Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eski Taş Çağından Eksen Çağına

İnsan Evriminde Din

Robert N. Bellah

İnsan Evriminde Din Sözleri ve Alıntıları

İnsan Evriminde Din sözleri ve alıntılarını, İnsan Evriminde Din kitap alıntılarını, İnsan Evriminde Din en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Biliyorum uzun ama kritik
Birleşmenin önde gelen örneği, El ile Yahve'nin aynı Tanrının iki adı olduğu yolundaki büyüyen fikirdi; fakat bunun içinde Yahve figürüne eskiden (fırtına tanrısı, savaş tanrısı) Baal'e ait niteliklerin katılması da vardı. Ayrışma ise, iki tanrının, örneğin Yahve ile Baal'in bağdaşmaz olduklarını, yadsınan tanrının varlığı inkâr edilmemekle birlikte, ikisine birden tapmanın yanlışlığını içeriyordu. Krallık teolojisine hâkim olan ayrışma değil, birleşmeydi. Bu bakımdan, bir tanrının diğerlerinin üstüne yükseltilmesinin ya da ötekilerin niteliklerinin birinde birleştirilmesinin âdet olduğu eski Mezopotamya ve Mısır'a benziyordu. Karel van der Toorn, Yahve'yi ulusal Tanrı olma statüsüne ilk yükseltenin Şaul olduğunu önermekte, hatta Şaul'un soyunda şimdiye kadar hayli marjinal kalmış bulunan bu tanrının niçin yükseltildiğini açıklayabilecek bir Edomluluk karıştırması olduğunu söylemektedir. Van der Toorn, Davud'un Tanrı'nın [ahit] sandığını (ark) Kudüs'e Şaul’un vatanının merkezi olan Kiriath-jearim'den getirdiğine de dikkati çekmektedir.70 Sandığı Kudüs'e getirip sonradan tapınağın inşa edileceği yere koymakla, Davud besbelli ki Yahve'nin kendi krallığının Tanrısı olduğunu iddia etmiştir. Fakat Yahve’nin Yahudiye monarşisinin baş tanrısı olması ve diğer tanrıların üstüne yükseltilmesi doğrulanmakla birlikte, Yahve'nin tek tanrı olduğu anlamına gelmemektedir.
Sayfa 345Kitabı okudu
Kısacası, tanrılık fikri din tarihi boyunca evrilmiştir ve ilk aşamalarında “doğa üstü varlıklar” fikri yoktu. Daha sonraki tarihte bile ayrım çoğunlukla belirgin değildir.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Ben Çin'in "bu dünyacı aşkınlığı” örneklendirdiği savını güçlü buluyo- rum, ama yine de Konfüçyüsçülük açısından bile bu savı bir miktar nitelendir- mek istiyorum. Konfüçyüsçülükte bu dünyacılık olduğu görüşü, Konfüçyüs- çülükte bir “kurtuluş” kavramı varsa, onun siyasal olması gerektiğine varır: Siyasal dünyada kurtuluş tıpkı bir
Sayfa 556Kitabı okudu
Makahiki şenliği Hawai’i yılını başlatır.
Şenliğin yüksek bir noktası yıkanma törenidir (hi'uwai). Şölenler ve kava içmekle geçirilen bir akşamın ardından, soylular da sıradan kişiler de okyanusta yıkanmaya giderler. Bu, avamın yılın geri kalanında görünmez olan en kutsal ali'i'yi gördükleri yegâne zamandır. Soylularla avamı ayıran bütün kapu kaldırılmış ve yıkanma, farklı statüdeki kişilerin cinsel ilişkilerine izin verilen bir orjiye (cümbüşe) dönüşmüştür.74 Hi’uwai törenini izleyen dört gün dört gece çalışmak yasaktır; şölene katılmakla, taklitler yapmakla, müstehcen ve alaycı şarkılar söylemekle ve hepsinden önemlisi, yüzlerce, belki binlerce kişinin katıldığı dans etmekle vakit geçirilir. Kahkahalar kapu'yu bastırır ve dans sırasında yapılan cinsel girişimler reddedilmez. Valeri, “bu harikalı bir biçimde eşgüdümü yapılmış” dansların toplumu yeniden kuran “yetkin bir yoldaşlığı” gerçekleştirdiğini belirtiyor. Bütün bunlar, "hiyerarşik olarak ayrım yapılmayan" bir atmosferde olmaktadır.75 Sanki hiç değilse bir süre için eski eşitlikçilik yeniden ortaya çıkmıştır.
Sayfa 234Kitabı okudu
Odling-Smee ve arkadaşları, organizmaların kendi evrilmeleri için gerekli koşulları nasıl etkinlikle yarattıklarını görmeden bizim evrimi anlayamayacağımızı iddia etmektedir. Doğal seçilim gerçekten kördür, ama paradokslu bir biçimde amaçlı eyleme yol açar: "Doğal seçilim kör ise, ama konum [niche] yapımı semantik olarak bilinçli ve amaç yönelimli ise, o zaman evrim bütünüyle ereksiz bir süreci, yani doğal seçilimi içermelidir ki, bu da amaçlı organizmaların, yani konum kuran [niche-constructing] organizmaların seçilimidir. Bu en azından doğal seçilim tarafından seçilen konum kurucu organizmalar sağ kalım ve üreme için işlev gördüğü sürece doğru olmalıdır. " 13 Dolayısıyla, Dawkins'in biyolojik seçilim biriminin genden ibaret bulunduğu ve organizmanın "atıklıktan kaçırılmış bir sağkalım makinesi" olduğu iddiaları temelinden yanlıştır. Organizma öğrenebiliyor ve öğrenme onun içinde bulunduğu ortamı, dolayısıyla da kendisinden türeyenlerin sağ kalım şanslarını değiştirebiliyorsa, o zaman genleri içerdiği kesin olarak, (Odling-Smee ve arkadaşlarının fenogenotip dedikleri) evrimin "merkez birimi" organizmadır.
Ben yargıçlık edebilecek bir durumda değilim, ama salt taşlarıyla karşı doğuş fikri bana daha çekici geliyor.
Reklam
Arkeolojik kanıtlar, İsrail'de ve Yahudiye'de 8. yüzyıla kadar yaygın okuryazarlığın olmadığını göstermektedir; dolaysıyla daha önceki bildirimler sözlü olarak aktarılmıştır ki, bu her zaman sorunlu bir süreçtir. Ne var ki, 8., hatta 7. yüzyıldan kalma yazılı belgeler öyle uzun bir gözden geçirme ve yeniden yazma süresinden geçirilmiştir ki, sözel geleneklerden pek daha fazla güvenilirlikleri kalmamıştır.
Sayfa 340Kitabı okudu
Genetik araştırmalar sürdürüldükçe, şempanzelerle yakınlığımız giderek daha belirginleşiyor ("genlerimizin %95'i onlarla ortaktır"ı kaç kere işitmişizdir?)
Sayfa 141Kitabı okudu
1837'de " türler sorunu " üstüne tutacağı birçok defterin ilkinde, Darwin bir yaşam ağacı çizmişti. İlk örneklere kadar dayanan, güçlü, dallanıp budaklanan yapısı evrimin ve tükenişin dengesini yansıtıyordu. Darwin her zaman yaşamın sürekliliğini, bütün canlıların nasıl ortak biratadan geldiklerini, bu anlamda nasıl hepimizin birbirimizle akraba olduğumuzu vurgulamıştır. Böylece insanlar yalnızca kuyruksuz maymunlara ve diğer hayvanlara değil, bitkilere de akrabadır. (Şimdi biliyoruz ki, bitkilerle hayvanların DNA'ları % 70 ortaktır.) Ama yine de, doğal seçimin büyük makinesi -değişim (variation)- nedeniyle her tür eşsizdir, her birey de eşsizdir .
Sayfa 93 - Bilgi üniversitesi yayınlarıKitabı okudu
Atrahasis Öyküsü fikir olarak İÖ. 3000
Büyüyen nüfus öyle gürültülü hale geldi ki (toprak boğa gibi böğürüyordu), Enlil uyuyamıyordu. İnsanları yeryüzünden silmek için veba gibi bir belâ yolladı, fakat akıllı adam Atrahasis, Enki'ye danıştı; o da kendisine insanları susturmasını, tanrılara da daha çok sunular vermesini söyledi; ve belâ bitti. Yine insanlar çoğaldı ve gürültü arttı. Bu kez Enlil bir kuraklık yolladı, ama yine Atrahasis müdahale etmesi için Enki'yi işe kattı. Üçüncü kere gürültü çok büyüktü, Enlil de bütün insanları öldürmesi için bir sel gönderdi. Ama Enki onun bir adım önündeydi ve Atrahasis'e batırılamayacak bir tekne yaptırıp ona her çeşit hayvanı yükledi, selin sona ermesini bekledi. Enlil Enki'nin ne yaptığını öğrenince çok kızdı, fakat bu arada halkın kırılması tanrıları sunulardan yoksun bıraktığı için açlık çekmeye başlamışlardı. Enlil sonunda insanların tanrılar için onlarsız olunmaz önemde bulunduklarını kavradı ve çeşitli doğum denetimi yöntemleri ayarladıktan sonra Atrahasis'in ve adamlarının dünyayı yeniden doldurmalarına izin verdi.
Sayfa 258Kitabı okudu
129 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.