Fazla bir beklentim olmadan elime aldığım bir kitaptı, bu aralar deprem felaketleri nedeniyle bir çoğumuz gibi ben de okumakta çok zorlanıyorum, yaşadığımız şok, sevdiklerimizi kaybetmek… odaklanamıyorum, bu kitap bana ait bile değildi, elime bir şekilde geçti arka kapağını okudum ilgimi çekti, planlı okumalarımı yapamazken bu romanı çok kısa sürede okudum bitti.. muhtemelen tam da okuduğum şuanki hislerim nedeniyle benim için daha anlamlı bir okuma oldu, başta gereksiz ayrıntılar olduğunu düşünmüştüm ama sonra yazarın diline alıştım ya da anlatım daha akıcı hale geldi. Sabine’nin aynı günü, iki kere farklı yerlerde, farklı ailesi ve çevresi ile birlikte yaşaması, birinde mükemmel hayatı, diğerinde mükemmel aşkı bulması fikri cezbediciydi.. Ama ben en çok yaşama isteğine ilişkin cümleleri sevdim. Romanın bazı kısımları tahmin edilebilirdi, bazı olaylarda da
kurguda boşluklar olduğunu düşündüm, yine de sonunda hissettiğim duygu güzeldi…keşke kaybettiğimiz sevdiklerimizi tekrar görmenin bir yolu olsa….