Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İhtiyaçlar Mücadelesi

Nancy Fraser

İhtiyaçlar Mücadelesi Sözleri ve Alıntıları

İhtiyaçlar Mücadelesi sözleri ve alıntılarını, İhtiyaçlar Mücadelesi kitap alıntılarını, İhtiyaçlar Mücadelesi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kontrol dışı ihtiyaçlar, normatif modern ailesel ve ekonomik kurumlara ilişkin bir Jazlalık türünü ifade eder. Bu kurumların damgasını taşısalar da geleneksel "Ay için x'e ihtiyaç duyar" ilişkilerinden oluşan zin­cirlere gömülüdürler. Örneğin, erkek egemen kapita­list toplumlardaki birçok kontrol dışı ihtiyaç, 'ailesel' olanın 'ekonomik' olandan ayrı olduğu varsayımı ara­cılığıyla tahrif edilir.
AGORA YAYINLARI
Genel olarak bazı meselelerin esasında siyasal nitelikli olduğunu, başkalarınınsa aynı şekilde siyasal olmadığını dikte eden ilksel kısıtlamalar yoktur. Sonuç olarak, bu sınırlar her kültüre ve her tarihsel döneme göre farklı yollarla çizilir. Örneğin, 1890'larda ABD'de “ırk intiharı” paniğinden dolayı üreme çok ciddi bir siyasal mesele olmuştur. Fakat 1940'larda doğum kontrolünün “özel bir mesele olduğuna ilişkin bir uzlaşma mevcuttur artık. Son olarak, 1960'larda kadın hareketinin ortaya çıkışıyla birlikte üreme tekrar siyasallaşmıştır.
Sayfa 17 - Agora Kitaplığı
Reklam
Kontrol dışı ihtiyaçlar, normatif modern ailesel ve ekonomik kurumlara ilişkin bir Jazlalık türünü ifade eder. Bu kurumların damgasını taşısalar da geleneksel "Ay için x'e ihtiyaç duyar" ilişkilerinden oluşan zin­cirlere gömülüdürler. Örneğin, erkek egemen kapita­list toplumlardaki birçok kontrol dışı ihtiyaç, 'ailesel' olanın 'ekonomik' olandan ayrı olduğu varsayımı ara­cılığıyla tahrif edilir.
Geç kapitalist refah devleti toplumlarında insanla­rın ihtiyaçları hakkında konuşmak siyasal söylemin önemli türlerinden biridir.
Özet olarak, toplumsal ihtiyaçların bazı yorumları­nı başkalarından daha iyi olarak gerekçelendirmek prosedüre! ve sonuçlara ilişkin düşünme tarzlarının dengelenmesini içermektedir. Daha basit bir ifadeyle söyleyecek olursak, demokrasi ve eşitliğin dengelen­mesi anlamına gelmektedir.
İlk olarak evli kadınların şiddete uğrama ile ilgili ihtiyaçlar siyaseti örneğini ele alalım. On beş yıl öncesine kadar 'evli kadınların şiddete uğraması' gibi bir kavram yoktu. Aleni olarak konuşulmaya başlandıktan sonra bu olgu, 'evli kadınların dövülmesi' olarak adlandırılmış ve komik biçimde, "Karını dövmeyi bıraktın mı?" cümlesinde kullanıldığı anlamıyla kabul görmüştür. Dilbilimsel açıdan 'ailesel' bir mesele olarak -'siyasal' olanın karşıt anlamında- çocukların ve hizmetçilerin disipline edilmesiyle birlikte sınıflandırılmıştır. Daha sonra, feminist aktivistler ceza kanunundan ödünç aldıkları bir kavramla bu pratiği yeniden adlandırmış ve yeni bir kamusal söylem yaratmışlardır. Şiddete maruz kalmanın ailesel ya da özel bir sorundan ziyade sistemle ilgili siyasal bir mesele olduğunu; sebeplerinin kadının ya da erkeğin duygusal sorunlarıyla değil , kadının tahakküm altına alınmasına dayalı erkek egemenliğinin toplumsal ilişkilerin her noktasına nüfuz etmesiyle ilişkilendirilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir.
Sayfa 42
Reklam
Feminist akademisyenler, çıkar gözetmeyen ve tarafsız gibi görünen görüşlerin egemen toplumsal grupların taraflı ve belirli çıkarları savunan bakış açı­larını ifade ettiğini defalarca kanıtlamışlardır.
AGORA YAYINLARI
Pratikte her zaman geçerli olmasa da, demokrasi teorisinde bir mesele geniş söylemsel kamusallıklar çerçevesinde tartışılana dek meşru devlet müdahalesiyle karşı karşıya kalmaz.
Sayfa 17 - Agora Kitaplığı
"İhtiyaç aynı zamanda özenle hazırlanan, ölçülen ve kullanılan siyasal bir araçtır."
Sayfa 1 - Foucault - Hapishanenin Doğuşu
Peki, ihtiyaçlar ve haklar arasındaki ilişki nasıldır? Çağdaş teoride bu konu tartışmalı bir statüye sahiptir. Eleştirel hukuk teorisyenleri, hak taleplerinin burjuva bireyciliğinin ilkelerini kutsallaştırmak suretiyle radi­kal bir toplumsal dönüşümün aleyhine işlediğini iddia etmektedirler.
Reklam
Feminist akademisyenler, çıkar gözetmeyen ve tarafsız gibi görünen görüşlerin egemen toplumsal grupların taraflı ve belirli çıkarları savunan bakış açı­larını ifade ettiğini defalarca kanıtlamışlardır.
Bütün özel kurumlar ile ekonomik sistemin resmi kurumları tahakküm ve hiyerarşi ilişkilerini destekler. Doğallaştırdıkları belirli yorumlar, genel olarak egemen gruplar ve bireylere avantaj sağlarken hiyerarşide onların altındakileri dezavantajlı bir konumda bırakır. Örneğin, sınırlanmış ve erkek tarafından yönetilen ailelerde erkeğin eşini dövmesi 'kişisel' ya da 'özel' bir mesele olarak tanımlanmakta ve bu konuya ilişkin kamusal söylem, aile hukuku, sosyal hizmetler ve 'toplumsal sapma'nın sosyolojisi ve psikolojisiyle ilgili özelleştirilmiş kamusallıklara sıkıştırılıyorsa, bu durum toplumsal cinsiyet tahakkümü ve hiyerarşisinin yeniden üretimine hizmet etmektedir.
Sayfa 22
Geç kapitalist toplumlarda ihtiyaçların siyasallaş­masını nasıl kavramsallaştırmalıyız?
Veya bu insanların varsayım ve taahhüt­lerinin birbirine yakınlaştığı bir nokta mı vardır?
Şiddete maruz kalmanın ailesel ya da özel bir sorundan ziyade sistemle ilgili siyasal bir mesele olduğunu; sebeplerinin kadının ya da erkeğin duygusal sorunlarıyla değil, kadının tahakküm altına alınmasına dayalı erkek ecemenliğinin toplumsal! ilişkilerin her noktasına nüfuz etmesiyle ilişkilendirilmesi gerektiğini iddia etmişlerdir.
Sayfa 43 - Agora Kitaplığı
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.