🌿Merhabalar🌿 #188501228 E-KİTAPLAR
Telegram E-kitaplar t.me/Pdf100000kitapa...
Sayfama gelip bu iletiyi okuyorsan, bence kitap önererek yorumunu da ekleyebilirsin, şimdiden teşekkürler 🙏🙏 Her öneri birbirinden değerli benim için🥰
Değerli önerilerinizden oluşan kitap listesi;
Merhaba değerli okurlar. Şubat ayı okumak için bir kaç kitap almayı düşünüyorum. İçinizde bu kitapları okuyanlar varsa kitap hakkındaki düşüncelerini belirtirse sevinirim. Okuyacağım kitapları ona göre seçmek istiyorum.
Orhan Pamuk kitap okuma alışkanlığı olmayan kesimin uzak düştüğü yabacı kaldığı bir yazar. Bir okur olarak hayranlıkla okuduğum güçlü bir kalem. 2019 yılında kurgu, roman tarzı hikayelerinin çoğunu bitirdim. Geriye çoğunlukla hatıralarını kapsayan eserleri kaldı. Kısa kısa okuduğum eserler hakkında yorumlarımı paylaşmak istiyorum:
Masumiyet Müzesi : En beğendiğim eseri. Resmen beni kurgunun içerisine aldı.
Sessiz Ev : Orhan Pamuk üslubundan uzak bir eser gibiydi. Çok güzel bir hayat hikayesi vardı. Bir yaz dönemini anlatmasına rağmen akılda kalan bir eser.
Cevdet Bey ve Oğulları : Uzadıkça uzayan bir eser. Sürekli hayati sorgulamaya geçen devinimin öyküsü. Bazen uzunluğu gözü korkutsa da gayet iyiydi.
Kafamda Bir Tuhaflık : Masumiyet müzesinden sonra en çok etkilendiğim eseri diyebilirim. İstanbul hayatına adapte olmaya çalışan gencin öyküsü.
Yeni Hayat : Bir gencin kişilik kazanma, birey olma mücadelesi.
Kara Kitap : Yazarın en çok zorlandığım eseri. Defalarca bırakmayı düşündüysem de ısrarla okumaya devam ettim. Belki tekrar okurum diye düşünüyorum.
Kırmızı Saçlı Kadın : En absürt eseri. Bence gerek yok dediğim bir eser. Tabiki basarili ancak konu absürt geldi bana.
Beyaz Kale : Kısacık ve akıcı bir eser. Birçok eserinden ince olsa da yoğun bir kitap.
Kar : Gerçeklikten esinlenerek yazılan bir dönemin siyasal etkileri ve sosyal dokusunu birçok yansıtan başarılı bir eser. Herkesin okuması gerekir diye düşünüyorum.
Kafamda Bir Tuhaflık eserinin adını seçerken, İngiliz şair W. Wordsworth'a ait olan "Kafamda bir tuhaflık vardı, içimde de ne o zamana ne de o mekâna aitmişim duygusu" dizesinden esinlenmiştir.
İnsan şehirde kalabalık içinde yalnız olabilirdi ve şehri şehir yapan şey de zaten kalabalık içinde insanın kafasındaki tuhaflığı saklayabilme imkânıydı.