Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İbni Rüşd'ün Ölümünden Günümüze

İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2

Henry Corbin

İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 Gönderileri

İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 kitaplarını, İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 sözleri ve alıntılarını, İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 yazarlarını, İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Tanrı hiçbir zaman bir nesne değildir. O ancak kendisi tarafından, her türlü sahte nesnellikten korunmuş mutlak Özne olarak bilinebilir. Her türlü Tanrı bilgisinin canlı öznesi gerçekte tanrısal Öznedir. İnsan aklının kendisi hakkındaki düşüncesinde kendini düşünen O'nun kendisidir."
İslam Felsefesiyle İlgili Okunabilecek Kitaplar
Sizin için felsefe listeleri oluşturmaya devam ediyorum. Orta Çağ Hristiyan felsefesinden sonra şimdi de Orta Çağ ve Yeni Çağ İslam felsefesiyle ilgili okunabilecek eserlere sıra geldi. Hristiyan felsefesinde yeni-Platonculuk'un bilinmesinin önemli olduğunu söylemiştim. İslam felsefesinde de bu önemli ama aynı zamanda çok iyi Aristoteles
Reklam
·
Puan vermedi
Felsefenin bittiğini düşünmüyorum, felsefe insanlıkla beraber var olmaya devam edecektir. Ancak bu eserle beraber o dönemdeki felsefe ile şimdikinin de aynı olmadığını daha iyi anladım. Elbette aynı kalmazdı, diğer her şey gibi. Şunu anladım ki geçmişte felsefe şu an olduğu gibi bir ayrık otu muamelesi görmüyor. Diğer disiplinler kadar ciddiye alınmış ve kabul görmüş. Benim tarafımda felsefe ile alakadar olmak bir hayat tarzıdır. Bu kitapla beraber bu düşüncem asil bir kimlik kazandı, felsefe bir hayat tarzıdır.
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2Henry Corbin · İletişim Yayıncılık · 201730 okunma
199 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Kitabın 1nci cildi olduğu için
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 1
ile birlikte incelemek istedim. Öncelikle, birinci cildini Hüseyin Hatemi çevirmiştir. aslında çevirmemiş yorumlamış gibi geldi bana. İyi bir çevirmen okuyucunun çoğunluğunun aşina olmadığı bir noktayı dipnotla açıklığa kavuşturabilir, elbette çevirmenin notu olduğu belirtilerek. ama Hatemi böyle yapmamış, çevirisinde neredeyse orijinal metin kadar dipnotlu açıklamaları var. bir yandan da koruyucu bir baba gibi okuyucunun "yanlış kanaatlara" varmasını engellemeye çalışmış. İki cildin geneline bakmak gerekirse de, kitap Türkçe'de İslam Dünyasınnda Felsefeye ilişkin eserlerdeki eksikliği bir nebze giderme niteliğine sahip olsa da, daha ziyade İran'daki felsefe hareketlerine vurgu yapıyor. Fakat Corbin'in bir İranolog olduğu göz önünde tutulduğunda bu pek şaşılacak bir olgu değil.Araştırdığı kültürden etkilenmesi doğal olabilir, ancak esere bu kadar yansıtılması ne kadar doğru orası yoruma açıktır.
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2
İslam Felsefesi Tarihi Cilt 2Henry Corbin · İletişim Yayıncılık · 201730 okunma
Birinci İmam simya'nın "peygamberliğin kardeşi" olduğunu söylemiştir. "Çünkü simya bilgisi peygamberlerin sahip oldukları bilgiler arasındadır".
Sayfa 138Kitabı okudu
Kısaca ibni Rüşd'ün ölümünden sonra manevi lslam'a gerçek ereğini gösteren ibni Arabi mi olmuştur, yoksa ibni Haldun mu? Günümüzün radikal bunalımının uzak nedeni tbni Haldun'un takip edilmemiş olması olayı mıdır? Yoksa tersine o çağdaş dünyevileştirmenin lbni Haldun'un programını gerçekleştirirken ibni Arabi'nin eskiden temsil ettiği ve halen bugün de temsiletmeye devam ettiği şeyin ortadan kalkmasına katkıda bulunmasından mı ileri gelmektedir? Her iki durumda da filozofun karşısına çıkan soru "tanrısal bilimler"in "insan bilimleri"ne indirgenmesinin insan kaderine cevap verip vermediği sorusudur. Burada söz konusu olan sadece İslam felsefesinin kaderi değildir, islam'ın bu dünyadaki misyonunun kendisi, onun on dört yüzyıl boyunca bu dünyada yüklendiği tanıklığın geçerliliğidir. tbni Haldun'un eserinin şüphesiz trajik olan büyüklüğü, bize bilincimizi bu sorulan sormaya sevketmesi olayında yatıyor görünmektedir.
Reklam
Onun sisteminin temelinde, deyim yerindeyse, bütün hikmetlerde, irfanlarda (gnose) olduğu gibi bilinemez, hakkında bir şey söylenemez ve dile getirilemez saf bir Öz'ün sırrı yatmaktadır. Tanrısal tecelliler seli işte bu dipsiz uçurumdan çıkar ve ilahi Sıfatlar kuramı ondan doğar. ibni Arabi bu noktada Tanrı'ya herhangi bir sıfat izafe etmeyi yasaklayan negatif teolojinin (theologie apopathique) yasa ve sonuçlarını kararlı bir şekilde sürdüren lsmaili ve Oniki imam Şiiliğinin teosofileri ile derin bir uyum içindedir. Ismaili teosofinin varlığın ötesinde üst-varlık (super- etre) olarak varlığın kaynağı kavramını devam ettirmesine karşılık lbni Arabi bu ifade edilemez olana Saf Nur adını verdiğinde veya onu Salt Varlık'a özdeş kıldığında bir kopukluk mu meydana gelmektedir? Bu veya diğer yorumdan kendisi ile ilgili olarak birçok yanlışın yapıldığı varlığın aşkın birliğinin (vahdet-i vücud) anlamı çıkar.
İbn Haldun hakkında Corbinin düşüncesi
Kutsal-Ruh'a özdeş kılınan faal akıl ile insan aklının birleşmesinden anladıkları ve yaşadıkları şeye tamamen yabancı göstermektedir. Onda Kutsal-Ruh fenomenolojisinin yerine bir sosyoloji geçmiş bulunmaktadır: Kutsal-Ruh'un aşkın hipostazı yerine sadece tarihsel insanlıkta içkin bulunan bir evrensel aklı tanıyan bir sosyoloji.
lbni Arabi bu ifade edilemez olana Saf Nur adını verdiğinde veya onu Salt Varlık'a özdeş kıldığında bir kopukluk mu meydana gelmektedir? Bu veya diğer yorumdan kendisi ile ilgili olarak birçok yanlışın yapıldığı varlığın aşkın birliğinin (vahdet-i vücud) anlamı çıkar. Bu ilahi uçurum, bilinmek isteyen ve kendilerinde kendi bilgisinin nesnesi olmak için yaratıkları yaratan "gizli hazine"nin sırrını içinde barındırır. Bu ilahi varlığın kendini açığa vurması (revelation) bir üç dereceli ilahi tecelliler dizisi olarak gerçekleşir. Bu üç derecenin birincisi ancak ima yoluyla kendisinden bahsedilmesi mümkün olan ilahi Öz'ün kendi kendisine tecellisidir.