Okuduğum 7. Orhan Pamuk kitabı, bu kitaplar içerisinde Masumiyet Müzesi'nden sonra en çok beğendiğim 2. kitabı diyebilirim...
Bu kitapta heyecan yok, şaşırtıcı olaylar dizisi yok, aksiyon yok, biran önce kitabi bitirip sonunda ne olduğunu öğrenmek istediğiniz bir merak dürtüsü de yok ama nasıl oluyorsa (Orhan Pamuk okuyanlar bilirler...) kendini okutturuyor ve sıkmıyor...
Sade ve akıcı bir üslubu var ama bu değil daha farklı birşey...
Ben, okuduğum her Orhan Pamuk kitabında, kendimi daha iyi tanımışımdır, kendime bile itiraf edemediğim şeyleri itiraf etmiş, kabullenmişimdir... Çünkü karakterleri zorlama yada olağanüstü değildir; hayatın içinden, doğal ve sıradan insanlardır. Hayatlarında da olağanüstülük yoktur oda çoğumuzda olduğu gibi sıradandır, bu yüzden daha samimi gelir bana...
Olaylar ve yaşantılar, muhataplarının her birinin kendi görüş açısıylada aktarılmış buda kitaba farklılık katmış...
Konuya gelecek olursak, Bozacı Mevlüt'ün İstanbuldaki hayat mücadelesi, aşkı, evliliği, çocukları, arkadaşları ve akrabalık münasebetleri... 1957-2012 yılları arasında uzun bir hikaye olunca, siyaset, sağ-sol çatışmaları, askeri darbeler, istanbul sokaklarının değişimi, mafya ve çeteleşmeler, rant gibi meselelerde tatafsız bir bakış açısıyla konunun içerisine serpiştirilmiş...
Kitabı okumanızı tavsiye ediyorum...