Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kanla Abdest Alanlar

Ergün Poyraz

Kanla Abdest Alanlar Hakkında

Kanla Abdest Alanlar konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Said-i Nursi'den Fetullah Gülen, Demirel ve Ecevit'e Nurculuğun Tüm Bilinmeyenleri - Pür demokrasi aşkıyla (!) bezirganlar ile havarilerin "Hoşgörü" abidesi olarak lanse edilen Fetullah Gülen'in ve onun, izinden gittiği üstadı Said-i Nursi'nin ve nurculuğun gerçek yüzünü bulacaksınız. Hoşgörü abidesinin Hizbullah'a olan övgülerini, kanla abdest almayı yüceltmesini. Şeriat ve Hilafet sistemine olan özlem ve sevgisini, ideallerini, ışık okullarını, demokrasi, devrimler ve Cumhuriyete karşı olan hasmane görüşlerini, - Fetullah Gülen'in ardından gittiği Said-i Nursi'nin gerçek kimliği ile Said-i Kürdi olarak anıldığı, yegane amacının Şeriatçı ve Kürtçü bir devlet kurmak olduğunu ve bu uğurdaki çabalarını ibretle okuyacaksınız. - Said-i Nursi'ye ve Fetullah Gülen'e övgüler düzmede birbirleri ile yarışan Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Mesut Yılmaz, Hüsamettin Cindoruk ve diğerlerinin bu hareketleri karşısında elinizi şakağınıza dayayarak uzun uzun düşüneceksiniz.
Tahmini Okuma Süresi: 15 sa. 27 dk.Sayfa Sayısı: 545Basım Tarihi: 2007Yayınevi: Togan Yayınları
ISBN: 9789944337038Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 22.0
Erkek% 78.0
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Ergün Poyraz
Ergün PoyrazYazar · 32 kitap
Ergün Poyraz, (d. 31 Ocak 1963, İstanbul), siyasi partiler ve tarikatların yapılanmaları ve aralarındaki bağlantıları inceleyen araştırmacı yazar. Yaşamı 1983 yılında Yıldız Üniversitesi İnşaat Bölümü'ne başladı. İkinci sınıfta okuldan ayrılarak evlendi, 1988 yılında eşinden ayrıldı. Bir süre Aydın'da hayvancılık yapmış, 1993-1994 yıllarında ise Bilecik'te bir inşaat şirketinde idari sorumlu olarak çalışmıştır. 32 yaşında askere gitmiş askerlikten sonra Aydın´a ailesinin yanına dönerek yazarlığa başlamıştır. Refah'ın Gerçek Yüzü isimli kitabı 1998 yılında 28 Şubat sürecinde Vural Savaş tarafından açılan Refah Partisi'nin kapatılma davasında delil olarak kullanıldı. Fethullah Gülen ile ilgili yazdığı kitaplar Fethullah Gülen hakkında açılan ve Gülen'in beraat ettiği davada delil olarak kullanıldı ve bu davada tanıklık yaptı. Adalet ve Kalkınma Partisi, ideolojisi, parti kurucuları ve ileri gelenleri hakkında yazdığı Takunyalı Führer, Hilafet Ordusundan Arap Kürt Partisine, Patlak Ampul, Musa'nın Gül'ü, Musa'nın Çocukları, Musa'nın Mücahiti, Musa'nın AKP'si, AKPapa'nın Temel İçgüdüsü gibi muhalif kitapları ile tanındı. Bu kitaplar nedeniyle bazı çevrelerce antisemit olmakla suçlanmaktadır. Misyonerler Arasında Altı Ay: Dünden Bugüne Hıristiyanlık ve Yahudiliğin Analizi isimli kitabında dinlere basın yoluyla hakaret ettiği iddiasıyla Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme Poyraz'ın beraatine karar verdi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yaptığı inceleme sonucunda beraat kararının bozulmasına hükmetti. Yargıtay 4. Ceza Dairesi kitapta yer alan İsa Peygamber,Hıristiyanlık ve Musevilik ile ilgili aşağıdaki ifadeleri beraat kararını bozma gerekçesi olarak belirtti: "Hıristiyanlar tecavüz ettikleri annenin bebeğini öldürüp, kıyma yapıp aynı anneye yediriyorlardı... Yalancı İsa... Hıristiyanların kutsal kitaplarının hangi sayfasını açarsanız açın karşınıza İsa'nın yalanı, yalanları çıkıyor... Vallahi Dallas bile Mukaddes Kitap'tan çok daha masumdu... Hıristiyanların ve Yahudilerin kutsal kitaplarının hangi sayfasını açarsanız açın bir başka anlamsızlık, bir başka melanet fışkırıyor... O kutsal kitap fahişeliği ve zinayı teşvik ediyor... Kutsal kitap denilen rezillik abidesi... Hıristiyanlığın sapık öğretileri ile yetişen papazlar... Hıristiyanlara göre İsa Allah'ın oğludur diyen katiller, hırsızlar, sapıklar, dolandırıcı ve her türlü melaneti taşıyanların ise gideceği yer tam yol cennet!.. Hiç böyle sapık, böyle iğrenç, bir inanç olur mu?.. İsa'nın tam biri blis olduğuna karar vereceklerdi... Ergenekon Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan bombalar için yapılan soruşturma çerçevesinde 27 Temmuz 2007'de saat 07.30'da Ankara'da gözaltına alınan Ergün Poyraz tutuklandı.Gözaltına alındığında evinde arama yapıldı ve soruşturma konusu ile ilgili olabileceği düşünülen her türlü belgeye, bilgisayarına, CD'lere polis tarafından el konuldu. Aynı gün, Poyraz'ın avukatı (Necip Hablemitoğlu'nun da eski avukatı olan) Hüseyin Buzoğlu'nun bürosu da arandı ve belgelerine el konuldu.[Ankara'da gözaltına alınan Poyraz İstanbul'a getirildi. Beşiktaş Adliyesi'nde savcıZekeriya Öz tarafından sorgulanarak tutuklanma istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi.TCK'nın 327. maddesine göre, "Devletin savaş imkânlarının tehlikeye sokulması" suçundan tutuklanan Poyraz, evinde bulunan Kara Kuvvetleri İstihbarat Arşivi ve Sevgi Erenerol Misyonerlik 2006 isimli klasörleri içeren CD'yi nereden temin ettiği hakkında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sorgulandı. Poyraz "Bana bahsettiğiniz Kara Kuvvetleri İstihbarat Arşivi ve Sevgi Erenerol Misyonerlik 2006 isimli klasörü içeren CD'yi hatırlamıyorum. Nereden geldiğini de bilmiyorum." cevabını verdi. Buna ilaveten o güne (Temmuz 2007'ye) kadar 15 kitap yazdığını anlatan Poyraz, çok okunan bir yazar olduğu için farklı yerlerden kendisine bilgi ve belge geldiğini söyledi; evindeki CD'ler arasında milletvekilleri, valiler, emniyet mensupları ve üniversite görevlilerine ait veriler olmadığını öne sürdü.Ergün Poyraz "Kara Kuvvetleri istihbari yapılanmasına ait gizli ibareli veriyi hatırlamıyorum. Bilgileri de kopyalayıp başkasına vermedim." dedi. Poyraz, aynı soruşturmada terör örgütü üyesi olmaktan tutuklanan Astsubay Oktay Yıldırım tarafından bir yıl önce arandığını ve Güneydoğu'daki hatıralarını kitaplaştırmak istediğini söylediğini savundu. Savunmasında Poyraz, Oktay Yıldırım'a kitabı nasıl yazacağını anlattığını ve Yıldırım'ın bu bilgileri kendisinden habersiz bir şekilde bir internet sitesinde yayımladığını, bir daha da hiç görüşmediklerini öne sürdü. Ergün Poyraz hakimin bir sorusu üzerine, eski Yüzbaşı Muzaffer Tekin ile de hiç görüşmediğini öne sürdü. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 29 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.