Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İrfan Sofraları

Niyâzî-i Mısrî

İrfan Sofraları Hakkında

İrfan Sofraları konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

17. asrın en büyük sûfî şairlerinden olan Niyâzî-i Mısrî’nin Mevâidü’l-irfân’ı (İrfan Sofraları) onun şair yönünü besleyen kaynakların, takip ettiği tasavvufî anlayışın, yaşadığı dönemdeki sosyal ve siyasal ilişkilerin tespiti için müstesna bir eserdir. Nispeten otobiyografik tarzda kaleme alınan çalışma, Niyâzî-i Mısrî’nin çocukluk hayatından sürgündeki yıllarına değin yaşadığı birçok anekdotu içinde barındırır. Böylece onun müritlikten şeyhliğe, ümmîlikten şairliğe geçiş süreci ve düşünce yapısındaki değişim izleri takip edilebilmektedir. Zira eserde kaleme alınan ilk sofralar ile son sofralar mukayese edildiğinde neredeyse iki farklı Niyâzî-i Mısrî profili ile karşılaşmak mümkündür. Niyâzî-i Mısrî’nin İbnü’l-Arabî ve Sadreddin Konevî’nin izinden giderek Ekberî geleneği sürdürdüğü görülmektedir. Nitekim kitabın büyük çoğunluğu cem, fark, cemin cemi, vahdet-i vücûd, ulûhiyet mertebesindeki felekler ve küllî devrelerin sûretleri, urûc-nüzûl nazariyesi, vahdet-kesret ilişkisi gibi bahislerin ele alınmasından müteşekkildir. Aynı zamanda Halvetiyye tarikatının Ahmediyye kolunun Mısriyye şubesinin kurucusu olan Mısrî, tasavvufun nazarî boyutuyla iştigal eden bir tarikat şeyhi olması hasebiyle “tarikatların tasavvuf ilminin nazarî yönünün gerilemesine sebebiyet verdiği” yönündeki eleştirilere de cevap niteliği taşır.
Çevirmen:
Soner Eraslan
Soner Eraslan
Tahmini Okuma Süresi: 8 sa. 23 dk.Sayfa Sayısı: 296Basım Tarihi: 2023Yayınevi: Fikriyat
ISBN: 9786057144867Ülke: TürkiyeDil: Türkçe
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 41.9
Erkek% 58.1
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Niyâzî-i Mısrî
Niyâzî-i MısrîYazar · 8 kitap
Asıl adı Mehmet olup, 12 Rebiülevvel 1027 / 8 Şubat 1618'de Malatya'nın şimdiki adı Soğanlı köyü olan İşpozi kasabasında dünyaya gelmiştir. Babası, yöresinin önde gelenlerinden Nakşbendiyye tarikatı mensubu Soğancızâde Ali Çelebi'dir. Niyâzî ve Mısrî ise mahlaslarıdır. Mısrî mahlası tahsilini Mısır'da yaptığından dolayıdır. Çeşitli medreselerde eğitim görmüş ve farklı yerlerde tasavvuf bilgisini geliştirmiştir. 1655 yılında Halveti şeyhi Sinan-ı Ümmi'den hilafet alarak irşada mezun kılınmış, memleketin pek çok yerinde vaazlar vererek halkı irşad etmeye çalışmıştır. Şöhreti her yana yayılan Niyazî Mısrî, ordunun maneviyâtını yükseltmek için Sultan IV. Mehmet tarafından Lehistan seferine götürülür. Hakkında ileri sürülen iftiralardan sonra Limni adasına sürülür ve burada onbeş yıl çileli bir hayat yaşar. Ölümünden bir yıl kadar önce affedilir ve Bursa’ya döner. Fakat Bursa Kadısı'nın şikayeti üzerine tekrar Limni’ye gönderilir ve burada vefat eder. Osmanlı sultanı tarafından sürgüne gönderildiği Limni adasında 1693 (H.1105) senesinde bir Çarşamba günü kuşluk vakti vefat etmiş olup türbesi de aynı adada ziyaretgahtır. Türkçe ve Arapça manzum ve mensur on ciltten fazla eseri bulunmaktadır. Aruz ölçüsü ile yazdığı şiirlerinde genellikle Nesimî ve Fuzulî’nin, heceyle yazdığı şiirlerinde ise Yunus Emre’nin etkisinde kaldığı görülür. Divanı’nın yanı sıra, “Risaletü’t-Tevhid, Şerh-i Esma-i Hüsnâ, Sûre-i Yusuf Tefsiri, Şerh-i Nutk-ı Yunus Emre, Risale-i Eşrât-ı Saat, Tahir-nâme, Fatihâ Tefsiri, Sûre-i Nûr Tefsiri” eserlerinden bazılarıdır.