Aslında üzerine söylenecek pek de bir şey bırakmayan, okurken insana kafasında tasarladığı tüm sonucu ucu açık bırakmadan nihayete erdirip tabiri caizse okuyucuyu iç huzura erdiren bir şekilde sona eriyor kitap. Bu kadar çok beğeniliyor oluşuyla merakımı cezbeden ve merağımın karşılığını fazlasıyla kaşrılayan bir eser oldu. Popülaritesinden mütevellit uzak duranlarınız varsa sosyal mesafe kurallarını ihlal etmenizi tavsiye ederim.
İçimizdeki şeytan, kendimizi mükemmel insanlar olarak inşa ettiğimiz gözümüzde bu mükemmelliğe ket vuran her hareketimizin, hissimizin, düşüncemizin mesulü tutup masumluğumuza zeval ettirmediğimiz o yalan ikinci benliğimiz. Muazzam bir kaçış mekanizması, bir ömür çalışacak cinsten. Oysa bir cesaret etse insan, bir yüzleşse pürüzleriyle, kendini göklere çıkarmadan var kabul edebilse, hakikatini sevebilse, hakikatinden sorabilse kötülüklerinin hesabını, kurtulabilecek bu çelişki dolu iç dünyasının karanlığından. O zaman anlayacak biricikliğin kalıplara girmeye çalışmaktan daha değerli ve kolay olduğunu, daha huzur verdiğini ve gerçek hissettirdiğini.
Umarım o cesareti bulmak yolunda debelenenlerimiz varsa bu kitaba denk gelir de bir umut ışığı olur yüzleşmesinde kendi tembelliği, acizliğiyle.
Keyifli okumalar.