Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aristoteles

İlkçağ Felsefe Tarihi 3

Ahmet Arslan

Öne Çıkan İlkçağ Felsefe Tarihi 3 Gönderileri

Öne Çıkan İlkçağ Felsefe Tarihi 3 kitaplarını, öne çıkan İlkçağ Felsefe Tarihi 3 sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İlkçağ Felsefe Tarihi 3 yazarlarını, öne çıkan İlkçağ Felsefe Tarihi 3 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Felsefe Okumaya Hangi Kitaplardan Başlayabilirim?
Felsefe kitapları konusunda sizle harika bir kitap öneri listesi paylaşmak istiyorum. Bu iletiyi görenler paylaşıp destek olursa faydalanmak isteyen herkes bu listeye ulaşmış olur. 🤓 FELSEFEYE GİRİŞ 1-
Büyük Filozoflar
Büyük Filozoflar
, Bryan Magee 2-
Felsefeye Giriş
Felsefeye Giriş
, Ahmet Arslan 3-
Felsefeye Giriş
Felsefeye Giriş
, Kazimierz Ajdukiewicz 4-
Felsefenin Temel Disiplinleri
Felsefenin Temel Disiplinleri
, Heinz Heimsoeth 5-
Felsefe Nedir?
Felsefe Nedir?
, G. Deleuze - F.
İfrat - Tefrit - Vasat
Her duyguda veya eylemde kötüyü veya erdemsizliği temsil eden iki uç; ifrat ile tefrit, ge­reğinden çok ile gereğinden az , bir de iyiyi, erdemi temsil eden bir orta nokta, yani gereği kadar olan vardır. Örneğin korku duygusu veya et­kilenimini alalım. Bir gereğinden çok korku vardır, bir de gereğinden az korku ve bunların her ikisi de kötüdür, erdemsizliktir. Gereğinden çok korku, ödleklik, tabansızlıktır; gereğinden az korku ahmaklıktır, duyar­sızlıktır. Gereği kadar korku yani altın orta cesarettir.
Sayfa 277 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aristoteles "bir duyuyu kaybedenin bir dünyayı kaybettiği"ni söyler.
Sayfa 30
Tercih, kendi elimizde olan şeylerin enine boyu­na düşünülmüş arzusudur
Tercih arzu değildir, çünkü akıl sahibi olma­yan hayvanlarda da arzu vardır, ama onların yaptıkları eylemleri ter­cih ettikleri veya seçtiklerinden söz edilemez. Tercih tutku değildir, çünkü bir tutkunun etkisi altında davranışta bulunanların herhangi bir seçim yaptıkları düşünülmez. Hatta belki bir anlamda onların bir ter­cih sonucu değil, zorlama altında eylemde bulundukları bile söylene­ bilir. Tercih istek değildir, çünkü im­kansız şeyleri, örneğin ölümsüzlüğü isteyebiliriz, hatta isteriz. Ama hiç kimsenin imkansız bir şeyi tercih ettiğinden söz etmeyiz. Sonra yapa­mayacağımızı bildiğimiz bir şeyi isteyebiliriz ama tercih ettiğimiz, ya­pabileceğimizi düşündüğümüz bir şeydir. Nihayet istek daha ziyade amaçla ilgili bir şeydir, seçim ise araçla ilgilidir.
Sayfa 272 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Aristoteles'e göre maddeden tamamen bağımsız, saf akıl olan Tanrı;
Bu Tanrı ile ben­zeri özellikleri taşıyan gök kürelerini döndüren akıllar; nihayet daha önce de işaret ettiğimiz gibi insan ruhuna dışardan gelerek onu kuvve halinden fiil haline geçiren ve kendisi her zaman fiil halinde olan "Fa­al Akıl" dır. Fizikle ondan bir derece daha üstün olan metafizik veya te­oloji arasındaki fark da, zaten bundan ileri gelmektedir: Metafiziğin konusu fizikten farklı olarak aynı zamanda hem bağımsız bir varlığa sahip tözler olan, hem de hareketsiz olan bu tanrısal şeyler, saf Form­lar ve saf Akıllardır.
Sayfa 63 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Bilim nedir?
Bilim, kıyas denilen akıl yürütme aracılığıyla kanıtlanmış önermeler topluluğudur. Fakat bu tür önerme­ler kendilerine dayanacakları, kendilerinden çıkacakları öncüller ge­rektirir. Bu öncüllerin kendilerinin de başka kıyasların sonuçları olma­ları, yani kanıtlanmış olmaları arzu edilen bir şeyse de, geriye doğru tümü kanıtlanmış önermelerden meydana gelecek bir bilimsel yapının mümkün olmadığını biliyoruz. O halde kendileri kanıtlanmış olmayan birtakım öncüilere ihtiyacımız olacaktır. Bu öncüller ise Aristoteles'in kendisinin de kabul ettiği gibi son tabiilde tümevarım veya deneyle oluşacaklardır. Bilim, mümkün olanın değil, "zorunlu olan"ın alanıdır; mümkün olanı değil, zorunlu olanı konu alır. O halde eğer sonuçları­mızın zorunlu olmalarını istiyorsak öncüllerimizin de zorunlu olmala­rını istemek zorundayız. Bu ise iki şey demektir: I) Öncüllerin, konu­larının her örneği ile ilgili olarak doğru olmalarının zorunlu olması (Akıllılık her insan için zorunlu olarak doğrudur); Il) Öncüllerin öz­neyle yüklem arasında tesis ettikleri bağın özsel (perse) bir bağ olması (Akıllılık; beyazlık, siyahlık, gülme vb gibi özelliklerden farklı ola­rak insanın özünü ifade eder).
Sayfa 122 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Platon'un öğretisi:kendisi bir din olmaksızın dine en yakın olan fel­sefe
Aristoteles'in öğretisi "kendisi bir bilim olmaksızın bilime en yakın olan felsefe" Platon'un felsefesinin temelinde en genel ifadeyle dinsel kaygıların ağır basmasına karşılık, Aristoteles'in felse­fesinde veya sisteminde hakim olanın, yine en genel ifadeyle, bilimsel ilgiler olduğunu söyleyebiliriz. Bu farklılık başka önemli farklılıklarla birlikte Aristoteles'i hocası Platon'dan ayırmakta ve felsefe tarihinde Platonculuk diye adlandırılan dünya görüşü yanında Aristotelesçilik diye adlandırılan aynı ölçüde önemli ve ondan farklı bir dünya görü­şüne, felsefi dünya görüşüne temel teşkil etmektedir.
Sayfa 14 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Amaca giden her yol mübah mıdır? Kem alet ile Kemâlat olur mu?
Ahlakta araçlarla amaçlar arasın­da ayrım yapması, araçların kendisinden çok amaç üzerinde durması, ahlaki eylemlerin değerlerini kendilerinde değil amaçlanan şeye bizi yaklaştırmalarında görmesi, Aristoteles'in en azından ahlaki amaçlar kadar onları gerçekleştiren araçlar olarak ahlaki eylemlerin de önemli olduğu, onların kendilerinin de ahlaki eylemler olarak ahlaki değerlen­dirme ve yargılamaların konusu olması gerektiği gibi hususları gözden kaçırmasına veya yeter derecede onlar üzerinde durmamasına neden ol­muş görünmektedir.
Sayfa 264 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Akıl Ruhun elinde ise İnsani iş, Akıl Nefsin elinde ise Hayvani iş
***** İnsanın işi "ruhun akla uygun etkinliği­dir." Aristoteles *****
Sayfa 265 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Aristoteles'in Evrim Düşüncesi
Aristoteles "türler arasında herhangi bir geçiş" i kabul etmez. Tek hücreli bir yaşamdan başlayarak insana ulaşan ev­rensel bir evrim düşüncesi Aristoteles'e tamamen yabancı bir düşünce­dir. Aristoteles ancak bir türün kendi içinde bir hareket, oluş, gelişme (veya isterseniz evrim) fikrinin savunucusudur. Aristoteles, türlerin sabit ol­duğuna ve bir türden başka bir türe herhangi bir geçişin, bir türün baş­ka bir türe evrilmesinin mümkün olmadığına inanır.
Sayfa 163 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Üçüncü cildi tek başına Aristoteles'e ayırdık.
Eğer felsefenin gerçek anlamda kurucusunun Platon oldu­ğu sözü doğruysa, Aristotales de gerçek anlamda bilimin kurucusu ola­rak kabul edilebilir. Aristoteles, Ortaçağ Müslüman filozoflar ve yazarlar tarafından kendisine verilen "İlk Öğretmen" insanlığın ilk öğreticisi sıfatını gerçekten ve tümüyle hak etmektedir. Aristotales sadece büyük bir bilim adamı, büyük bir bi­lim kuramcısı, büyük bir bilim tarihçisi değildir. O aynı zamanda bü­yük bir filozof, Platon'la birlikte Yunan dünyasının yetiştirmiş ve bü­tün felsefe tarihinin görmüş olduğu en büyük filozoftur. O, bu özelli­ğiyle de Ortaçağ Hıristiyan dünyasınca tanındıktan sonra kendisine verilen "Filozof" unvanını veya şerefini aynı ölçüde hak etmektedir.
Sayfa 13 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Aristoteles
Şairin görevi meydana gelen şeyi değil, meydana gelmesi mümkün olan şeyi, yani olası veya zorunlu olmasından ötürü meydana gel­mesi mümkün olan şeyi tasvir etmektir. Şair ele aldığı hikaye veya olay örgülerinden çok onları ölçülü (ve­zinli) mısralar halinde dile getirdiğinden ötürü şairdir. Çünkü şairi şair yapan eserindeki taklit unsurudur ... Şair, konusunu herhangi bir gerçek tarihi olaydan almasıyla şair olmaktan çıkmaz. Çünkü tarihi olaylar arasında bazıları aynı zamanda mümkün veya muh­temel oldukları için gerçekleşmişlerdir ve şair bu özelliklerinden dolayı onları ele alan kişidir.
Sayfa 380 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Parti ayırmaksızın! Türkiye yerelden genele Prebendalizm ve Nepotizm batağında
Aristoteles, birinci türden tedbirler bağlamında, devlet görevlerinde bulunmanın bir kazanç kaynağı olmamasını sağla­yacak yasal ve özellikle mali düzenlemeler yapılmasının her türlü ana­yasanın veya rejimin korunması için üzerinde durulması gereken en önemli şey olduğu görüşündedir. Bunun basit ve kolayca görülebilecek nedeni halkın yöneticilerin kamu parasını iç etmelerine karşı duyduk­ları öfkedir. Onun bir başka kötü sonucu ise ne kamu görevinde bu­lunma yönünde bir arzusu, ne bilgi ve uzmanlığı itibariyle bu görevle­ri işgal etmeye liyakati bulunmayan insanların, sırf bir kazanç kapısı olarak gördükleri için bu görevlere talip olmalarıdır.
Sayfa 327 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
Platon'un okulu olan Akademi gibi Aristoteles'in kurduğu Lise
Kurucusunun ölümünden çok uzun bir süre sonrasına kadar varlı­ğını sürdürmüştür. Nasıl Platon'un ta Ortaçağ'ın sonlarına, hatta bir anlamda günümüze kadar sayısız takipçileri ve şerhçileri olmuşsa aynı şekilde Aristoteles'in de Antik Çağ'dan bu yana benzer şerhçileri ve iz­leyicileri olmuştur. O halde nasıl Platon'la birlikte bir Platonculuktan bahsetmek mümkünse Aristoteles'in yanında bir Aristotetesçilikten de bahsetmek mümkündür.
Sayfa 40 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
İyi Nedir ?
***** Kimileri sözkonusu iyiyi hazda, kimi ünde ve bazıları servette, bazısı ise onurda bulmaktadırlar. Kaldı ki, bir ve aynı insan duruma göre birden fazla ve farklı şeyleri de iyi olarak görmektedir. *****
Sayfa 260 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
483 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.