Havuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan
Sait Faik AbasıyanıkHavuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan Gönderileri
Havuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan kitaplarını, Havuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan sözleri ve alıntılarını, Havuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan yazarlarını, Havuz Başı - Alemdağda Var Bir Yılan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendi kendimiz kadar kim paylaşır derdimizi?
Sayfa 115Kitabı okudu
Bana bakın! Beni dinleyin, n'olur? Bırakın da bir gün samimi olayım. Söyleyeceklerimi söyletmiyorsunuz. Dinleyeceklerimi dinletmiyorsunuz. Bırakın anlatayım...
Sayfa 5Kitabı okudu
Sizi bekliyorum. Sizi göreceğim; içimde bir şey koşacak. Siz görmeden geçeceksiniz. Ben kederle sevinci duyup dalacağım istediğim aleme. Dünyayı yeniden kederlerle kuracağım. Sonra çarşılardan çarşılara, insan sesleri arasında, her şeyi sizinle kurulmuş bir şehirde dolaşacağım.
Sayfa 1Kitabı okudu
Şehirden kurtulmakla tarihten kurtulunmuyor.
Sur Dışında HayatKitabı okudu
Haydi oradan "Eğlenceli ve karlı bilardo oyunu"na. Yanakları kırmızı Nestle kâğıdıyla boyalı, gözleri sürmeli, kaşları kara bir dilber; bilardo toplarını size verinceye kadar gözünüzün içine bakıp gülümser. Topları elinize aldınız mı cazibenizi kaybetmişsinizdir. Artık çapkın kızın bir başkasına yüz vermekte olduğunu görür, mahzun olursunuz. "İşte bu dünya böyledir!" dersiniz... Dünya böyledir hemşerim ama vefasızın da hakkı vardır.
YüksekkaldırımKitabı okudu
ÇATIŞMA
Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
Yalnız başına olan insan kadar büyük adam yoktur ama insanlarla beraber olan insan hakiki kıymetini ölçer, biçer. O zaman büyük adamsa büyük adamdır. Bir şeye yaramaz adamsa bir halta yaramaz adam olduğunu anlayan adam da bir şeydir.
Kumarbaz Hayri EfendiKitabı okudu
HAVUZ BAŞI
Beyazıt Havuzu'nun kenarındaki kanepelerden birine oturmuş sizi bekliyorum. Yaşını almış bir adamın yirmi yaşındaki çocuk kederlerini, sevinçlerini yaşaması ne demektir, diye düşünüyorum: Belki, bir geç olma hadisesi. Belki de bir çeşit hazları, kederleri, çocuklukları uzatma temayülü. Ama bu uzayan yaz, kışın gelmeyeceğine alamet
Ah ne güzeldi o günler!
Gene gelmeyecek mi dersiniz?
Herkesler geçti, siz geçmediniz. Yüzünüzü göremedim. Bayramım, çocukluk bayramım salıncaksız geçmiş gibi gözüme yaş doldu.
Sayfa 1 - İş BankasıKitabı okudu
Evet bir yağmur yağsın istiyorum. Camlardan düşüncelerimizin resmini, haritasını çizerek aksın, şakır şakır dökülsün..
Ah! Şakır şakır, gönlüme bir yağmur yağsın da bak
Bayram kahvaltısında simit şart oldu :))
Belki çayı da simitten ayırmak doğruydu. Yalnız simitten, sabahın o leziz, insan icadı yemişinden söz açmalıydım. Ama ne yaparsın, çaya kıyamadım. Simidin yanında o da ikinci planda kalıyor ama dostlukları da samimi bir dostluktur. Hiçbir kahvaltı simitle çayın yerini tutamaz.
Gün olur dost, sevgili, arkadaş, baba, ana, oğul, kardeş hep elimizi bırakıverir. Hem yapayalnız doğup kendi başımıza ölmüyor muyuz?
Kendi kendimiz kadar kim paylaşır derdimizi?