Şöyle bir söz vardır; insanın alacası içinde, hayvanın alacası dışında diye, duymuşsunuzdur. Farklı yerlerde “Adamın alacası içinde, davarın alacası dışında.” şeklinde söyleniş tarzları da vardır. Deyim, kısaca görünüşe aldanmamayı tavsiye eder.
Hayvanın derisine ve sağına soluna bakarak, nasıl olduğunu anlarsınız. Hatta işi bilenler bir bakışta, hastalıklı mı, semiz mi, yaşlı mı anlarlar. Ancak insan için durum farklıdır. Bir bakışta huyu, suyu anlaşılamaz. O yüzden görünüşe aldanmamak gerekir.
Görünüşün hatalı olabileceği, insanı hataya düşürebileceği konusunda, dergide bu ay, enteresan bir dosya çalışması bulacaksınız.
“PastaHANEleşemeyenlerden misiniz?” başlıklı yazı, pastane ürünlerini ele alıyor. Dosya içerisinde yer alan, “Ünlü ve Unlu Mamuller” ve “Katkısız Pasta Olmaz Sanırdım” gibi başlıklar dikkat çekiyor.
Kremşantiyle kaplı, üzeri orman meyveleriyle süslü ve güne özel hazırlanmış pastalar. Kişiye özel, üzerine resim basılmış olanlar. Kat kat çıkılarak 1-2 metre boyuna ulaşanlar. Bunların yanında, şekilli kurabiyeler, renkli kekler ve üzeri fındık kaplı çörekler. Hepsi de oldukça renkli ve albenili. Gerçekte ise göründüğünden çok farklılar.
Pastanelerin ilk bakışta görünmeyen yüzü, bütün okurlarımızı yakından ilgilendiriyor. Özellikle de çocukları olan okurlarımız dikkatle okumalılar.
Bir pastanenin önünden geçerken, elinizden tutup çekiştiren ve bir dilim pasta rica eden, hatta bu ricasını gözyaşlarıyla süsleyen 3-4 yaşında çocuğunuz varsa, burada yazılanları dikkatle okumalısınız. Sonra da pastane ürünlerinden yapabildiğiniz kadarını “hanenizde” yapmak üzere kolları sıvamak gerekiyor.
Kolları sıvadığınız anda, evde yapacağınız pastalar için derginizde bulabildiğiniz tarifler olacak. Ancak bunlar yeterli olmayabilir.
Konunun başlangıcını yazarlarımız yaptılar. Devamı da sizin ve içinde bulunduğunuz sağlık, sıhhat ve afiyet arayan çevrenizin uhdesinde…
Dışında görünen ile içindeki farklı gerçekliğin ele alındığı, bir yazıya daha dikkatinizi çekmek istiyoruz. “Avrupa’nın Hadim Serhat Şehri Üşbûne” başlıklı yazı, Portekiz’in tarihî şehri Lizbon’u ele alıyor. Dışta görünen Lizbon ama yazıyı okudukça alttaki Üşbûne gerçeği, okuru etkiliyor.
Yine bu sayımızda, birbirinden ilginç yazılar var. “Keçi Yoluna Ne Oldu?”, “Bir Kokunun Peşinde, Sandal Ağacı”, “Sürdürülebilir Motivasyon” ve “Ev Nasıl Yuva Olur?” ilginç yazılardan birkaç tanesi…
SÜZGEÇ bölümünde, “Konya’nın Saklı Cevheri Sadreddin-i Konevî Hazretleri” başlıklı çalışma yer alıyor. Sadece kendi yaşadığı dönemi anlatmakla kalmayan Konevî Hazretleri, bugüne de projeksiyon tutuyor. Bu yönü ile insanlara, hatırda tutulması gereken bir detay sunuyor.
“Günden Güne Eriyen, Yıldan Yıla Ne Olur?”, kapak cümlesiyle Genç Hayat eki, üzerine düşünülüp çözülmesi gereken bir soru soruyor. Tabii, cevaplar yazıların içerisinde…
Albenili sunumların altındaki gerçeklere odaklanan, yeni sayılarda buluşmak temennisiyle…
