Kafamda Bir Tuhaflık

Orhan Pamuk

Kafamda Bir Tuhaflık Gönderileri

Kafamda Bir Tuhaflık kitaplarını, Kafamda Bir Tuhaflık sözleri ve alıntılarını, Kafamda Bir Tuhaflık yazarlarını, Kafamda Bir Tuhaflık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Süleyman:
Babamla Mustafa Amca kardeşler ama soyadlarımız ayrı. Atatürk’ün emriyle bütün milletin soyadı aldığı günlerde, Beyşehir’den eşek sırtında koca defterlerle köye gelen nüfus memuru, herkesin tek tek seçtiği soyadlarını son gün kayda geçiriyormuş. Sıra çok dindar ve mübarek bir insan olan ve hayatında Beyşehir’den ileriye gitmemiş olan dedemize gelmiş. O da düşünmüş düşünmüş ve “Aktaş” demiş. İki oğlu, her zamanki gibi, dedemizin yanında kavga ediyorlarmış. “Beni de Karataş diye yazın,” demiş inatla, o zaman küçük bir çocuk olan Mustafa Amcam ama ne dedem ne de memur dinlemiş onu. İnatçı ve aksi Mustafa Amcam, yıllar sonra Mevlut İs-tanbul’da ortaokula yazılmadan önce Beyşehir’e inip hâkime değiştirtti soyadını ve böylece bizler Aktaş kaldık, Mevlutlar da Karataş oldu. Amcamın oğlu Mevlut Karataş bu sonbahar İstanbul’a gelip okumaya çok hevesli.
UZAKTAKİ BİRİNDEN MEKTUPLA BİRŞEY ISTEMEK
konusu üçe ayrılıyordu: 1. İnsanın kendi gerçek istediği, ki bunun ne olduğunu insanın kendisi bilemezdi. 2. İnsanın resmen dile getirdiği şey, ki dile gelirken insan aslında ne istediğini biraz anlardı. 3. Mektup, ki bu da (1) ve (2)’nin ruhuyla beslenen ama bam-başka manası olan sihirli bir metindi.
Reklam
“Atatürk’ü de seviyor musun?”
“Mareşal Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleri 1922 tarihinde bizim oraya, Akşehir’e gelmiştir,” diye bir bilgi verdi Mevlut. “Sonra Ankara’da Cumhuriyet’i kurup en sonunda bir gün İstanbul’a geliyor ve Taksim’de Park Otel’de kalıyor... Bir gün odasının penceresine çıkıyor ki, İstanbul’un neşesi, sesi, bir şeyi eksik. Soruyor yaverine. ‘Gazi Hazretleri, Avrupa’da yok, siz kızarsınız diye sokak satıcılarının şehre girmesini yasakladık’ diyorlar. Asıl buna çok kızıyor Atatürk. ‘Sokak satıcıları sokakların bülbülleri, İstanbul’un neşesi ve hayatıdır’ diyor. ‘Sakın ha onları yasaklamayacaksınız.’ O günden beri sokak satıcılığı İstanbul’da serbesttir.” “Yaşasın Atatürk,” dedi kadınlardan biri. Masadakilerin bazıları “Yaşasın Atatürk,” diye tekrarladılar. Mevlut da katıldı onlara.
Dünyaya karşı bir kırgınlık, bir öfke duyuyordu
Sayfa 166 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
“Ama ben eskisi, en iyisi Vefa Bozacısı’ndan ham boza alıyor, sonra onu işliyor, kendi malzememi katıp içilir hale getiriyorum.”
Boza satışından zengin olunur mu?
“Yirmi beş yıldır yapıyorsan, para da kazanıyorsan zengin ol-malısın. Öyle mi?” “Biz ne yazık ki zengin olamadık,” dedi Mevlut. “Niye?” “Köyden birlikte geldiğimiz akrabalarımızın hepsi zenginler şimdi, ama bize kısmet değilmiş.” “Sana niye kısmet olmadı?” “Çünkü ben dürüstüm,” dedi Mevlut. “Ben bir evim olsun, kı-zıma iyi bir düğün yapayım diye yalan söylemem, çürük mal sat-mam, haram yemem...”
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.