Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlme Teşvik

İmam Gazali

İlme Teşvik Sözleri ve Alıntıları

İlme Teşvik sözleri ve alıntılarını, İlme Teşvik kitap alıntılarını, İlme Teşvik en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kur'an bilgisine sahip olan bir kimse, başkasının maddî servetini daha hayırlı görürse Allah'ın büyük gördüğünü küçük görmüş olur."
Hz. Ebûbekir’in babası Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olmuştu. Hz. Ebûbekir babasının kolundan tutarak onu Hz. Muhammed’in yanına götürdü. Babası orada kelime-i şehadet getirdi. Hz. Ebûbekir birden ağlamaya başladı. Peygamberimiz ona: “Neden ağlıyorsun? Hâlbuki baban îman etti. Bu gün senin en mutlu günün olması gerekmez mi?” dedi. Bunun üzerine Hz. Ebûbekir şöyle dedi: “Ya Resûlullah, keşke şu an îman eden benim babam değil de senin amcan Ebû Talib olsaydı. Şu an benim gönlüm hoşnut olacağına senin gönlün hoşnut olurdu.” - Şimdi bir düşünün! Hz. Ebûbekir, Peygamberimizin, amcası Ebû Talib’e olan düşkünlüğünü ve Ebû Talib îman etmeden öldüğü için ona olan üzüntüsünü biliyor ve diyor ki: “Keşke benim babam yerine senin amcan Ebû Talib îmâna gelseydi de, benim yerime sen mutlu olsaydın…” Herhalde bir insan ancak bu kadar sevilebilir. Sahâbeler, O’nun mutluluğunu bile kendi mutluluklarına tercih etmişler.
Reklam
Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur. "Biz peygamberler, insanlara seviyesine göre muamelede bulunmak ve anlayabilecekleri şekilde hitab etmekle emrolun duk."176
Sayfa 182Kitabı okudu
Sade hayat:
Hatem, Medine'ye doğru yol aldı. Medine halkı onu karşılamaya çıkmışlardı. Hatem halka şöyle seslendi: -Ey ahali! Bu şehir hangi şehirdir?' - Allah'ın Rasûlu'nun şehridir! - O halde bana Allah'ın Rasulu'nun köşkünü gösterin, orada iki rekât namaz kılayım. - Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in köşkü yok ki! Onun küçük ve sade bir evi vardı. - O halde sahabîlerin köşklerini gösterin, orada namaz kılayım. - Onların da köşkleri yoktu. Onların evleri yerlere bitişik ve gayet mütevazı evlerdi. - Ey ahali! Öyleyse burası Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in değil, Firavun'un şehridir. Bu söz üzerine Hatem'i tutup valinin yanına götürdüler ve "Bu yabancı Medine'ye Firavun'un şehri demektedir" diye valiye şikâyet ettiler. Vali, Hatem'e niçin böyle dediğini sorunca, Hatem: "Acele etme! Ben Acem diyarından gelme bir garip kişiyim. Bulunduğum yerin neresi olduğunu bilmiyordum. Öğreneyim diye sual sordum. Cevap olarak burasının Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in şehri olduğunu söylediler. Bunun üzerine Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in hanesi nerededir diye soracak oldum ve bana şöyle şöyle dediler..." diyerek başından geçenleri anlatır. Daha sonra sözlerine şöyle devam eder: - Allah (Subhanehu ve Tealâ) şöyle buyuruyor: "Gerçekten Allah'ı ve âhiret gününü arzulayan ve Allah'ı çok zikredenler için Allah'ın Rasûlünde güzel örnekler vardır." (Ahzab, 21) O halde ey bu şehrin sakinleri! Size soruyorum, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e mi yoksa yeryüzünde ilk tuğla binayı yapan Firavun'a mı uyuyorsunuz? Hatem in bu suali karşısında cevap vermekten aciz kalan Medine halkı dağılıp gittiler.
Sayfa 214Kitabı okudu
Subhanallah.
Bu alemde suretler, manalara galip gelmiştir ve manalar suretlerin içindedir. Ahirette ise tam tersi olacak ve suretler manalara tabi olacak ve manalar üstün gelecektir. İşte bu hikmete binaen her şahıs manevi sureti esas alınarak haşrolunur. Nitekim Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "İnsanların namus perdesini yırtanlar, saldırgan bir köpek; malların ve mülklerine göz dikenler azgözlü bir kurt; onlara karşı gurur ve kibir taslayanlar, kaplan; riyaset peşinde koşanlar ise aslan suretinde haşr olacaklardır." || Salebi, et-Tefsir'de Berrâ bin Azib'ten rivayet etmiştir.
İsa (aleyhisselam) şöyle demiştir: "Hikmeti, ehli olmayan kimselere vermeyin yoksa hikmete zulmetmiş olursunuz. Ehli olan kimselerden de kıskanmayın ki idrak sahiplerine zulmetmiş olursunuz. Sizler ilacı yalnızca yara üzerine uygulayan şefkatli hekimler gibi olunuz!"
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Namazın manası, Cenab-ı Hakk’ı tesbih ve tazim ve şükürdür. Yani, celâline karşı kavlen ve fiilen “Sübhânellah” deyip takdis etmek; hem kemâline karşı lafzen ve amelen “Allâhü Ekber” deyip tazim etmek; hem cemâline karşı kalben ve lisânen ve bedenen “Elhamdülillâh” deyip şükretmektir.
ilimlerin en şereflisi Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini bildiren ve bu gayeye götürücü yolları gösteren ilimdir. Öyleyse ey ilim tâlibi! Bu ilimden başka ilimlere, şiddetli bir şekilde talip olma! Bütün gayen, en şerefli olan bu ilmi elde etmek olsun!
Sayfa 168Kitabı okudu
Meryem oğlu İsa (aleyhisselam) şöyle demiştir: "Nice ağaçlar vardır meyve vermez, nice meyveler vardır tatlı değildir ve nice ilimler vardır ki insana faydası dokun maz."
Sayfa 102Kitabı okudu
âlim de yapsa "günah günahtır" cezayı gerektirir.
Ey kötü âlimler! Sizin gibi dünyaya sarılan âlimleri gören halk 'Mademki alim böyle yapıyor, demek ki böyle yapmakta bir günah yok' diyerek sizleri takip ediyor"
Reklam
Halil b. Ahmed* şöyle demiştir: "İnsanlar dört kısma ayrılır: 1. Bilen ve bildiğinin bilincinde olan. Bu kişi âlimdir, ona tâbi olunuz! 2. Bilen fakat bildiğinin bilincinde olmayan. Böyle bir kimse uykudadır, onu uyandırınız! 3. Bilmeyen fakat bilmediğinin bilincinde olan. Böyle bir kişi irşada muhtaçtır. Onu irşad ediniz! 4. Bilmeyen ve bilmediğinin bilincinde olmayan. Böyle bir adam kara cahildir. Ondan kaçınız!"
Sayfa 189 - *Basra'nın Feraid nahiyesindendir. Nahiv ve aruz ilminin büyük oto ritelerindendir. H. 100 senesinde doğmuş ve H. 160 (veya 170-175) senesinde vefat etmiştir.Kitabı okudu
İbâdetin manası şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd kendi kusurunu ve âcz ve fakrını görüp kemal-i Rububiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.
Gazap, oburluk, dünyaya dört elle sarılmak ve insanların şeref ve haysiyetleri ile oynamak gibi kötü sıfatlarla dolu olan bir kalp manen köpektir. Basiret nuru ise suretlere değil manalara bakar.
şair şöyle demiştir:) İncileri, koyunlar arasına mı saçayım? Saçayım da çobanları zengin mi edeyim? Koyunlar incinin kıymetini ne bilsin? İnciyi boyunlarına gerdanlık mı yapayım? Eğer lâtif olan Allah kerem eyler de İlim ehli birisiyle karşılaşırsam, İlmi ona sunar ve sevgisini kazanırım. Ehlini bulamaz isem ilim yanımda kalsın Zira ilmi ehlinden gizleyen zalimdir... Ehil olmayana veren ise onu zâyi eder.
Sayfa 184Kitabı okudu
"Nefsini günahlardan korumayana ilim bir fayda vermez." İmam Şafiî (rahmetullâhi aleyh)
178 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.