Hapishane Defterleri 2. Cilt

Antonio Gramsci

Hapishane Defterleri 2. Cilt Gönderileri

Hapishane Defterleri 2. Cilt kitaplarını, Hapishane Defterleri 2. Cilt sözleri ve alıntılarını, Hapishane Defterleri 2. Cilt yazarlarını, Hapishane Defterleri 2. Cilt yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1911'in son aylarından beri takındığım Avusturya yanlısı katı tavnın -Bulgar Çarı'nın tüm dış politikasının sürekli ve istikrarlı rehberi- Balkan Cephesi'ne ve Türkiye'ye yönelik savaş tehlikesine dair net bir bakış açısı elde etmemi engellediğini inkar edemem. Bunca yılın ardından, kendimi bunun için çok fazla azarlayacak değilim; zira bir yan olguyu anlamakta başarısız olduysam ve bunun sebebi! Bulgar politikalarının parçalı (!) yapısıysa, tek suçum politikaların ana çizgisi konusunda aşırı net bir bakış açısına (bunu gerçekten söylüyor!) sahip olmamdır. Bu, bir çeşit politik uzak görüşlülüktür ve politikada uzak görüşlülük, miyopluktan daha iyidir; bu nedenle, benim bakış açım hiç şüphesiz birçok arkadaşıının bu konuda ve başka konularda sergilediği -kendimi savunmak için söylemek zorundayım (!)- tam körlükten daha iyidir
Benito Mussolini
Faşistler, çağdaş tarihi öyle çok yaşamışlardır ki, artık geçmiş tarihi de mükemmel bir şekilde bilmek zorundadırlar
Reklam
Zola 've Jaures'in ölümünün ardından halkla halk hakkında konuşmasını bilen kimse kalmadı ve "estetikçi edebiyatımız" kendi benmerkezciliği içinde boğulmakta. Edebiyat alanında Zola, siyaset alanında ise Jaures, halkın son temsilcileridir.
Freud'un Oedipus Kompleksi teorisi, babaya -efendi, model, rakip, otorite ilkesinin en üst biçimi- duyulan nefret, doğal işleyişteki yerini almıştır. Freud'un Alman edebiyatı üzerindeki etkisi sınırsızdır: Bunun altında yeni bir devrimci (!) etik yatmaktadır. Freud, babalada oğullar arasındaki çatışmayı yeni bir boyuta taşımıştır. Oğulların baba gözetiminden kurtulması, günümüz romancılan arasında gözde bir konudur. Babalar, bu "ataerkillik"ten feragat ederler ve içten ahlaki yapıları yalnızca baskıcı ve sapkın toplumsal bağları yıkmaya ve sahte bir görevin kısıtlamalarını ortadan kaldırmaya yeten oğullarında gurur verici düzeltmeler yaparlar (Hauptmann, Michael Kramer; jakob Wassermann'ın kısa öyküsü, "Bir Baba" ile kıyaslayın).
Franz Werfel: Romanlarından birinde, katilin değil kurbanın suçlu taraf olduğunu öne sürer; katil bir tür Quincey değildir, ortada ahlaki bir eylem vardır. Bir baba, otoriter ve gaddar bir general, tüm karşı çıkışlarına rağmen oğlunu bir asker yaparak onun hayatını mahveder: Bu kişi, insan onuruna karşı bir suç işlememekte midir? Bu nedenle yönetici ve baba olarak iki kere zorba olduğu için boğazlanmalıdır.
Leonhard Frank, Die Ursache (Sebep):. Öykünun kahramanı ruhunu deforme eden eski öğretmenini öldürür; yazar katilin masumiyetini savunur.
Reklam
51 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.