedir. Fakat güzele bakışta, irade etmek geri çekilir. Güzelin bu düşünmeye yönelik tarafı Schopenhauer'ın sanat telakkisinde merkezidir, şöyle der: "Güzeldeki estetik haz büyük ölçüde, saf tefekkür hâline girdiğimizde, bütün isteklerimizin ötesindeki bir ana yükseldiğimizde gelir, yani bütün arzular ve kaygılar kalktığında, adeta kendimizden kurtulduğumuzda meydana gelir. Güzel, beni kendimden ayırır. "Ben" güzelin içinde batar. Güzelin karşısında, kendi kendisinden kurtulur.
Reklam
"Sanatın ilgisi, arzunun pratik ilgilerinden şu hususta farklılaşır; sanatın ilgisi nesnenin özgürce var olmasına izin verirken arzu, nesneyi kendi faydası için yıkıcı bir şekilde kullanır. Diğer taraftan sanatın [bir nesneyi] dikkate alması, bilimsel aklın teorik olarak dikka te almasından zıt bir şekilde farklılaşır çünkü sanatın bakışı nesnenin bireysel varoluşuna ilgi duyarak nesneye değer verir ve onu evrensel düşünceye ve kavrama dönüştürmeye çalışmaz."
Güzellik hastalıktır. Sağlığın taşkınlığı her zaman bizatihi hastalıktır aynı zamanda. Sağlığın panzehiri ne olduğunun farkında olan bir hastalıktır, hayatın kendisinin kısıtlanmasıdır. Güzel, böylesi can veren bir hastalıktır. Hayatı ve dolayısıyla onun çöküşünü mahkum eder. Fakat hastalık hayat uğruna inkar edilirse, öteki anından kör bir şekilde ayrılmış hipostazlaşmış hayat; yıkıcılığa ve kötüye, arsızlığa ve palavra saçan [bir şeye] dönüşür. Yıkıcı olandan nefret eden kişinin hayattan da nefret etmesi gerekir, sadece ölü olan, tahrif edilmemiş bir hayatta olmanın benzetmesidir. Sağlıklı, pürüzsüz olanı mutlak şeyler olarak kabul eden günümüzün kalokrasisi güzeli saf dışı etmektedir. Ve yine günümüzde histerik bir şekilde hayatta kalmanın yerini alan salt, sağlıklı hayat, ölüye, hortlak olan bir şeye dönüşmüştür. Bundan dolayı artık bu çağda, yaşamak için fazla ölüyüz ve ölmek için de fazla diriyiz.
Kırılmışlığın negatifliği güzellik için yapıcıdır. Bu yüzden Adorno "hasım ve kırılmış tutarlılık"tan bahseder. Kırılmışlığın negatifliği olmadan güzel yozlaşarak pürüzsüze dönüşür. Adorno estetik şekli paradoksal formülde yazar. Tutarlılığı, "tutarsız olmasında" yatar. Güzel "mübayenet" ve "çelişki" den beri değildir, birliği kırıktır. Ötekisi tarafından sekteye uğrar. Kırılmışlık güzelin kalbidir.
Güzel görünüş kırılgan ve tehdit altındadır. Kendisinin ötekisi tarafından, çirkin tarafından "sürekli rahatsız edilir": "Güzelliğin kendisinden, kendisinin üzerinden ortaya çıkararak ve tapınak alanıymış gibi dışarıda tutarak çirkinliğe dayattığı indirgeme, çirkinin karşısında bir tür acziyete sahiptir." Güzel ve çirkin arasındaki ilişki çelişkili ve ikirciklidir. Güzel çirkini basitçe reddetmez.Onun itibarını lekelemez. Daha ziyade, biçimlendiren tin [Geist] donuk bir ışığa dönüşmemek için biçimsize, yani düşmanına ihtiyaç duyar. Biçimlendirici rasyonalite, kendisini biçimsiz ve çirkin olana bağlayan mimesise dayanır. Tin, "yenilgiye uğramanın mimetik özlemine" sahiptir ve bu da çirkinden başka bir şey değil dir. Güzel, felaket ile bunalım, çirkin ile hortlak, ötekinin zorla içeri girmesi ile aynının donup kalması arasında mukimdir. Adorno'nun doğal güzel fikri, tam olarak biçimin eğilmez özdeşliğine karşı durmaktadır. Özdeş olmayana şahitlik etmektedir: "Doğal güzel, evrensel özdeşlik büyüsünün altındaki şeylerdeki özdeş olmayanın izidir. Büyü kaldığı sürece, özdeş olmayanın pozitif varoluşu olmaz. Bundan dolayı doğal güzel, insanın içkinliğini aşacağını vadettiği (şey) kadar dağıtılmış ve belirsiz kalır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.