İslama Muhatap Anlayış İletileri
İslama Muhatap Anlayış iletilerini, İslama Muhatap Anlayış okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
2024 te okumayı düşündüğüm kitaplardan bazıları bakalım yıl sonunda kaç tanesini okumuş olacağız
1) 
Vişne Bahçesi
2) 
Vanya Dayı
3) 
Üç Kız Kardeş
ÇEKİLİŞ! (AÇIKLANDI)
ÇEKİLİŞİ KAZANAN KARDEŞİMİZ: 
İkrânur
Selamunaleyküm. Kökler Kitabevi'nde kitaplara bakarken bir kardeşime 
Salih Mirzabeyoğlu'nun 
İslama Muhatap Anlayış kitabını armağan etmeye karar verdim. Çekilişe katılmak için yoruma "Katıldım." yazmanız yeterli. Herkesin bir katılım hakkı var, bu sebeple sadece bir yorum yazmanızı önemle rica ederim. Katılım (11 Mayıs) çarşamba günü saat 23.59'da sona erecek. Nasipse perşembe, yahut cuma günü kazananı açıklayacağım.
Allah bol istifadeli okumalar nasip etsin. Hayırlı günler.
#153648864
bi' kaç kelâm
büyük istanbul yangını olduğu zaman kuşadalı ibrahim efendi tekkede sohbetteymiş. yangının tekkenin çatısına sıçradığını haber verseler de o sohbete devam etmiş. en son tekke alevlere teslim olunca vakarıyla adımlayarak dışarı çıkmış. söylediği cümle şu: "elhamdülillah, merasimden kurtulduk." yani tekkede olup bitenler "has oda
SEZGİ ve BİLGİ...
Tommasso Campanella:
- "Sağlam ve sarsılmaz bilgi, doğrudan doğruya bildiğim kendi varlığım hakkımdaki bilgidir."
René Descartes: "Düşünüyorum öyleyse varım!"
- "Böyle bir akıl yürütme, bir neticeleme şeklinde ifâde edilmiş olmasına rağmen, René Descartes'a göre kendi varlığımız hakkındaki bilgi, her türlü akıl yürütmeden önce doğrudan doğruya sezgidir.
Kendi varlığımız hakkındaki bilgi apaçıktır; oradan varlığa hakikaten mantıkî bir akıl yürütmeye başvurmadan ulaşılır... Yâni "düşünüyorum o hâlde varım!", "varım, onun için düşünüyorum" un aynıdır!"
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 115, 3.Levha, -Zıt Kutuplar Arası Muvazene-, İBDA Yayınları-
VAR-YOK...
Allah'a "var-yok" diyenlere şaşan Büyük Doğu Mimarı Necip Fazıl Kısakürek bahsi şöyle mühürler:
- "Sanki hâşâ- Allah olmasa VAR ve YOK olabilecek... Allah'ı, O'nun mahlûku olan VAR ile YOK'tan birine tasdik öbürüne tekzip ettirenlere beraberce şaşıyorum! Allah o kadar var ki, YOK şüphesine aynı zamanda yer verircesine O'na VAR demek bile gerçek tevhid ehline giran gelir."
En küçük bir idrak çilesinin varacağı hakikat olarak bütün varlıkların yok görüldüğü bu âlemde yok görünerek var olan Mutlak Vücudu anlamak için erenlerin şu sözü yeter:
- "Allah zuhurunun şiddetinden gaibtir!"
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 117, 3.Levha, -Zıt Kutuplar Arası Muvazene-, İBDA Yayınları-
İMÂN ve AKIL...
- "Bu iş ne akılla olur, ne akılsız!" Bu hikmetin tezahürü büyük aklın nereye ulaştığının en güzel misâlini gösteren Büyük Doğu Mimarı Necip Fazıl Kısakürek, "aşk ve akıl" münasebetini soy idraka hitapedici bir biçimde mühürler:
- "Çocuğa ana karnında ruh üfleyen, tohumu hararet içinde çatlatan, ampulü nurla dolduran, Çin seddini yükselten, Süleymaniye kubbesini dokuyan ve öksürüklü mantık hesaplarını paçavraya çeviren aşk, insan hilkatindeki "OL" hamlesinin birinci sırrı...
Her şubede her işi aşk yapacak, akıl hesaplayacaktır.
Ve bunlar birbirleriyle hiç geçinemeyecekler..."
Bir yanda "İslâm kalbin yoludur." ölçüsü, diğer yanda "onlar ki akılla nimetlendirildiler kurtuldular." ölçüsü..."
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 116, 3.Levha, -Zıt Kutuplar Arası Muvazene-, İBDA Yayınları-
KIYAS ve DİYALEKTİK...
Aristoteles 
Organon 1 - Kategoryalar'da Diyalektik'i eksik bir düşünce tarzı saydı. Onun yerine, sabit şekiller ve kategorilerin münasebeti yolundan ispatı sağlayan kıyas, yâni "iki hakikatten bir neticeye varma" metodunu koydu. Ona göre "diyalektik", fikirlerin karşılaştırılmasına yarar, fakat hiçbir şeyi kesin olarak ispat etmez. Bilgiyi "ihtimâl" derecesinde bırakır. Halbuki "kıyas" gerçeklerdeki sınıflamadan hareket ettiği için, özel bir kavramla genel bir kavram arasında orta terimlerle bağ kurarak özel'i genel ile kesin olarak ispata yaramaktadır. Aristoteles'in kıyası STATİK BİR DÜNYADA sağduyuya dayanan kesin bir ispat şekli olarak kabul edildi. Ortaçağda bir kısım kelâmcılar "cedel" adıyla diyalektik mantığı kullanmada davam ettiler; fakat umumiyetle Aristoteles'in "kıyas-delil"ini kullandılar...Sonra tecrübe ve müşahede bunların önüne geçti."
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 137, 4.Levha, -Diyalektik Çerçevesinde-, İBDA Yayınları-
MUSİKÎ ve...
Bu bahiste söylenebilecek olan söz, Büyük Doğu Mimarı Necip Fazıl Kısakürek'in söylediğidir:
- "Satıh üstü zâhir ehli bu inceliğe de el ve dil uzatmış, fakat zâhirle bâtını toplayıcı büyükler bu yasak hükmüne iltifat etmemiştir.
Biz zâhirden bâtına ve bâtından zâhire geçenlerin izinde.
Hakikat plânını çift gözle görenler onlardır."
Kâinatta her şeyin kendisine göre ses çıkardığı, suyun şırıldadığı, kuşun öttüğü, koyunun melediği, telin inlediği ve göğün gürlediği bir âlemde, perde nisbet helezonlarıyla, mutlak hakikat arayıcılığından başka bir şey olmayan musikîyi, aslıyla nasıl inkâr edebiliriz?
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 165-166, 5.Levha, -Noktalamalar-, İBDA Yayınları-
DİYALEKTİKLERİN ÇELMESİ...
Memuriyetimiz, incelikleri kavrayacak ve bir kafa yapısında çevrenin teşekkülünü sağlamak olduğuna göre, diyalektiklerin çelmeleri bahsinde mütalâa edilebilecek bir misâli de 
Muhyiddin İbn Arabi Hazretlerinden vermemiz uygundur:
- "Eğer bir Peygamber, "benim âyet ve mucizem şu duvarın konuşmasıdır." dese, duvar da dile gelip "hayır, sen Allah Resûlü değilsin, yalancısın!" cevabını verse, elbette Peygamberin sözü doğru sayılır, bu delil ve mucize ile onun Allah'ın Peygamberi olduğu sabit olurdu, duvarın söylediği sözlerin mahiyetine itibar edilmezdi."
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 139, 4.Levha, -Diyalektik Çerçevesinde-, İBDA Yayınları-
KURU BİLGİ İLE GERÇEK İLİM VE TEFEKKÜR ARASINDAKİ FARK...
İmam-ı Rabbânî Hazretleri buyuruyor:
- "Tefekkür, şüpheye düşmeden ve kalbi başka şeylerle meşgul etmeden, elde edilmek istenen bir ilim için iki ilmin arasını birleştirmektir. Şayet kalb, birleştirilen o iki ilimde hissetme niteliğini kaybedecek derecede son derece dikkat kesilir ve bu iki bilgiyi hazırlamak için âdi şeyden kıymetliye intikâl ederse, buna TEFEKKÜR denir. Tefekkür, şüphede, tereddütte ve kalbden giderilmesi gereken hastalıkların tedavisinde vâciptir, şarttır."
Evet; ilim, içten ve dıştan bir anlayıştır... Eğer iç âlemine âit olursa, ona "hikmet" derler...
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 33, 1.Levha, -İslâma Muhatap Anlayış-, (Kuru Bilgi-İlim-İrfan-Tefekkür), İBDA Yayınları-
ANLATMAK DÂVASI...
Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri:
- "İşte bu cemaat bizim yanımıza geliyor. Eğer susarsak incinirler.
Bir şey söylesek, onlara göre söylemek lâzım geldiğinden o zaman da biz inciniriz; gidip bizden sıkıldı, bizden kaçıyor diye dedikodu yaparlar."
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 215, 5.Levha, -Noktalamalar-, İBDA Yayınları-
SİNEMA ve...
Şems-i Tebrizi Hazretleri:
- "Bir kağıt düşün ki, bir yüzü sana, öteki yüzü sevgiliye dönüktür. yahut her yüzü bir başkasına çevrilmiştir. Kağıdın sana dönük yüzünü okuyabilirsin, ama asıl dosta ve sevgili tarafına dönük olan yönünü okumak gerekir."
Salih Mirzabeyoğlu, İslama Muhatap Anlayış, sh 173, 5.Levha, -Noktalamalar-, İBDA Yayınları-
"İslâmi ölçüler yerli yerinde... Ya ona bakan göz nerede?"
Kumandan Salih Mirzabeyoğlu
İslama Muhatap Anlayış