Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
İçimizdeki Şeytan
Sabahattin Aliİçimizdeki Şeytan Yorumları ve İncelemeleri
İçimizdeki Şeytan yorumları ve incelemelerini, İçimizdeki Şeytan kitabı hakkındaki okur görüşlerini , İçimizdeki Şeytan puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizdeki şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: Hakikatleri görmekten kaçma itiyadı var.. Hiçbir şey üzerinde düşünmeye ve hatta bir parçacık durmaya alışmayan gevşek beyinlerimizle kullanmaya lüzum görmeyerek nihayet zamanla kaybettiğimiz biçare irademizle hayatta dümensiz bir sandal gibi dört tarafa savruluyor ve devrildiğimiz zaman kabahati meçhul kuvvetlerde, insan iradesinin üstündeki tesirlerde arıyoruz."
Kuyucaklı Yusuf ve Kürk Mantolu Madonna'dan sonra okuduğum üçüncü Sabahattin Ali romanı. Olaylar, Ömer'in Macide'yi görüp, ilk görüşte ona tutulmasıyla ve daha sonra bir akrabasının yanında kaldığını öğrenmesiyle başlıyor. Ve Ömer'in içindeki şeytanla yüzleşmesi sonucu bitiyor. -Spoiler vermemek için ayrıntıya girmiyorum efenim..- Hangimizin içinde yüzleşmekten kaçındığımız bir "şeytan" yok ki...
Kürk Mantolu Madonna'da aşk ne kadar baskınsa bu kitapta da vicdanî özeleştiriler, sorgulamalar o kadar yoğun. Lakin kitabı bitirdiğimde içimde bi' parça Macide'nin çaresizliği, Ömer'e karşı kızgınlık ve Bedri'ye karşı sevgi kaldı. Kitabı beğendim. Fakat yine de Kürk Mantolu Madonna en sevdiğim Sabahattin Ali romanı.
BENDE HER ZAMAN FARKLI KALACAKSIN SABAHATTİN ALİ!
Sabahattin Ali hakkında ne yazılabilir ki? Ne söylenebilir? Neyi tartışılabilir? Neyi eksik olmuş denebilir? İnsan ruhunu, düşüncelerini, eksik yönlerini bu derece betimlemeye tabii tutabilen kim vardır? Okuyucunun ruhuna dokunabilen, onu sarsabilen, düşünce yapısını tamamıyle zıttına döndürebilen kim vardır? Türk Edebiyatı bana göre çok
Sabahattin Ali'nin üç romanından en son okuduğum kitap oldu. İyi ki bu kitabı en sona bırakmışım. Sabahattin Ali'nin anlatımına alışmak, onun karakterleri canlandırışına, olasılıkları uzun ve kusursuz kelimelerle anlatışına, kendine has analizlerine alışmış olmasaydım eminim bu kitabındaki cümleleri tekrar tekrar okurdum. Eski Türkçe kelimeleri seven bir okur olarak ziyadesiyle lezzet aldım bu kitaptan. Bunun yanı sıra bu kitapta her insanın kendi iç dünyasında boğuştuğu bir yaratık(şeytan) var düşüncesine dayalı hatalar silsilesi vurgulanmış. Ömer bu şeytana sırtını yaslayan ve bu şeytanın kim olduğunu, ne olduğunu, hangi duygu olduğunu, var olup olmadığını kitabın sonunda tasavvur ediyor. Tavsiyemdir. Mutlaka okuyunuz. Hadi bir sayfa daha okuyayım düşüncesiyle başlayınca ardı arkası geliyor. Sabahattin Ali'nin üç romanını da okuduktan sonra üçünün içinde de geçen benzerlikleri, yazarın vurguladığı farklı karakterlerin ortak hislerini, yaşayışları, bazen de aynı mekanları dolaşıyorsunuz. Ben bunu yaşadım. Sabahattin Ali'yi tanımak güzel. İnsan bu güzelliği tanımakta gecikmemeli.
268 syf.
8/10 puan verdi
Yaptığımız kötülükleri ve yanlışları, vurdumduymaz tavırlarımızı, hatalarımızı, zararlı alışkanlıklarımızı düşünürken hep başkalarını suçlarız. İşte ana karakterimiz Ömer de bu durumu herkesin içinde bir şeytanı olduğunu ve insanların kötülükleri bu şeytanın iradesiyle yaptığını düşünüyor ve suçu İçimizdeki Şeytan’a atıyor…
Ömer’in iç
İçimizdeki Şeytan
İÇİMİZDEKİ ŞEYTAN-SABAHATTİN ALİ
Herkes içinde tamamen iyi midir? Hiçbir zerre bile kötülük olmamalı mıdır? Cevap evetse bu mümkün mü? Kitap karakterlerin iç dünyalarına , kendileriyle olan konuşmalarına ayrıntılı bir şekilde yer veriyor. Kitabın tam ortalarına doğru yukarıdaki soruları sordum kendime. Yazar Macide ve Ömer’in iç dünyalarını apaçık ortaya koymuş. Ömer’in iç dünyası bir savaş halinde. Tam da bu savaşın yoğunlaştığı bir volkan gibi patlamak üzere olduğu anda ben de dayanamadım aldım kalemi elime. Yazar bana da bir sürü soru sordurdu kitap üzerine düşünülecek bir sürü soru bıraktı . Evet hepimizin bir iç dünyası var orada neler olup bitiyor sadece biz biliyoruz. Şifresini kimsenin bilemeyeceği gizli bir kasa gibi Peki bu kasayı tamamıyla karşı tarafa açabilir miyiz? Açmak mümkün mü ? Açmak zorunda mıyız? Bu iç dünya herkese özgü olan bir parmak izi gibi. Bunu tamamen karşı tarafa tüm şeffaflığı ile iletebilir miyiz. Bence hayır. Kitaptaki karakterimiz Ömer “Bu kız, benim içimi bütün çirkinliği ile beraber görürse, bir gün bile oturmaz…”demişti. Bence Ömer’in en büyük sorunu da buradan geliyordu kendi tanımaya çok uzaktı ve ekstra kendini hiç sevmiyordu. Bu da Ömer’in işini bir hayli zorlaştırdı. Sabahattin Ali , İçimizdeki Şeytan kitapla alakalı farklı bakış açılarını, yorumlamaları okudukça ben bunu neden görmedim ya da bak bu da varmış dediğim çok oldu. Her okumada kendinize ait farklı bir köşe bulacağınız bir kitap. Ne de olsa her okur bir dünya. Bu da benim dünyamdan bir açı. Keyifli okumalar…
Açıkçası Kürk Mantolu Madonna kadar içime içime girmedi bu kitap ama hayatta kendin için mücadele etmenin, sürekli maddi manevi bir savaşın ortasında olduğunu anlatıyor insanı, Sabahattin Ali bizlere. Aşkın en umulmadık anda insanı deliverdiğini ve onun için her zaman emek ve gayret vermemiz gerektiği anlatılıyor kitapta. Macide Ömer’e koşulsuz güvenip onunla bir yola çıkarak aslında kendine de yeni bir hayat serüveni açmıştır.
Ama zamanla Ömer’in düşünmeden yaptığı bir çok hata onun içinde yatan bir çok gerçeği de gözler önüne serdi.Bedri tesadüflerin eşiğinde tekrar karşılaştığı talebesi ile içinde durduramadığı tekrardan alevlenen hisleri karşısında Macide’ye her seferinde ben burdayım izlenimini verdi.Sonunda Ömer yaptığı hataların kurbanı ve bir türlü değiştiremediği düşünceleri yüzünden yolu kaybetti en nihayetinde de Macide’yi kendinen uzaklaştırarak Bedri’ye Macide’nin kalbinin yolunu gösterdi.
256 syf.
·
Puan vermedi
1940'da yazılan Sabahattin ali romanı.
kitap içimizdeki şeytanı, yani bizi öyle güzel tasvir etmiş ki, okuyup ta şeytanını bulmayan yoktur. aslında dünyada insanlar varken şeytana hiçte gerek olmadığını, belki de suçumuzu örtmek için her seferinde kullandığımız bir maske olan şeytanı anlatır roman bize.
Sabahattin alinin kendini kitaptaki Ömer karakteriyle özleştirdiğini okudum bir yerde. Ömer bana kitap boyunca 'kötülük yapıyorum ama içim temiz aslında' diyen insanları hatırlattı. aslında her şeyin farkında olup, hatalarını görüp düzeltememesi ve bunun kendini yavaş yavaş bitirmesine izin vermesi... kitap boyunca Ömer'in bir şeyleri değiştirmek için adım atmasını bekledim ama Ömer kendi içiyle o kadar kavgalıydı ki, bu kavga onun gerçek dünyada kararlar almasını engelledi diye düşünüyorum.
kitapta beni en çok üzen karakter de Macide oldu. tüm kitap Ömer'in düşünce dünyası üzerine kurulu olsa da, ben her satırda Macide'ye rastladım. kitabın tamamında olgun bulduğum tek karakter de Macide oldu zaten, her derdin altında sessizce ezilişi, başına gelen onca şeye rağmen hala ayakta duruşu.. evet, Macide'nin olgunluğuyla, Ömer'in bir çocuk gibi daldan dala atlayan ruhu hiçte benzemiyordu. belki de onları birbirlerine çekende buydu, ikisi de karşısındakinde kendinde olmayanı görmüş, ona sürüklenmişti.
fakat kitabın sonu biraz belirsiz bitti. Sabahattin Ali'yi mezarından kaldırıp 'peki sonra Macide'ye ne oldu?' 'Ömer değişebildi mi?' diye sarsıp cevapları almak istedim. bunun olmayacağını anlayınca da sonunu hayal etmekle yetindim.
Türk edebiyatının usta yazarlarından Sabahattin Ali’nin İçimizdeki şeytan kitabı; kendisini sevmeyi öğrenememiş olan Ömer ile henüz yolun başında,konservatuarda piyona öğrencisi olan Macide arasındaki aşk ekseninde geçiyor. Etrafında gördükleri, görülmesi isteneni, aslında olanı ve olması gerekeni kafasında durmaksızın evirip çeviren, sorgulamadan, araştırmadan, kabul etme eğiliminde olanı şiddetle eleştiren Ömer, okuyucuyuda sormaya ve sorgulamaya davet ediyor. Aşk, dostluk, siyaset, toplum ve birey eleştirileriyle ilgili pek çok konuya değinen Sabahattin Ali’nin muazzam eseri. Anlatım dilinin güzelliği ve sürükleyiciliğini söylememe hiç gerek yok, harikaydı..
İçimizdeki Şeytan Kitap Yorumu
Kitabımda Macide ve Ömer'in kısa süren aşk hikayesiyle birlikte toplumun ve arkadaş çevremizin ilişkilerimizde ne kadar etkili olduğunu görüyoruz. Ve bazı noktalarda hayır dememiz gerektiğini, diyemediysek bile kendi hatalarımızdan sözde içimizdeki şeytanı sorumlu tutmamamız gerektiğini okuyoruz.
Kitabımda en çok üzerinde durduğum şeylerden biri de karakter çözümlemeleri. Her bir karakter aslında her gün karşılaştığımız veya bir şekilde kişiliğini gözlemleyebildiğimiz insanlarla bayağı benzerlik gösteriyor. Toplumun yapısı ve zihniyeti tüm yönleriyle karşımıza çıkıyor.
256 syf.
9/10 puan verdi
Ömer ve Macide bu zamana kadar tanıştığım kitap karakterleri arasında ayrıcalıklı bir yer kazandı.
Kitap o kadar güzel ki, sanki üzerinde konuşsam büyüsü kaçacakmış gibi hissediyorum. Karakterler o kadar gerçek ki, kitabın sayfaları arasında sürükleniyorsunuz.
Çok derin anlamlı bir kitap. Düşünceler arasında kayboluyorsunuz ama gönüllü bir kayboluş bu. Her dakikasından zevk alıyorsunuz. Bazen o yağlı perdeyi aralayıp, Macide'nin elinden tutmak, bazen Ömer'i karşına alıp saatlerce konuşmak, bazen de Bedri piyano çalarken sessizce onu dinlemek istiyorsunuz. Sanki karakterler ile bir yerde karşılaşsanız, bir bakışla her şeyi onlara anlatacağınız hissine kapılıyorsunuz. Saatlerce konuşmadan, tek kelime etmeden dursalar, yine saatlerce sadece yanlarında oturmak isterdim.
Mutlaka okuyun,okutturun.