Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İspirto Türk

Gökhan Göbel

İspirto Türk Sözleri ve Alıntıları

İspirto Türk sözleri ve alıntılarını, İspirto Türk kitap alıntılarını, İspirto Türk en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hristiyan takvimine göre 19. asırda İngiliz başvekili Gladstone şöyle demişti: "Ellerinden Kur'an'ı almadıkça Türkleri mağlup edemeyiz." Gladstone'un dediği Hristiyanların 1928'inci yılında vukû buldu. Türkiye'de harf inkılabı dolayısıyla yazımız elimizden alınınca "Eski harflerle beraber Kur'an'ı da tarihe gömüyoruz." dediler. Harflerimizin elimizden alınması Kur'an-ı Kerim'in elimizden alınması demekti.
"Yarab bana bir feyz-i kanaat ver ki namerde değil, merde dahi eyleme muhtaç..." -Cemal Nâdir
Reklam
Ömer Seyfettin
Ömer Seyfeddin devrinin en sade diliyle yazmaya çalıştı. Bunu yaparken tasfiyeciliğe yani "dilimizdeki Arapca ve Farsça kelimeleri atalım" ahmaklığına düşmediği gibi buna șiddetle karşı geldi. Yoksa Ömer Seyfeddin olamazdı. Ömer Seyfeddin şöhretini daha önce elde etse de ona Türk milleti nezdinde müstesna yerini kazandıran Seferberlik
Dal, ﺩ‎, Dalda-Dulda, dadaş
Nasıl bir anlamı var dadaş kelimesinin? Delikanlı, yiğit, mert. Aynen arkadaş kelimesi gibidir dadaş kelimesi. Aslı daldaşdır. Birbirlerine arka değil de dal verirler. Nitekim Erzurum halk oyunlarından birinin ismi daldala barıdır. Ve bu oyun daldala yani sırt sırta verilerek oynanır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Akla Karayı Seçmek
Türkçemizde akla karayı seçmek tabiri doğrudan bir ayet-i kerime ile alakalıdır. Bakara Suresinin 187. ayetinin meali şöyle: " Oruç (günlerinizin gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helal edildi. Onlar sizin için siz de onlar için birer libassınız. Allah nefislerinize karşı za'f göstermekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti, sizi bağışladı. Artık bundan sonra geceleri onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazdığını isteyin. (Bütün gece) Fecr (-i Sadık) olan ak kara iplikten size seçilinceye kadar yiyin için. Sonra geceye kadar orucunuzu tamamlayın. Mescitlerde i'tikafta bulunduğunuz zaman kadınlarınıza (geceleri de) yaklaşmayın. Bu (hükümler) Allah'ın sınırlarıdır. Sakın onlara (o sınırlara) yaklaşmayın. İşte Allah ayetlerini böylece insanlara açıklar. Ta ki korusunlar." Yani akla karayı seçmek tan yeri ağarırken ak iplikten kara ipliği ayırt etmektir. Yani gecenin karanlığından sabahın aydınlığının ayrılmasıdır. fecrin Doğuşudur. Sahurun bitmesi, imsak vaktinin başlangıcıdır. Ayrıca sabah namazı vaktinin girdiğini işaret eder. Allah'tan korkan, haddini bilen, Allah'ın koyduğu kurallara riayet etme zehri gösteren insanların söylediği bir sözdür akla karayı seçmek.
Sayfa 168Kitabı okudu
Şeker pancarı
İspirto patates, üzüm ve tahıllardan elde edildigi gibi bilhassa şeker pancarından elde edilirdi. Bugün bütün dünyayı "çöplüğe" çeviren kapitalizmin Türkiye'yi getirdiği yer de üretimi kota konularak bir şekilde sınırlandırılan seker pancarından, hiçbir șeyi ziyan olmayan șeker pancarından bir de ispirto temin edip onu ocaklarda, lambalarda yakıt olarak kullanırdık.
Reklam
Yunus Emre Selçukluca mı yazdı?
Yine aynı tarihçiler Karamanoğlu Mehmet Bey'in "Bundan sonra çarşıda pazarda Türkçe konuşulacak" dediği fermanı Hırıstiyan takvimine göre 1277 yılında çıkardığını söyler. Karamanoğlu Mehmet Bey o fermanda sadece Çarşıda pazarda Türkçe konuşulacak demez "defterleri dâhi Türkçe yazarlar" der. Karamanoğlu Mehmet Bey'in Türkçe ısrarı olmasaydı Osmanlı Devleti ortaya çıkabilecek miydi? Karamanoğlu Mehmet Bey o Fermanı Latin yazısı ile ya da Osmanlıca mı çıkardı? Gelgelelim bugün Karaman'da bu Hadise'yi temsilen bir heykel var orada Karamanoğlu Mehmet Bey'in elindeki Ferman Latin yazısı ile yazılı bu durumda o şeye heykel değil de karikatür demek gerekiyor.
Bugün Elhan-ı Șita'nın diline olan uzaklığımız kendi varlığımızla aramıza açtığımız mesafe kadardır, Nitekim ayet-i kerime "rıhlete'ş-şitâi ve's-sayf" diyor, Yani şita kelimesi ayet-i kerimede geçiyor; Türkçede var ve biz bundan haberdar değiliz. Nazım Hikmet 1936 tarihindeki bir yazısında mevsim-i şita ibaresini kullanır: "Bu bir tarafin inmesi, öbür tarafın yükselmesi ve üçüncü tarafın olduğu yerde durması "mevsim-i şita''nın çözülmemiş muammasıdır."
Türkiye'den Türkeli'ne varalım. (İsmet Özel)
İsmet Özel Türküm Doğruyum İntikamım Ülkemdir kitabında "niçin İtalya, Patagonya der gibi Türkiye denmiyor da istinye, fasulye dermiş gibi Türkiye deniyor?" diye sual ediyor İsmet Özel sual ederken deniyor/denmiyor şeklinde sual ediyor. Zira biz İstiklal Marşı Derneği olarak zaten memleketimize Türkçe Türkeli diyoruz. Sualin cevabına
Sayfa 199Kitabı okudu
Müslümanların soyadı olmaz, künyesi olur. Rasûl-i Ekrem'in künyesi Ebu'l Kâsım idi. Çünkü Rasûlullah'ın Hatice validemizden olan ilk erkek evlâdının ismi Kâsım idi. Biz Müslümanlar soy sop davası gütmeyiz, güdene de iyi gözle bakmayız. Kiliseye kayıtlı Hristiyan da değiliz. Çünkü asırlarca sadece onların soyadı olmuştur ki Kilise’nin işi hem kolaylaşsın hem de insanlar üzerinde daha rahat baskı kurabilsin diye. İsmet Özel Taşları Yemek Yasak kitabının önsözünde imzasını “İsmet Ebu'l Hasan Bin Ahmed” şeklinde atmıştı. Doğrusu budur. Kimin oğlu, kimin babası...
Reklam
Okuma yazma bilmemek veya ümmi olmak cahil olmak demek değildir. Cehalet Elif'i görünce mertek sanmaktır. Türkeli'nde cehaletin ölçüsü bu sözle tespit edilmiştir. Bugün elifi mertek bile sanamayanlar tarafından ifade edilen cehalet ölçüleri bizim ölçülerimiz değildir. ... Okuma yazma bilmese de Müslümanlar Elif'i doğruluğundan, Kaf'ı iğriliğinden bilirdi. Nitekim argoda kullanılan bir ifade vardır. "Elif'i bilmez götünü silmez." denir. Buradan elifi mertek sananların kimler olduğunu çıkartabilirsiniz.
“Mevlid” ve "milad” kelimeleri "doğmak” mânâsına gelen "velede" kökündendir. Türkçede "mevlid” Rasûl-i Ekrem'in doğumuna işaret ederken “milad” Hıristiyanlara göre tanrının, Hz İsa'nın doğumuna işaret eder. Milad kelimesi başka anlamda kullanılmaz Türkçede. Mütercim Asim Efendi'nin lügatini açıp bakarsanız bunu orada da görürsünüz.
Türkiye'de insanlar bilhassa son zamanlarda çocuklarına iki isim koymaya meraklılar. Bunu yaparken belki sevdikleri şairlerin, ediplerin isimlerini de kendilerine misal alıyorlar ki olabilir, makuldür. Lâkin Türkiye'de Orhan Veli'nin ismini bilen kaç kişi onun meşhur şiirinde de zikrettiği gibi “Veli'nin oğlu” olduğunu bilir?
Girit'te Müslüman olan Rumlar Rumcayı Kur’an harfleri ile yazarken Ermeniler gibi “Türkçe” konuşan Karamanlı Rumlar Türkçeyi Rum harfleri ile yazarlardı . Yazı, dinin milliyetin alâmet-i farikasıdır.
Türk mürekkebini benzersiz kılan şeyler nelerdi? Evvelâ bugün hâlâ sanki yeni yazılmış gibi duran ve asırlardır başta selatin camileri olmak üzere diğer bazı camilerinde duvarlarında asılı duran levhalar bugüne Türk mürekkebiyle yazıldığı için gelebilmiştir. Kalemden kolayca akışı, kuruduktan sonra rengini kaybetmemesi, kötü kokmaması ve
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.