En Eski Hanımların Gözüyle Bediüzzaman Sözleri ve Alıntıları
En Eski Hanımların Gözüyle Bediüzzaman sözleri ve alıntılarını, en eski Hanımların Gözüyle Bediüzzaman kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Rusya'da şu an hanımlardan, belki de erkeklerden de Bediüzzaman Said Nursî yi görmüş olup da hayatta olan tek kişi, Ayşe Apa. Fakat Rusya'da öyle hanımlar tanıdık ki o hanımlar Bediüzzaman'ı görmemişler, ama Bediüzzaman'ın fikirlerini hayatlarına öyle geçirmişler ki onlardan bahsetmemek mümkün değil! Bu hanımların hepsi, Bediüzzaman'ın eserleriyle İslâm'ı tanımışlar. Meryem Nine Seksen bir yaşında. İki yıl olmuş, Risale'yi tanıyalı. Risale okunurken dikkat kesiliyor, sanki... Hem de başka dilden bir kitabı bu derece huşu ile dinliyor. Meryem Nine'ye soruyoruz, Risale'de ne bulduğunu... Yere yatar gibi eğiliyor, elini kalbine götürüp cevap veriyor. "Dalıyorum, ona..." derken cismiyle de o dalışı gösteriyor, sanki... Anlatmaya başlıyor, Meryem Nine: "Benim ninem vardı; 103 yaşına kadar yaşadı. O her zaman şunu söylerdi: "Buraya bazı insanlar gelecek. Onlar Peygamber'in sünnetine uyacak, iyi ibadet yapacak. Onlar bize kurtuluşu getirecek.'c"Ninem hep onların gelmesini bekledi! Ben, ninemin ha ber verip, bekleyip durduğu kişilerin Risale-i Nur olduğunu görüyorum." Saide Nur: Ressam. Risale'yi tanıdıktan sonra resim yapmayı bırakıyor. Resim yapmasının, ruhundaki arayıştan kaynaklan dığını söylüyor. Risale'yi tanıyınca ruhundaki arayış son bulup tatmine ulaşıyor. "Risale ilham verdi." diyor. Artık ilhamları ruh dünyasına resimden değil, Risale'den geliyor. İlk olarak " Yirmi Üçüncü Söz okuyor ve çok ağlıyor. "Risale'yi okuyunca Bediüzzaman Said Nursî 'nin Kur'an'ı çok iyi kav rayan bir âlim olduğunu anladım." diyor. Onu çok sevdiği ni söylerken adının da benzediğini ifade edip Risale'yi tanıdıktan sonra ismine bir de nuru ilave ederek benzerliği daha da artırıyor. Zümera: Altmış yaşında. Gazeteci. Risale'yi tanıyınca örtünmüş Zaten bu hanımların hepsinin Risale-i Nur karda ortak bir noktaları var. Risale hayatlarına girdiği anda örtünüyorlar ve namaza başlıyorlar. Risale'yi Türkçesinden okuyor. Bilmediği bir dili okuyor ve anlıyor! Anlama konusunda da şöyle diyor
"Bunları benim kalbim anlıyor." "Buralıyım." dedi. Yaşı 60'ın üzerindeydi. Buralı olduğuna göre Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerini görmüş olacağını düşünerek, "Zamanında bu çeşmeden büyük bir zat abdest alır, namaz kılarmış; gördünüz mü?" diye sordum. Başını "evet" manasında salladı. Belli ki istibdat devrinin korku izleri silinmemişti. Koluna girip "Siz yanına gittiniz mi?"
"Şimdi Allah var, yanına gitmedim. Utangaç bir şeydim. Uzaktan bakardım. Şimdi 'Gittim.' desem günah olur! Gelinimiz falan geldiler."
"Gelininiz, elini öpmüş mü?"
"Yok. 'Elini vermiyor.' dediler. Bizim geline, 'Kızım, kaç çocuğun öldü?' demiş. O da 'Şöyle, böyle.' demiş."
"Kaç çocuğu ölmüştü?"
"Çok ölmüştü, çok!"
"Kendisi demeden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri mi soruyor?"
"He, he... "Kızım, ağlamazsan çok güzel; ağlarsan iyi değil, yandın!' diyor. O da 'Ağlamadım.' demiş. 'Ağlama, kızım... O çocukların Cennet'te sana altın bardaklarla su verecekler.' demiş." 56 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.