Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam'ın Vadettikleri

Roger Garaudy

İslam'ın Vadettikleri Gönderileri

İslam'ın Vadettikleri kitaplarını, İslam'ın Vadettikleri sözleri ve alıntılarını, İslam'ın Vadettikleri yazarlarını, İslam'ın Vadettikleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gündüzsüz ve gecesiz Zamanın kalbinden başka Nedir senin gündüzlerin, Nedir senin gecelerin... Bak ebedi ve hiç silinmez renkleri var, Allah adamının tamamladığı şu eserin! Ey Kurtuba Camii, aşktandır varlığın senin... Asla Müslüman kaybolup gitmeyecek, Çünkü yayıyor hâlâ onun çağrıları, Hz. Musa ve Hz. İbrahim'in sırrını... Ufku uçsuz bucaksız, toprağı sınırsızdır. Dicle, Tuna, Nil, denizinden bir dalgadır... Muhammed Ikbal, Cebrail'in Kanadı, s. 84-88, Albin Michel Yayınları, Paris, 1978.
Sayfa 192 - Ikbal'in Kurtuba Camii konusundaki tefekkürü, İslâm'ın zaman görüşünü, yani fânî ile ebedinin izdivacını özetler:
İslâm bir Allah, dünya ve insan görüşüdür ki bu görüş, așkınlığın ve toplumun çok önemli iki boyutunu barındıran birbirinden ayrılmaz İlâhî ve beşerî bir dünya inşa etme projesini, bilimlere ve sanatlara, her insana ve her topluma yükler.
Reklam
Ölü iken kalbini diriltip insanlar arasında yürürken, onu aydınlatacak bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp çıkamayan kimsenin durumu gibi olur mu? En'âm,6/112
Bütün'ün özlemiyle pervaneler misali, Aşkın ıstırabından asla kurtulamazsın, Yakıp kül etmezsen sen de kendini! Hâfız Yani, Öl ve Ol! Sırrına sen ermedikçe Acınası misafirsin şu karanlık yeryüzünde. Goethe
Sayfa 176
Natanael, Allah'ı her yerden başka yerde bulmayı umma! Her yaratılmış Allah'a işaret eder, ama hiçbiri O'nu gözler önüne sermez. Bakışımız hangisinin üzerine takılır kalırsa, işte o bizi alır Allah'tan uzaklaştırır. ¶¶
Sayfa 170 - Andre Jid (André Gide) Dünya Nimetleri'ni yazarken, birinci bölümün başına Fars şairi Hâfiz'in (1319-1389) bir sözünü koyar ve eserine İslâm'ın dünya görüşünün şu bir tür özetiyle başlar:
bizlerse ayın ışıklarını Satın alan tüccarlarız...
Çünkü sözle anlatılamayan ne kavramlara indirgenebilir, ne sebeplere, ne de görülebilir gerçekliğe: Allah denizi sakladı da köpüğü gösterdi;. Rüzgârı sakladı da, tozu gösterdi... Nasıl olur da toz kendiliğinden havalanabilir?.... Oysa sen tozu görüyorsun, rüzgârı değil. Deniz olmadan köpük nasıl oluşabilir ki?... Ama sen köpüğü görüyorsun, denizi değil. Sihirbazlar tüccarların yanında ayın ışıklarını Ölçüyorlar da, bedelini altınla alıyorlar... Bu dünya bir büyücüdür, bizlerse ayın ışıklarını Satın alan tüccarlarız... 102
Sayfa 167 - Mevlâna
Reklam
Takvâ gözü dünyadaki her varlığın üzerinde, en mütevazısında bile, Allah'ın imzasını görür. ¶¶
Sayfa 158
Allah göklerin ve yerin nurudur!
Işık orada oyunlar oynar, kırılır, sonsuz nüanslara bürünür veya günün her saatinde güneşle ve gökyüzüyle birlikte renk değiştiren Isfahan camilerinin gök mavisi çinili kubbeleri üzerinde olduğu gibi binlerce güneş hâlinde parıldar, sanki o kubbeler ışığa karşı bir ilâhîyi terennüm etmektedir, çünkü "Allah göklerin ve yerin nurudur! Onun nuru, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba bir fanus (cam) içinde, fânus da sanki incimsi parlayan bir yıldız... Nur üstüne nur" (Nûr, 24/35).
Sayfa 155
Bütün sanatlar camiye ve cami ibadete götürür.
Caminin temel yapısı Hz. Peygamber'in evini hatırlatır: Abdest alınan bir avlu, güneşten korunmak için sayvan veya revaklar ve bilhassa müminlere kıbleyi gösteren mihrap... Dünyadaki her caminin yönü Mekkedeki Kâbe'ye odaklanan böyle bir mihraba sahiptir. Kâbe, her türlü puttan arınmış o taştan küp yapı, Allah'ın iradesine tam teslim, yani Müslüman olmuş Hz. İbrahim'in insanlığa yol gösterici görevini gerçekleştirdiği yerdir. Dünyanın o merkeziyle birliktelik duygusu, her camide işte bu şekilde hissettirilir. Ana kible duvarıyla, yani müminlerin karşısında namaz için saf oluşturdukları mihrap duvarıyla her cami, dünyanın dört bir yanına kadar Kâbe'yi aynı merkezli yörüngeler şeklinde çepeçevre saran o sonsuz dairelerin bir parçasıdır. Caminin istikameti bile hem kâinatın merkezini gösterir, hem de İslâm'ın evrensel topluluğunun, yani ümmetin birliğini somutlaştırır.
Sayfa 153 - Çünkü cami, ne içinde bir azizin kutsal sayılan kalıntılarının saklandığı bir sandık, ne de dînî bir âyine dekor vazifesi görür.
İnsan-ı Kamil
Çünkü Cili'ye göre, birbirine zıt bütün hakikatler hakikatin içinde birleşir. Allah aynı zamanda hem her şeydir, hem de her şeyin üstündedir. Hem içkindir, hem de aşkın. Kâmil İnsan, en yüce örneğini Hz. Peygamber'de bulan tek bir şiir, tek bir destan, tek bir adam gibi, tarihinin, ırklarının ve kültürlerinin bütünlüğü içinde sadece insanlık demek değildir. İnsan-ı Kâmil, kendisinde varlığın bütün dere celerini içeren bir "küçük âlem" (mikrokosmos), ilâhî birliğin de bir suretidir: "Bil ki insan-ı kâmil varlığın bütün hakikatleriyle iletişim kanallarını kendisinde toplar. İnce tabiatıyla üst gerçeklerle bağ kurar. Kaba tabiatıyla da alt hakikatlerle iletişi mini sağlar..." Dahası, "Her türlü ilişkiyi unutarak kendi cevhe rine daldığın zaman, Birlik (Tevhid) için bütün kâinatta senden daha mükemmel bir tezahür yeri yoktur84"
Sayfa 145 - 84 Abdülkerim Cîlî, İnsan-1 Kâmil, s. 48, Dervy-Livres Yayınları, Paris, 1975.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.