Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hegel Tartışmaları

Eyüp Ali Kılıçaslan

Sayfa Sayısına Göre Hegel Tartışmaları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Hegel Tartışmaları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Hegel Tartışmaları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
''Tanrı'nın Kendisi öldü" sözünü Glauben und Wissen'in sonunda kullanan Hegel, felsefeyi tanrının ölümü temasıyla yüzleşmeye zor­ luyordu. Bu temayı kendisinden sonra şekillenecek olan felsefenin önemli bir başlığı durumuna getiren ilk kişinin Hegel olduğunu söy­ lersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Felsefeyi "Tanrı öldü'' ya da ''Tanrı'nın Kendisi öldü'' ile ilk tanıştıran Hegel'dir. "Tanrı'nın Kendisi öldü,'' felsefede zorunlu bir dörıüşümü gerektiren bir temayı işaret etmekle birlikte, aynı zamanda, teolojinin egemenliği altında geçen bir çağ ve modern, ateist dünya arasındaki sınır çizgisini de temsil eder.
Sayfa 15 - BibliotechKitabı okudu
Bu akıl, dışı idealist bir şekilde değil de, pozitif bir şey olarak ele aldığında, Hegel'in anlayışında, daha şimdiden ''kendinde ve ken­disi için'' tohuma kaçmıştı. Dinle savaşından galip çıktığını düşünen akıl kendi içine bakmaya ve kendinin-bilincini elde etmeye çabalar
Sayfa 16 - BibliotechKitabı okudu
Reklam
Bu çalışmasında Kant'ı, Jacobi'yi ve Fi­ chte'yi, her biri kendine özgü bir yolda, ''inanma'' ve ''bilme" arasında temel bir ikilik getirmekle ve bilgiyi insan tininin daha ileri ve derin gereksinimlerini karşılayamayacak olan sınırlı bir alana hapsetmek­ le; buna karşılık, bu gereksinimlere karşılık verecek olan ''Mutlak''ı erişilemez bir ''öte-yan''a havale etmekle eleştirirken, çalışmasının sonunda şu düşüncesini ileri sürer: Bu üç felsefe de, ilkesel olarak, temel felsefi yanlışın olanaklı tüm biçimlerini tükettiler ve böylelikle gerçek bir felsefe sistemine giden yolu hazırlamış oldular.
Sayfa 16 - BibliotechKitabı okudu
Düşüncenin mutlaklığının en yüksek bilinci olarak ''Brahman''ın kendi içinde bir varlığı vardır; kopuk, ayrı bir varoluşu vardır; so­ mut, etkin bir tin olarak var olmaz. Soyut evrensellik olan Brahman'a tapınılmaz, onun hiçbir tapıı1ağı, dinsel hizmeti, altarı ya da sunağı yoktur; Brahman'ın birliği reel olanla, olgusal olanla, dirimli, etkin olanın özbilinciyle ilişkili değildir.
Sayfa 58 - BibliotechKitabı okudu
Hegel Roma dünyasında Grek Sofistleri'nin ''İnsan her şeyin öl­ çüsüdür,"- yani, arzularıyla, istemleriyle, istekleriyle, amaçlar·ıyla, ilgileriyle ve duygularıyla insan- temel düşüncesinin geçerli standar­ da yükseltildiğini, Roma dininde ve Roma dünyasında ''kendi/ben"- ''kişi''- düşüncesinin, dünyanın varlığı ve bilinci düzeyine ulaştığını ileri sürer.
Sayfa 79 - BibliotechKitabı okudu
Hegel de, pek çok çağdaşı gibi, ''bilgi'' sorununa bir çözüm bulma­ ya çalıştı. Ancak bunu yaparken kendisini klasik epistemolojiye sınır­ landirmak yerine, bir başka deyişle, bilgiye ilişkin psikolojik, formel ve soyut açıklamalara girişmek yerine (çünkü bütün bu yaklaşımlar, gerçeğin bilinemeyeceğinde sonlanıyorlardı), ilk ve yeni bir bilim olma özelliğiyle fenomenolojiyi (görüngübilimi) geliştirdi
Sayfa 114 - BibliotechKitabı okudu
Reklam
Ancak bilince (ve bilgiye) yeni yaklaşım radikal farkını en çok her bir bilinç biçiminin bilgi iddiasını kendi-kendisine-eleştirisinde ve teorik deneyimden pratik deneyime, ahlaksal, hukuksal, politik, estetik, dinsel, vb. deneyime kadar yaygınlaştırılmış, geliştirilmiş deneyim anlayışında gösterir. Burada önemli olan nokta, bilincin de­neyiminin yalnızca teorik deneyime, örneğin bilmeye, sınırlandırıl­mış olmayıp bütün bir deneyimler (istenirse 'pratik'ler de denebilir) dizisini kapsadığıdır. Burada bilincin olanaklı tüm deneyim biçimleri içerilir
Sayfa 115 - BibliotechKitabı okudu
Sıradan bilincin bakışaçısı ve felsefenin bakışaçısı arasında be­ lirgin bir farklılık vaı·dır. Sıradan bilincin kendisini evinde hissettiği yerde filozof kendisine yer olmadığını düşünür. Sıradan bilinç için felsefe kolayca erişilebilecek bir şey olmayıp, hemen ele geçirileme­yecek kadar uzaktadır. Hem sıradan bilinç hem filozof birbirlerin gerçeği ters yüz etmekle suçlarlar. Sıradan bilinci birdenbire felse­feyle tanıştırmak, işin aslına bakılırsa, onu "kafası üzerinde yürü­meye zorlamak''tan başka bir anlama gelmeyecektir; alışkanlıklarını terk etmeye zorlanacak olan bilinç kendisine zorbaca davranmış ola­caktır; oysa buna hiç gerek yoktur
Sayfa 116 - BibliotechKitabı okudu
Tinin dünyası ikiye bölünmektedir: birincisi edimsellik dünyası ya da onun kendisineyabancılaşmasıdır; ikincisi ise, Tinin, kendini birincinin üzerineyükselterek, arı bilinç Eterinde kendi için kurduğu dünyadır. Bu ikinci dünya oyabancılaşma ile karşıtlık içinde durmaktadır ve tam bu nedenle ondan özgürdeğildir; tersinegerçekteyalnızcayabancılaş­ maııın iki ayrı dünyanın bilincini taşımaktan oluşan ve ikisini de kap­ sayan öteki biçimidir.
Sayfa 125 - BibliotechKitabı okudu
''İnsan en yüksek varlığına, Tanrısına, kendi içinde sahiptir; bir birey olarak kendi içinde değil, ama kendi özsel doğası içinde, cin­si (Gattung) içinde. Hiçbir birey cinsinin (seiner Gattung) yeterli bir tasarımı değildir, ama yalnızca insana! birey cins ve birey arasındaki ayrımın bilincindedir. Din bu ayrım duygusunda kök salar." "Tanrı insanın en yüksek...öz-duygusudur (Selbstgefühf)". “Tanrı insanın en yüksek özgürlük duygusudur".
Sayfa 131 - BibliotechKitabı okudu
16 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.