Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri:
- "İşte bu cemaat bizim yanımıza geliyor. Eğer susarsak incinirler.
Bir şey söylesek, onlara göre söylemek lâzım geldiğinden o zaman da biz inciniriz; gidip bizden sıkıldı, bizden kaçıyor diye dedikodu yaparlar."
KURU BİLGİ İLE GERÇEK İLİM VE TEFEKKÜR ARASINDAKİ FARK...
İmam-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor:
- "Tefekkür, şüpheye düşmeden ve kalbi başka şeylerle meşgul etmeden, elde edilmek istenen bir ilim için iki ilmin arasını birleştirmektir. Şayet kalb, birleştirilen o iki ilimde hissetme niteliğini kaybedecek derecede son derece dikkat kesilir ve bu iki bilgiyi hazırlamak için âdi şeyden kıymetliye intikâl ederse, buna TEFEKKÜR denir. Tefekkür, şüphede, tereddütte ve kalbden giderilmesi gereken hastalıkların tedavisinde vâciptir, şarttır."
Evet; ilim, içten ve dıştan bir anlayıştır... Eğer iç âlemine âit olursa, ona "hikmet" derler...
Şems-i Tebrizi Hazretleri:
- "Bir kağıt düşün ki, bir yüzü sana, öteki yüzü sevgiliye dönüktür. yahut her yüzü bir başkasına çevrilmiştir. Kağıdın sana dönük yüzünü okuyabilirsin, ama asıl dosta ve sevgili tarafına dönük olan yönünü okumak gerekir."
Georg Wilhelm Friedrich Hegel diyalektiğinin madde hesabına kullanılmasından başka bir şey değil; evvelâ "diyalektik materyalizm" tâbirini incelersek, bunun "paradokslu-saçma" bir tâbir, aykırı bir ifâde tarzı olduğunu hemen görürüz. Zira diyalektiğin kendisi, idealizme, yâni materyalizmin tam aksine bağlıdır. Bu aykırılığı "üst dil-mânâ dili" meselesini hatırlatarak atlamanın da materyalizme ters düşeceğini söylemeye bile değmez... Yâni, bu mesele, eskilerin tâbiriyle kelâmdaki "galat-yanlış" bile değil!.."
Necip Fazıl Kısakürek:
- "Ruh ve akıl, insan varlığının ne eksik ve ne fazla, tam ve mükemmel kıvam isteyen bu iki kutbu; biri dünya ve madde, öbürü de mavera ve üstün hayat gayesine karşı değişmez ve kıpırdamaz esaslar etrafında nâmütenâhi derin ve geniş bir hürriyet ifadesiyle iki yol yol gösterici mizana sahiptir: Şeriat ve Tasavvuf..."