Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz Gönderileri
Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz kitaplarını, Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz sözleri ve alıntılarını, Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz yazarlarını, Kazım Karabekirin Gözüyle Yakın Tarihimiz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İstiklal Savaşı denilince kitaplarda daima Batı Cephesi'nde olan bitenler yazılıyordu. Oysa savaş önce Doğu Cephesi'nde başlamış, ilk zaferler Anadolu'ya buradan müjdelenmişti.
Neden tarihimizin bu altın sayfaları yeni nesillere gerektiği gibi anlatılmaz?Neden onlar bu tarihi eksik ve tek tarafı öğrenmek zorunda kalırlar?Doğrulara bu denli yabancı nesilleri yetiştirmek kimin için bir şeref vesilesi olacaktır?
İran'da Şair Hafız-ı Şirâzi'nin sözünü hatırladı sonra. Şöyle diyordu bu Doğulu Bilge: "Hepimiz ömrümüzle birer beste yapmaktayız. İşin ilginç yanı, bu bestenin iyi mi kötü mü olduğunu biz ölüp gittikten sonra başkaları karar vereceklerdir. "
Tarihimizi bilmek kendimizi bilmektir. İnsan kendisini dosdoğru bilmedikçe doğru ve şerefli yolu da bulamaz. Çünkü geçmişte yürüyen yollar yanlış bilinirse gelecekte de yanlış, tehlikeli istikametlere doğru gidilir.
Kitap içerisinde Kazım Karabekir'in düşüncelerine de yer verilmiş ve düşüncelerini okurken Ezanın Türkçeleşmesi ve bazı inkilaplardan rahatsızlığını dile getirmiş. Kitabın ilk kısımlarında kendi ağzı ile M.Kemal ile görüşmesinde yanında Rıza Nur'un bulunduğunu ve Hilafet makamının kaldırılması gerektiğini ilk kendisinin söylediğini iddia etmekte. Ayrıca K. Karabekir'in bir diğer kitabında kendisi açıkça 2. Abdülhamid'e olan düşmanlığını belirten ifadelere yer veriyordu. Buradan kendisinin asıl amacının bazı şeylerde dışlanmasından kaynaklı bir yarası olduğunu ve bu sebeple herkesi eleştirdiğini düşünüyorum.
Lakin kitapta bir konu çok iyi anlatılmış. Batı cephesi komutanları YENİLSELER dahi Divan-ı Harp da yargılanmak yerine kahraman ilan edilir iken Doğu cephesi kendi kendini kurtarmış gibi bir tarihin yazılması, Doğu Cephesinin kahramanlarının ve verdikleri savaşların sonuçlarından Türk halkının mahrum bırakılması, Batum'u kurtarmış iken masada verilmesini çok iyi altını çizdiğini görüyorum
Kâzım Karabekir'in siyasi kariyerinin altında unutulmuş ve kaybolmuş bir özelliği de yetimlere ve eğitime verdiği büyük önemdir. Doğu Cephesi'nde küçük yaşlarda öksüz ve yetim kalan binlerce çocuğa sahip çıkmıştır. Kitapta da belirtildiği gibi hayatı kurtulan çocukların sayısı 6 bini aşmıştır.
Bu millet onu ''Yetim Babası' olarak tanır fakat
yapılan fedakârlıklar unutturulmak istenmiştir.
Milli mücadelede en büyük pay sahibi olan Kâzım Karabekir'i en arka saflarda bırakıp sadece tek bir kişiyi yükseltmek ve yüceltmek akıl kârı değil!.Sadece bununla da kalmayıp daha kötüsü ise eserinin ve evraklarının yakılması, İstiklal Mahkemesi'nde idamla yargılanmasıdır. Bu sadece Kâzım Karabekir'e yapılanlarla sınırlı kalmaz! Tarihimizde nice şahsiyetler de tarihin tozlu raflarında yerlerini almışlardır.
O halde okuyalım ve araştıralım!
tarihin tozlu raflarında hatırlanmayı
bekleyen bizim ecdadımız değil mi?
Vatandaş! Yanlış bilgi felaket kaynağıdır. Her işin gerçeğini ara ve öğren. Sonra tartışmasını istediğin gibi yap. Birincisi vicdanına,ikincisi karakter ve anlayışına dayanır.
Evet!... İnkılâp tarihimizin, aktörleri olduğumuz Meşrutiyet, Milli Hükümet ve Cumhuriyet devirlerimize ait hakikatlerin uğratıldığı çarpıtmalar, nihayet tamâmiyle milletimize vakfetmiş olduğumuz şahsiyetlerimize dil uzatmaya kadar varınca, bu gerçekleri şahıs, zaman ve mekân göstererek belgeleriyle 1933'te, yani Mustafa Kemal Paşa'nın sağlığında basın aracılığıyla milletimizin yüksek huzuruna arz etmeye başlamıştım. Mektuplarım yarıda kestirilerek en önemli gerçeklerin yayınlanmasına izin verilmediği ve bastırdığım İstiklal Harbimizin Esasları başlıklı eserimin de kanuna aykırı olarak yakıldığı, Cumhuriyet tarihimize asla yakışmayan bu çirkin hareketler yetmiyormuş gibi uzun zamanlar maruz kaldığımız gözetleme ve tepkilerle çoluk çocuğumuza dahi rahat verilmediği herkesin malumudur.
Gerçeklerin hatta hükümet kuvvetiyle örtbas edilmesine karşılık, efsanelerin vakit vakit tazelenmesi milletimize karşı saygısızlık, hak sahibi olan bizlere karşı tecavüz, millî tarihimize karşı ise suçtur.
Neden tarihimizin bu altın sayfaları yeni nesillere gerektiği gibi anlatılmaz? Neden onlar bu tarihi eksik ve tek taraflı öğrenmek zorunda kalırlar? Doğrulara bu denli yabancı nesilleri yetiştirmek kimin için bir şeref vesilesi olacaktır?
Kazım Karabekir Paşa İstiklal Savaşı'nın bugüne kadar göz ardı edilen, gösterilmeyen, yazılmayan taraflarını inceliyor. Tarihe yeni bir gözle bakmak isteyenler için muhteşem bir araştırma...
Karabekir Paşa’nın askeri ve siyasi hayatında haksızlıklara uğraması yetmiyormuş gibi, tarih kitaplarından da emekleri silinmişti. Doğu Cephesi’nde zafer üstüne zafer kazanarak makûs talihimizi yenen Paşa, Sevr’i yırtan ilk antlaşmanın altına imza atmıştı. Savaş sonunda adına “Şark Arslanı” diye posterler basılıyor, özellikle Doğu’da savaşın gerçek kahramanı sayılıyor, adı efsaneleşiyordu.